Turkish example sentences with "olsa"

Learn how to use olsa in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.

Babamız burada olsa bize yardım ederdi.

Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

Keşke bir arabam olsa.

Keşke sevgililer günü olsa!

Keşke çok param olsa.

Yeterli param olsa, ben yurtdışına gidebilirim.

Kanatlarım olsa, sana uçarım.

Yeterli zamanım olsa, seninle konuşurum.

Yeterli param olsa, onu satın alabilirim.

O şimdi burada olsa, ona gerçeği söyleyebilirim.

Keşke kendime ait bir odam olsa.

Onu mutlu eden başka biri olsa da, o mutlu olduğu sürece, bu iyi.

Yeterli param olsa, ben bu kitabı satın alabilirim.

O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.

10.000 yene mal olsa bile sözlüğü satın almalıyım.

Önemli olan tek şey kazanmak olsa, o zaman keyfimiz kaçar.

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum.

Tom keşke küçük erkek kardeşim olsa.

Keşke Tom'un daha büyük bir ofisi olsa.

Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.

Elbiseni o kadar çok seviyorum ki keşke basabileceğim bir 'Seviyorum' butonu olsa.

Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.

Keşke yapabildiğimden daha fazlası olsa.

Keşke kalmamak için bir nedenim olsa.

Keşke gitmemek için bir nedenim olsa.

Keşke senin gibi bir arkadaşım olsa.

Beth'in ebeveynlerinin ne zaman misafirleri olsa, o, yetişkinlerin konuşmasına katılmak ister.

Eğer Ted burada olsa, odayı temizlememize yardım eder.

Keşke şimdi Beth burada benimle olsa.

Keşke kızımı bir Ivy League üniversitesine gönderecek gücüm olsa.

Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.

Keşke o burada olsa.

Keşke Tom burada olsa.

Keşke biraz daha zamanımız olsa.

Nasıl olsa, ondan hoşlanmıyorum.

Keşke o şimdi burada olsa.

Keşke bugün hava iyi olsa.

Keşke uçmak için kanatlarım olsa.

Keşke o şimdi hayatta olsa.

Keşke o bizim takımda olsa.

Keşke daha iyi bir hafızam olsa.

Param olsa onu alabilirim.

Keşke kendime ait bir evim olsa.

Keşke Tom gibi bir kahyam olsa.

Keşke yanımda biraz daha param olsa.

Keşke hayalim gerçek olsa.

Bende olsa da sana da versem.

Keşke güzel bir kız arkadaşım olsa.

O, yorgun olsa bile gelecektir.

Bugün öğrencilerin daha fazla boş zamanı olsa, onlar politikaya daha fazla ilgi duyarlar.

Keşke bugün Cuma olsa.

Hasta da olsa sağlıklı olsa o her zaman mutludur.

Hasta da olsa sağlıklı olsa o her zaman mutludur.

Onun yerine soyadı "Joobs" olsa, Steve Jobs'un şimdiye kadar başarılı olduğu kadar başarılı olacağını düşünür müsün?

Keşke Tom'un sahip olduğu kadar çok param olsa.

Keşke uyumak için yeterli zamanım olsa.

Keşke Tom'unki kadar çok enerjim olsa.

Keşke o bize yardım etmek için burada olsa.

Keşke Tom benim küçük erkek kardeşim olsa.

Doğru olsa, ne yaparsın?

Kim olsa iş görür.

Keşke bize yardım etmek için burada olsa.

O olsa, ne yaparsın?

Doğru olsa, harika olur.

Olsa olsa o, ikinci sınıf bir şarkıcı.

Olsa olsa o, ikinci sınıf bir şarkıcı.

Keşke bağışlayacak bir şeyim olsa.

Gerçek olsa, ne yaparsın?

Keşke seninle konuşmak için daha çok vaktim olsa.

Param olsa, sana ödeyebilirim.

Keşke onunla konuşmak için daha fazla zamanım olsa.

Keşke seninle konuşmak için daha fazla zamanım olsa.

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya giderim.

Keşke o arabayı satın alacak yeterli param olsa.

Yeterli param olsa, kitabı alırım.

Ne zaman başı belada olsa onun yanında oldu.

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya gideriz.

Keşke bir haritam olsa, sana yolu gösterebilirim.

Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.

Daha fazla zamanım olsa, nasıl dans edileceğini öğrenirim.

Seninle evlenmiş olsa, şimdi mutlu olurdu.

Keşke sınıfımız klimalı olsa.

Şimdi 1,000,000 yenim olsa, bir araba alırım.

O burada olsa, ne söyler?

Keşke benim de bir tane olsa.

Hata yaptığım her sefer için bir nikelim olsa, daha ucuz hatalar yapardım.

Bunu kim olsa yapabilir.

Keşke o doğru olsa.

O, kendi hayatı pahasına bile olsa başarmak istedi.

Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.

Bu tekrar olsa memnun olurdum.

Keşke çok arkadaşım olsa.

Şimdi bir milyon yenim olsa, bir araba alırdım.

Senin için ne olsa yapmaya hazırım.

İşsizlik problemleri tabii ki önemli olsa da, çevre sorunları da oldukça önemlidir.

Bir profesör, Alex kelimeler kullanıyor olsa bile buna dil demenin yanlış olacağını söylüyor.

Kapı açık olsa sizi rahatsız eder mi?

Tom takımda olsa bile, o sadece yedek kulübesinde bekler.

Neden gönüllü olacaktım ki? Nasıl olsa gideceğimi biliyordum.

Also check out the following words: mutsuz, yapacağımı, Betty, klasik, müziği, Kâğıdın, Restoranımız, Güney, Otogarı'na, Yemeğimiz.