Turkish example sentences with "pratik"

Learn how to use pratik in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.

Onun planı pratik değil görünüyor.

İyi İngilizce yazma, çok fazla pratik gerektirir.

Tom her gün fagot çalarak pratik yapar.

Tom Mary'ye tubasını başka bir yerde pratik yapmasını söyledi.

Senin planının pratik olma üstünlüğü var.

Benimle Japonca pratik yapar mısın?

Andy çok sıkı pratik yapmış olmalı.

Sizin fikirleriniz hemen hemen hiç pratik değil.

Profesyonel bir banjo oyuncusu olmak için pratik yapmaya binlerce saat harcamalısın.

Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.

Bana biraz pratik tavsiyeler verdi.

Tom Mary'ye bazı pratik öneriler verdi.

Eğer bir yerli gibi konuşmak istiyorsan, banjo çalanların aynı parçayı onu doğru ve istenilen tempoda çalabilinceye kadar defalarca pratik yaptıkları aynı şekilde söylemeyi pratik yapmaya istekli olmalısın.

Eğer bir yerli gibi konuşmak istiyorsan, banjo çalanların aynı parçayı onu doğru ve istenilen tempoda çalabilinceye kadar defalarca pratik yaptıkları aynı şekilde söylemeyi pratik yapmaya istekli olmalısın.

Pratik değil.

Planın birçok pratik zorlukları var.

Pratik yaptığını anlıyorum.

Tom yakaladığı her fırsatta Fransızca konuşmayı pratik yapar.

Bu pratik değil.

Pratik yapıyorum.

Tom pratik yapmaya devam etti.

Tom pratik.

Keman çalmak çok pratik ister.

Pratik yapmaya çalışıyorum.

Gitarımla pratik yapıyorum.

Pratik yapacak zamanım vardı.

Pratik yapacak çok zamanım oldu.

Çok pratik yaptım.

Pratik bir şeye ihtiyacın var.

Pratik için geç kaldım.

Bu pratik olmaz.

Pratik yapıyor olman gerekiyor.

Biraz daha pratik yapmalısın.

Tom klarnetini pratik yapıyor.

Tom onu çok pratik yapmış olmalı.

Türkçe konuşmayı pratik etmeye ihtiyacım var.

Piyanoyu iyi çalmak için, yıllarca pratik yapmak gerekir.

Tom çok pratik, gerçekçi bir kişidir.

Bana İngilizcesini benimle pratik etmek istediğini söyledi.

Fransızca konuşmayı daha sık pratik yapmalıyım.

Tom çok pratik bir kişi.

Biraz daha pratik yapman gerekiyor.

Tom dün pratik yapmak için geç geldi.

Tom her gün en az otuz dakika keman çalmayı pratik yapar.

Çok pratik yaparsan İngilizceyi daha iyi konuşabileceksin.

İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.

Daha pratik seçenekler var.

Her gün pratik yaptım.

Judoyu daha çok pratik yapmam gerekiyor.

Birisi dünya standartlarında bir atlet olmak için her gün pratik yapmalı.

Sen pratik yapıyorsun, değil mi?

"Oh aman Allahım! O ne tür gülmekti?" - "Oh, ciddi bir şey değil" Mary oyun için bir cadı gibi nasıl gülüneceğini pratik yapıyor."

Sadece kendi ana dilinde ya da en güçlü olduğun dilde cümleler eklemenin muhtemelen yabancı dil yazmayı pratik yapmak kadar çok eğlenceli olmadığını biliyorum fakat onların doğru olduğundan kesinlikle emin değilsen lütfen cümleleri Tatoeba Corpus'a eklemeyin. Çalıştığın dilleri pratik yapmak istiyorsan www.lang-8.com gibi o amaç için tasarlanmış bir site kullanarak öyle yapın.

Sadece kendi ana dilinde ya da en güçlü olduğun dilde cümleler eklemenin muhtemelen yabancı dil yazmayı pratik yapmak kadar çok eğlenceli olmadığını biliyorum fakat onların doğru olduğundan kesinlikle emin değilsen lütfen cümleleri Tatoeba Corpus'a eklemeyin. Çalıştığın dilleri pratik yapmak istiyorsan www.lang-8.com gibi o amaç için tasarlanmış bir site kullanarak öyle yapın.

Sanırım yeterince pratik yaptın.

Tom dün ön ehliyetini aldı, bu yüzden araba sürmeyi pratik yapmak için babası ile birlikte dışarıda.

Tom her gün evde pratik yaptı.

Tom şimdi üst katta saksafonunu pratik yapıyor.

Tom pratik, değil mi?

Tom sadece pratik oluyor, değil mi?

Tom çok pratik, değil mi?

Tom çok pratik.

Pratik misin?

İyi bir yazar olmak istiyorsan, yazmayı pratik yapman gerekir.

İyi bir seviyede olmadığımın farkındayım; bu yüzden, daha fazla pratik yapmam gerekiyor.

Tom çok faza pratik yapmış olmalı.

Bu sana pratik görünüyor mu?

Sanırım okumamı pratik yapmalıyım.

Tom takıma katılmak için çok pratik yaptı.

Tom Jackson bu kasabayı pratik olarak inşa etti.

Yapmam gerektiği kadar sık piyanoyu pratik yapmıyorum.

Sıkıldığım zaman piyanoyu pratik yaparım.

Telaffuzumu pratik yapmama yardım eder misin?

Türkçe konuşarak pratik yapmaya ihtiyacım var.

Türkçe konuşarak pratik yapmalıyım.

Pratik yapmaya devam edin.

Pratik yapalım.

Önerdiğin şey pratik değil işte.

Biz sadece pratik yapıyoruz.

Esperanto öğrenmek istiyorsan oku ve çokça pratik yap.

Seninle pratik yapmak istiyorum.

Sizinle pratik yapmak istiyorum.

Pratik yapıyor musun?

Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.

Biz pratik yapacağız.

O, pratik yapmak için geç saatlerde geldi.

O, pratik için erken geldi.

Tom yetenek gösterisi için bütün hafta pratik yaptı.

Teori ve pratik el ele gitmeli.

Başkan pratik olmadığı için fikirden vazgeçti.

Artık pratik yapmıyorum.

Tom'un pratik zekası var.

Tom eğer isterse benim evime uğrayabilir ve benim piyanomda pratik yapabilir.

Bu şehirdeki ulaşım araçları çok pratik.

Onu pratik yapmak zorunda kalacaksın.

Tom pratik bir adam.

Tom Mary'nin pratik yaptığı yeni şarkıyı söylemesini önerdi.

O, çatıdaki kemanla sık sık pratik yapardı.

Tom'un pratik biri olduğunu biliyorum.

Tom'la pratik yaptım.

Also check out the following words: kadar, yaşlı, genç, telaşlıydı, ki, konuşmaya, vakti, yoktu, işe, aşina.