Turkish example sentences with "yapacak"

Learn how to use yapacak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yapacak çok şey var!

Bana yapacak bir şey ver.

Biri şu işi yapacak.

Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.

Skandalla ilgili yapacak bir şeyleri var.

Onu yapacak son kişinin o olacağından eminim.

Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.

Her insanın yapacak bir görevi vardır.

Onların sorunlarıyla ilgili yapacak bir şeyim yok.

Onun için beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.

Onun soygunla ilgili yapacak bir şeyi var.

Tom'un işini yapacak birini almak zorunda kalacağım.

Devlet ilaç politikalarında reform yapacak.

O, 24 saat içinde onu yapacak.

O, gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.

Yapacak bir şeyiniz yoksa, odanızın tavanına bakın.

Hâlâ yapacak bir sürü iş var, bu yüzden sıkılmayacağım.

Korkarım ki bir hata yapacak.

Tom onun hakkında bir şey yapacak.

Tom yarın erken kahvaltı yapacak.

O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.

Hakkında böylesine bir yaygara yapacak bir şey yok.

O öyle bir şey yapacak son adamdır.

Tom yapacak önemli bir telefon konuşması olduğunu söyledi.

Tom gitmek istedi fakat yapacak çok işi vardı.

Tom'un yaptıklarını izlemekten daha iyi yapacak işlerim var.

Tom yapacak daha iyi bir şey olmadığı için, odasını temizlemeye başladı.

Tom yapacak daha iyi bir şey olmadığı için, uzun bir yürüyüşe çıkmaya karar verdi.

Yakında hiç kimsenin sizinle yapacak işi kalmayacak.

O çay servisi yapacak.

Tom işi yapacak başka birini bulmaya çalıştı.

Tom'un istediği şeyi yapacak çok zamanı var.

Tom, bu hafta yapacak bir sürü iş var.

Tom'un gidebilmesinden önce yapacak birkaç şeyi daha var.

Tom'un yapacak bir şeyi yoktu, bu yüzden eve gitti.

Tom'un dün yapacak bir şeyi yoktu.

Tom onun yapacak doğru şey olduğunu sanmıyor.

Tom'un başka bir şey yapacak yeterli zamanı yoktu.

Tom'un yapacak biraz açıklaması var.

Tom'un yapacak biraz alışverişi var.

Bütün gün oturup Tom'u beklemekten daha iyi yapacak şeylerim var.

Yapacak çok şey olduğu için, depresyona girdim.

Kim sözcülük yapacak?

Burada oturup senin dedikodunu dinlemekten daha iyi yapacak işlerim var.

Burada durmak ve senin hakaretlerini dinlemekten daha iyi yapacak işlerim var.

Sizin robotunuz yemekleri hazırlayacak, temizleyecek, bulaşıkları yıkayacak, ve diğer ev işlerini yapacak.

Yarın özellikle yapacak bir şeyim yok.

Yapacak çok fazla şeyler var!

Tom yapacak daha iyi bir şey bulamadı.

Tom yapacak daha iyi bir şey düşünemedi.

Onun yapacak bir şeyi yok.

Bana yapacak bir şey verin.

Partiye kim ev sahipliği yapacak?

Yapacak çok işim var.

Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak.

Şu an yapacak bir şeyim yok.

Yapacak çok şeyim var.

Yapacak bazı ev işlerim var.

Bugün yapacak çok işim var.

Yapacak çok iş vardı.

Yapacak bir sürü işim var.

Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.

Şaka yapacak durumda değilim.

Benim yapacak biraz alışverişim var.

Onun yapacak çok işi vardı.

Yapacak çok işimiz var.

Benim yapacak başka bir şeyim var.

O, para için her şeyi yapacak.

Onun yapacak bir sürü işi var.

Tom'un yapacak çok işi var.

Şimdi yapacak çok şeylerim var.

Yapacak çok şeyimiz var.

Onun yapacak çok şeyi var.

Onun yapacak çok işi var.

Yapacak çok ev ödevim var.

Kasabada yapacak bir işim var.

Onunla ilgili yapacak bir şeyi var.

Her zaman yapacak bir şey vardır.

Şu anda yapacak bir işim yok.

Yapacak belirli bir şeyim yok.

Bugün daha fazla yapacak bir şeyim yok.

Yapacak çok ev ödevimiz var.

Onun dün yapacak bir şeyi yoktu.

Joe'nun yeni tür bir araba fikri onu müthiş zengin yapacak.

Yarın yapacak çok işim var.

O, işi yapacak yeteneğe sahiptir.

Hâlâ yapacak çok işim var.

Bu gece yapacak çok işim var.

Bugün yapacak çok şeyim var.

Bu akşam yapacak biraz işim var.

Yapacak daha iyi bir şeyin yok mu?

Bugün yapacak çok ev ödevim var.

Bugün yapacak oldukça çok şeyim var.

Bu sabah yapacak çok işim var.

Bu öğleden sonra yapacak çok işim var.

Ertesi sabaha kadar beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.

Onu kim yapacak?

Yapacak bir projem var.

Onunla ilgili yapacak bir şey yok.

Bay Itoh yoklama yapacak.

Bugün yapacak bir şey yok.

Also check out the following words: ederim, ederiz, teşekkürler, yöntemlerini, uygular, patronunu, dinlememe, numarası, yaptı, Kaliforniya'ya.