Turkish example sentences with "fakat"

Learn how to use fakat in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.
Translate from Turkish to English

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
Translate from Turkish to English

Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
Translate from Turkish to English

Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
Translate from Turkish to English

Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
Translate from Turkish to English

Çalşmak sadece ekonomik yararlar ve maaş için önemli değildir, fakat aynı zamanda sosyal ve psikolojik ihtiyaçlar ve toplumun iyiliği için bir şey yapma duygusu için.
Translate from Turkish to English

Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
Translate from Turkish to English

Alain'i annesi bile her zaman korudu fakat şımarık küçük çocuk, kitapta derin bir nefret uyandıran ve kendini beğenmiş bir kişiye dönüşür.
Translate from Turkish to English

Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
Translate from Turkish to English

Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Translate from Turkish to English

O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
Translate from Turkish to English

O, Birleşik Devletler'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
Translate from Turkish to English

O, ABD'de büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
Translate from Turkish to English

O, Amerika'da büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
Translate from Turkish to English

Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
Translate from Turkish to English

Bu üzümler hoş görünüyor fakat, aslında tadı buruk.
Translate from Turkish to English

Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
Translate from Turkish to English

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.
Translate from Turkish to English

Fakat büyük olasılıkla sonuncu olacağım, bu acınacak bir durum.
Translate from Turkish to English

Profesörün bize verdiği problemi çözmeye çalıştık fakat karışık görünüyordu.
Translate from Turkish to English

O, öyle bir aptal değil fakat onu anlayabilir.
Translate from Turkish to English

Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.
Translate from Turkish to English

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
Translate from Turkish to English

Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.
Translate from Turkish to English

Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.
Translate from Turkish to English

Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
Translate from Turkish to English

Yağmur yağmaya başladı fakat biz yürümeye devam ettik.
Translate from Turkish to English

Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
Translate from Turkish to English

Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
Translate from Turkish to English

Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
Translate from Turkish to English

Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
Translate from Turkish to English

"Fakat sadece yazın buraya geliyorsun."dedi Tony.
Translate from Turkish to English

Bir sigara daha yaktı fakat onu derhal söndürdü.
Translate from Turkish to English

Başkan yasa tasarısını veto etti fakat Kongre onun vetosunu geçersiz kıldı.
Translate from Turkish to English

Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
Translate from Turkish to English

Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
Translate from Turkish to English

Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.
Translate from Turkish to English

İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
Translate from Turkish to English

Su içebilirsin fakat aynı zamanda da onun yürümesine izin verebilirsin.
Translate from Turkish to English

Ondan özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
Translate from Turkish to English

Pekala, evet, fakat herhangi bir kişinin haberdar olmasını istemiyorum.
Translate from Turkish to English

Birçok kelimeler hecelerine göre telaffuz edilirler fakat bazıları değil.
Translate from Turkish to English

Gölde kesinlikle yüzebilirsin fakat öyle yapmanın anlamı yok.
Translate from Turkish to English

Evine gittim fakat evde değildi.
Translate from Turkish to English

Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.
Translate from Turkish to English

O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
Translate from Turkish to English

Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
Translate from Turkish to English

Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
Translate from Turkish to English

Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
Translate from Turkish to English

Onu davet etmeliydin fakat etmedin.
Translate from Turkish to English

Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
Translate from Turkish to English

Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler.
Translate from Turkish to English

Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.
Translate from Turkish to English

Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.
Translate from Turkish to English

İnsanlar gelirler ve giderler fakat dünya kalır.
Translate from Turkish to English

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.
Translate from Turkish to English

Onu nazik olduğu için değil fakat dürüst olduğu için seviyorum.
Translate from Turkish to English

O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.
Translate from Turkish to English

Tam fiyatın ne olduğunu unuttum fakat 170 dolar civarındaydı.
Translate from Turkish to English

Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir.
Translate from Turkish to English

Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.
Translate from Turkish to English

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
Translate from Turkish to English

Bu yüzden cümleleri seviyoruz. Fakat dahası biz dilleri seviyoruz.
Translate from Turkish to English

Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
Translate from Turkish to English

Dün gece onu istasyonda karşılayacağına söz verdi fakat o asla gelmedi.
Translate from Turkish to English

Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
Translate from Turkish to English

Ona bir aptal diyebilirsin fakat bir korkak diyemezsin.
Translate from Turkish to English

Hiçbir şeye söz veremem fakat elimden geleni yapacağım.
Translate from Turkish to English

Burada bir şömine vardı fakat sanırım o yıkıldı.
Translate from Turkish to English

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
Translate from Turkish to English

Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
Translate from Turkish to English

Evdeki her şeyi yediğimizi düşünmüştüm, fakat bir kutu kraker daha buldum.
Translate from Turkish to English

Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.
Translate from Turkish to English

Sana gece geç saatlerde Çellonu çalmamanı söyledim, fakat çaldın ve şimdi komşular şikâyet etti.
Translate from Turkish to English

Dün gece seni aramaya çalıştım, fakat cevap vermedin.
Translate from Turkish to English

Ev ödevimi yapmaya çalıştım, fakat nasıl yapacağımı gerçekten bilmiyordum, bu yüzden vazgeçtim.
Translate from Turkish to English

Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
Translate from Turkish to English

Alkollü içkileri her gün içmek istemiyordu. Fakat bira onun sevdiği içkisidir, bu yüzden o her gün alkolsüz bira içiyor.
Translate from Turkish to English

Tom hasta olduğunu söyledi, fakat o bir yalandı.
Translate from Turkish to English

Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.
Translate from Turkish to English

Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.
Translate from Turkish to English

Seni vurmak istemiyorum, fakat zorunda kalırsam, vururum.
Translate from Turkish to English

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
Translate from Turkish to English

Onu asla görmem, fakat mutluyum.
Translate from Turkish to English

Üzgünüm, fakat önceden verilmiş sözüm var.
Translate from Turkish to English

Ben bugünlerde unutkan oluyorum, fakat ne yapabilirsin?
Translate from Turkish to English

Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.
Translate from Turkish to English

Zaman gülleri soldurur, fakat dikenleri kırar.
Translate from Turkish to English

Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.
Translate from Turkish to English

Biz ayrıldığımızda yağmur yağıyordu, fakat vardığımızda hava güneşliydi.
Translate from Turkish to English

Seve seve gelirdi fakat o tatildeydi.
Translate from Turkish to English

İnsanlar değil, fakat ekonomi iyi olmalı.
Translate from Turkish to English

Gerçekten bir Alice vardı, fakat Harikalar Diyarı hayal gücünün bir uydurmasıdır.
Translate from Turkish to English

Cömert davet için teşekkür ederiz fakat misafirliğin tadını kaçırmak istemiyoruz.
Translate from Turkish to English

Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
Translate from Turkish to English

Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
Translate from Turkish to English

Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.
Translate from Turkish to English

Genellikle saat altıda kalkarım, fakat dün sabah sekizde kalktım.
Translate from Turkish to English

Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
Translate from Turkish to English

Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.
Translate from Turkish to English

Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Dikkatsiz, kullanması, götürdü, öğreniyoruz, Kuşa, taş, attım, Hikâye, doğruysa, mahvoldum.