Turkish example sentences with "konuşmak"

Learn how to use konuşmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.

Almanca konuşmak istiyorum.

Dayınla konuşmak istiyorum.

Amcanla konuşmak istiyorum.

İngilizce konuşmak kolay değildir.

Hava hakkında konuşmak istemiyorum.

Bu konuda sizinle konuşmak isterdim.

Çinceyi iyi konuşmak zordur.

İngilizce konuşmak zor değildir.

Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?

Bu sorun hakkında seninle konuşmak istiyorum.

Onunla bir konuşmak istiyorum.

Seninle konuşmak istiyorum.

Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.

Biz şirket başkanı ile konuşmak istedik, ama o bizimle konuşmayı reddetti.

" Bay Smith ile konuşmak istiyorum." " Ben Smith."

Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.

Ben sizinle konuşmak için bu fırsata sahip olduğuma çok memnunum.

Tony ile konuşmak istiyorum.

Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.

Hiçbir şey söylemeden uzun bir süre konuşmak mümkündür.

Onun hakkında konuşmak için uygun bir zaman değil, değil mi?

Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.

O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

Ben sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.

Ben yönetici ile konuşmak istiyorum.

O, o konu hakkında konuşmak istemiyor.

Ben Tom. Ann'le konuşmak istiyorum.

John Warner'la konuşmak istiyorum.

Ben Tom. Mary ile konuşmak istiyorum.

Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.

Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun?

Bir dakikan varsa, ben bazı sorunlar hakkında seninle konuşmak istiyorum.

Mary ayrılmadan önce Tom onunla konuşmak istedi.

Tom, bir şey hakkında Mary ile konuşmak istedi.

Tom herhangi birini görmek ya da konuşmak istemediğini söyledi.

Tom asla onun hakkında konuşmak istemedi.

Tom konuşmak için Mary'yi eğlenceli buldu.

Tom, Mary ile konuşmak istemiyor.

Tom, özel hayatı hakkında konuşmak istemiyor.

Tom'un şimdi seninle konuşmak için zamanı yok.

Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok.

Tom bana onunla konuşmak için bir fırsat vermedi.

Tom'un canı konuşmak istemiyordu.

Tom ve Mary'nin birlikte konuşmak için çok zamanı yok. Onların çocukları, her zaman onların ilgisini istiyorlar.

Yüksek sesle konuşmak zorunda değilsin. Seni çok net şekilde duyabiliyorum.

Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.

Ben onun hakkında konuşmak istemiyorum.

Seninle konuşmak için daha fazla zamanım yok.

Almanca konuşmak için çok az fırsatımız var.

Benim birçok arkadaşlarla konuşmak için bol bol vaktim vardı.

Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

John'la konuşmak istiyorum.

Tom Mary ile konuşmak için oraya gitti.

Tom herkesin önünde konuşmak zorunda olduğunda sinirlenir.

Konuşmak için durdular.

Sizinle konuşmak güzeldi.

Onunla konuşmak istiyorum.

Onunla konuşmak kolaydır.

O konuşmak üzereydi.

Tom'la konuşmak kolaydır.

O İngilizce konuşmak zorunda.

Sen hiç bunun hakkında konuşmak istemedin ki.

İngilizce konuşmak faydalılar.

İngilizce konuşmak faydalıdır.

Kimle konuşmak istiyorsun?

Sizinle konuşmak bir zevkti.

Konuşmak için birini istiyorum.

O onlarla konuşmak için durdu.

İngilizce konuşmak eğlencelidir.

İngilizce konuşmak zor mu?

Konuşmak için birine ihtiyacım var.

Ben seninle konuşmak istemiyorum.

Tom Mary ile konuşmak için durdu.

Onunla konuşmak faydasız.

Onun konuşmak için birine ihtiyacı var.

İngilizce konuşmak eğlenceli.

Tom'un konuşmak için birine ihtiyacı var.

İngilizce konuşmak zordur.

Onun hakkında onunla konuşmak istiyorum.

Burada İngilizce konuşmak zorundasın.

Sadece İngilizce konuşmak zorundasın.

Canım biriyle konuşmak istedi.

Şu an seninle konuşmak için çok meşgulüm.

İngilizceyi iyi konuşmak zordur.

O dinlemeyecektir. Onunla konuşmak tuğla bir duvarla konuşmak gibidir.

O dinlemeyecektir. Onunla konuşmak tuğla bir duvarla konuşmak gibidir.

O, biriyle konuşmak istemiyordu.

Konuşmak istediğin kimdir?

Seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum.

İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.

Baş hemşire ile konuşmak istiyorum.

Şu anda canım çok konuşmak istemiyor.

Sadece seninle biraz konuşmak istiyorum.

Benimle konuşmak istiyorsan, lütfen beni ara.

Fransızca konuşmak zordur.

Konuşmak için hiç arkadaşım yok.

Seninle tekrar konuşmak için geldim.

Kapıda seninle konuşmak isteyen bir adam var.

İngilizce konuşmak çok eğlenceli.

Japonca konuşmak benim için kolaydır.

Also check out the following words: krallığına, girmesinden, hoşlanabilir, aleyhindeki, suçlama, desteklediğime, inandırdım, durdurmanın, düşündük, örneğini.