Turkish example sentences with "şeyler"

Learn how to use şeyler in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

Bir şeyler deneyelim!

Uzaylı öğretmeniyle evlenen sıradan bir Japon okul çocuğu hakkındaki bir anime. Japonya'da böyle şeyler olur.

Bazen, şeyler onlara farklı açılardan bakılınca daha güzeldir.

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.

Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.

Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.

Değerli şeyler bankanın korumasındadır.

Öyle şeyler konusunda bilgim yok.

Söyleyebileceğin şeyler var ve söyleyemiyeceğin şeyler var.

Söyleyebileceğin şeyler var ve söyleyemiyeceğin şeyler var.

Kazadan sonra ilk bir ay sadece bir çubuk vasıtasıyla sıvı şeyler içebildi.

Yiyecek bir şeyler istiyorum.

Maria ve Natalia alışverişe giderler. Kendileri için bir şeyler alırlar.

Herkes yeni şeyler yapmaktan korkar.

Urfa'ya gittiğimizde ise Yimpaş'ın marketine gidip bir şeyler alırdık.

Sana soracağım bir şeyler var.

O, çantadan bir şeyler aldı.

Bir şeyler içmek ister misin?

Horatio, Cennette ve Dünyada sizin felsefenizde hayal edilenden çok daha fazla şeyler vardır.

Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.

Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.

" Sporları sever misiniz?" "Evet, diğer şeyler arasında, beyzboldan hoşlanırım."

Pek çok büyük bilim adamları saçma şeyler hakkında düşünmüştür.

Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

Herkesin önünde böyle şeyler söylememelisin.

Böyle şeyler söylemen senin dikkatsizliğin.

Tom öyle şeyler yapmaz.

İnsanoğlu bir şeyler yaratmak için yaratılır.

Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.

Edison'un yeni şeyler icat etmesi her zaman kolay değildi.

Yeni şeyler denemekten korkmayın.

Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.

Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.

Küçük şeyler küçük zihinleri eğlendirir.

Öyle şeyler söyleyecek kadar ileri gitmem.

Londraya giderken Bay Higgins Tom ve Susie'ye bir sürü ilginç şeyler söyledi.

Tom elleriyle iyidir ve çok sayıda ilginç şeyler yaptı.

Tom her zaman bir şeyler okuyor gibi görünüyor.

Tom ve Mary her zaman aynı eski şeyler hakkında konuşurlar. Bu bir tür sıkıcıdır.

Tom bazen gerçekten inanmadığı şeyler söylüyor.

Tom anlamı olmayan bazı şeyler söyledi.

Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.

Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.

Tom Mary'nin partisine katılmayı isterdi. Maalesef, yapmak zorunda olduğu başka şeyler vardı.

Tom Mary ile genellikle kendine sakladığı şeyler hakkında konuştu.

Tom Mary'ye öyle şeyler söylememeli.

Tom asla kullanmadığı şeyler alarak kesinlikle çok para harcıyor.

Tom ve Mary aynı şeyler hakkında bile konuşuyorlar.

Yapmayı asla denememen gereken bazı şeyler vardır.

Bu tür şeyler olur.

Yapacak çok fazla şeyler var!

Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı!

Ann tahtaya bir şeyler yazdı.

Tom Mary'ye bir şeyler fısıldadı.

Tom yiyecek bir şeyler için yalvardı.

Kesinlikle ondan öğrenebileceğin çok ilginç şeyler vardır.

Tom kesinlikle şeyler yaptırabilir.

Bir şeyler yemek istiyorum.

Bana yiyecek bir şeyler ver.

Lütfen bana yiyecek bir şeyler verin.

Hamile bayanların sıkı şeyler giyinmemeleri gerekir.

O, karısı hakkında her zaman kötü şeyler söylüyor.

Tom Mary'ye öyle kaba şeyler söylememeli.

Hatalarından bir şeyler öğrenmelisin.

O, onun hakkında her zaman hoş şeyler söyler.

Otel kasasına bir şeyler koymak istiyorum.

O onun hakkında her zaman güzel şeyler söyler, özellikle o etrafta olduğunda.

Değiştiremediğin şeyler hakkında şikâyet ederek çok fazla zaman harcamaya çalışma.

O kadar önemli olmayan şeyler hakkında endişelenerek zamanının çoğunu harcar mısın?

Ufak tefek şeyler olur.

Bu şeyler dengeli bir öğün oluşturur.

O, öyle şeyler yaptı mı?

Sen bir şeyler duyuyorsun.

Çabucak bir şeyler yiyelim.

Onu hakkında bir şeyler biliyor olamaz.

Zaman zaman, düşmanlarımızın hareketleri ile birtakım olumlu şeyler bile muvaffakiyetsizleştiricileşebilir.

Kendiniz için bir şeyler yapmaya çalışın.

Garip şeyler yapmak istediğimi kabul ettim.

Tom hâlâ Mary'ye bir şeyler hissediyor.

Ona böyle şeyler söylemekle vicdansızlık etti.

Her zaman aptalca şeyler için dövüşürüz.

Edison birçok yararlı şeyler icat etti.

Gitmeden bir şeyler atıştırmalısın.

Okumak için ilginç bir şeyler veriniz.

Yeni şeyler öğrenmeye meraklıdır.

Herkes tarafından hakkında iyi şeyler söylenir.

Sandviçler, kekler ve benzeri şeyler yedik.

Öğretmenim benim için iyi şeyler söyledi.

Çok fazla hoşlandığın hoşlanmadığın şeyler var.

Çocuklar bir şeyler öğrenmek için okula giderler.

Öyle aptalca şeyler yapmaz.

Önemsiz şeyler hakkında onunla tartışmayacak kadar akıllıyım.

Bana okuyacak ilginç bir şeyler ödünç ver.

Çıkalım ve yiyecek bir şeyler alalım.

Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.

Umutsuz insanlar çoğu kez korkunç şeyler yaparlar.

Suçlu bir çocuk olarak kötü şeyler yaptı.

Hayatta daha önemli şeyler var.

Tom genellikle öyle şeyler yapmaz.

Also check out the following words: yapacaktır, kahvaltısını, sık, , siteleri, seçmeyin, Çocuklarımızın, güvenliği, sitelerine, girmeyin.