Learn how to use konuşmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.
Translate from Turkish to English
Almanca konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Dayınla konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Amcanla konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak kolay değildir.
Translate from Turkish to English
Hava hakkında konuşmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Bu konuda sizinle konuşmak isterdim.
Translate from Turkish to English
Çinceyi iyi konuşmak zordur.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak zor değildir.
Translate from Turkish to English
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Translate from Turkish to English
Bu sorun hakkında seninle konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Onunla bir konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Seninle konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
Translate from Turkish to English
Biz şirket başkanı ile konuşmak istedik, ama o bizimle konuşmayı reddetti.
Translate from Turkish to English
" Bay Smith ile konuşmak istiyorum." " Ben Smith."
Translate from Turkish to English
Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
Translate from Turkish to English
Ben sizinle konuşmak için bu fırsata sahip olduğuma çok memnunum.
Translate from Turkish to English
Tony ile konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Grup, yaklaşmakta olan parti hakkında konuşmak için bir boğa oturumu planlıyordu.
Translate from Turkish to English
Hiçbir şey söylemeden uzun bir süre konuşmak mümkündür.
Translate from Turkish to English
Onun hakkında konuşmak için uygun bir zaman değil, değil mi?
Translate from Turkish to English
Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.
Translate from Turkish to English
Ben sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Ben yönetici ile konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
O, o konu hakkında konuşmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Ben Tom. Ann'le konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
John Warner'la konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Ben Tom. Mary ile konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.
Translate from Turkish to English
Benimle ne hakkında konuşmak istiyorsun?
Translate from Turkish to English
Bir dakikan varsa, ben bazı sorunlar hakkında seninle konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Mary ayrılmadan önce Tom onunla konuşmak istedi.
Translate from Turkish to English
Tom, bir şey hakkında Mary ile konuşmak istedi.
Translate from Turkish to English
Tom herhangi birini görmek ya da konuşmak istemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom asla onun hakkında konuşmak istemedi.
Translate from Turkish to English
Tom konuşmak için Mary'yi eğlenceli buldu.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary ile konuşmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom, özel hayatı hakkında konuşmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un şimdi seninle konuşmak için zamanı yok.
Translate from Turkish to English
Tom'un şu anda birisiyle konuşmak için vakti yok.
Translate from Turkish to English
Tom bana onunla konuşmak için bir fırsat vermedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un canı konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary'nin birlikte konuşmak için çok zamanı yok. Onların çocukları, her zaman onların ilgisini istiyorlar.
Translate from Turkish to English
Yüksek sesle konuşmak zorunda değilsin. Seni çok net şekilde duyabiliyorum.
Translate from Turkish to English
Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.
Translate from Turkish to English
Ben onun hakkında konuşmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Seninle konuşmak için daha fazla zamanım yok.
Translate from Turkish to English
Almanca konuşmak için çok az fırsatımız var.
Translate from Turkish to English
Benim birçok arkadaşlarla konuşmak için bol bol vaktim vardı.
Translate from Turkish to English
Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
Translate from Turkish to English
John'la konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile konuşmak için oraya gitti.
Translate from Turkish to English
Tom herkesin önünde konuşmak zorunda olduğunda sinirlenir.
Translate from Turkish to English
Konuşmak için durdular.
Translate from Turkish to English
Sizinle konuşmak güzeldi.
Translate from Turkish to English
Onunla konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Onunla konuşmak kolaydır.
Translate from Turkish to English
O konuşmak üzereydi.
Translate from Turkish to English
Tom'la konuşmak kolaydır.
Translate from Turkish to English
O İngilizce konuşmak zorunda.
Translate from Turkish to English
Sen hiç bunun hakkında konuşmak istemedin ki.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak faydalılar.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak faydalıdır.
Translate from Turkish to English
Kimle konuşmak istiyorsun?
Translate from Turkish to English
Sizinle konuşmak bir zevkti.
Translate from Turkish to English
Konuşmak için birini istiyorum.
Translate from Turkish to English
O onlarla konuşmak için durdu.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak eğlencelidir.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak zor mu?
Translate from Turkish to English
Konuşmak için birine ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Ben seninle konuşmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile konuşmak için durdu.
Translate from Turkish to English
Onunla konuşmak faydasız.
Translate from Turkish to English
Onun konuşmak için birine ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak eğlenceli.
Translate from Turkish to English
Tom'un konuşmak için birine ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak zordur.
Translate from Turkish to English
Onun hakkında onunla konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Burada İngilizce konuşmak zorundasın.
Translate from Turkish to English
Sadece İngilizce konuşmak zorundasın.
Translate from Turkish to English
Canım biriyle konuşmak istedi.
Translate from Turkish to English
Şu an seninle konuşmak için çok meşgulüm.
Translate from Turkish to English
İngilizceyi iyi konuşmak zordur.
Translate from Turkish to English
O dinlemeyecektir. Onunla konuşmak tuğla bir duvarla konuşmak gibidir.
Translate from Turkish to English
O dinlemeyecektir. Onunla konuşmak tuğla bir duvarla konuşmak gibidir.
Translate from Turkish to English
O, biriyle konuşmak istemiyordu.
Translate from Turkish to English
Konuşmak istediğin kimdir?
Translate from Turkish to English
Seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Baş hemşire ile konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Şu anda canım çok konuşmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Sadece seninle biraz konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Benimle konuşmak istiyorsan, lütfen beni ara.
Translate from Turkish to English
Fransızca konuşmak zordur.
Translate from Turkish to English
Konuşmak için hiç arkadaşım yok.
Translate from Turkish to English
Seninle tekrar konuşmak için geldim.
Translate from Turkish to English
Kapıda seninle konuşmak isteyen bir adam var.
Translate from Turkish to English
İngilizce konuşmak çok eğlenceli.
Translate from Turkish to English
Japonca konuşmak benim için kolaydır.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: düz, engelli, engelsizler, cevaptır, bireyler, koleksiyonu, eyaletler, olmadığımızı, belirten, dünyaya.