Turkish example sentences with "içine"

Learn how to use içine in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Kutuyu açtım ve içine baktım.
Translate from Turkish to English

Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
Translate from Turkish to English

Yumurtaları kaynar suyun içine koyun.
Translate from Turkish to English

Lütfen doğru cevabı daire içine alın.
Translate from Turkish to English

Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
Translate from Turkish to English

Kaza, trafiği büyük bir karışıklık içine soktu.
Translate from Turkish to English

Peynirin içine bıçak saplamayın.
Translate from Turkish to English

Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
Translate from Turkish to English

Tom'un bir bavul içine sahip olduğu her şeyi sığdırması mümkün oldu.
Translate from Turkish to English

Uzun çubuklar içine turp kesin.
Translate from Turkish to English

Japonya'nın saldırısı Amerika'yı savaşın içine çekmişti.
Translate from Turkish to English

Tom fırtına geçinceye kadar kanoyu evin içine koymamız gerektiğine karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom onu banyo suyunun içine koyabilir, veya onu temizlemek için kullanabilir ve mutfağını sterilize edebilir, ya da onu bir haşarat kovucu olarak kullanabilir.
Translate from Turkish to English

Bu kitap benim, ben onun içine adımı kendim yazdım.
Translate from Turkish to English

Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
Translate from Turkish to English

Kutunun içine bakın.
Translate from Turkish to English

O onu kutunun içine koydu.
Translate from Turkish to English

Iraklılar çember içine alınmışlardı.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam içine kapanmıştı.
Translate from Turkish to English

Bazen onun içine biraz tuz koyarım.
Translate from Turkish to English

Kolumdan tuttu ve gözlerimin içine baktı.
Translate from Turkish to English

Onun içine etme!
Translate from Turkish to English

Polisler binanın içine gaz bombaları attılar.
Translate from Turkish to English

Bill oldukça içine kapanıktır.
Translate from Turkish to English

Odanın içine göz attım, kimseyi göremedim.
Translate from Turkish to English

Gitarist kendini kalabalığın içine fırlattı.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary birbirlerinin gözlerinin içine baktılar.
Translate from Turkish to English

Çay tabağının içine konan küçük peçetelerle bile bilgi verebilirsin değil mi?
Translate from Turkish to English

Polisler binanın içine göz yaşartıcı gaz bombaları attılar.
Translate from Turkish to English

Hatalarımdan ders çıkardım ve kendimi değiştirme çabası içine girdim.
Translate from Turkish to English

Seni geçtim içine sindir artık.
Translate from Turkish to English

Şaşırmış bir şekilde "Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?!" diye sordu kadın.
Translate from Turkish to English

Tom posteri sardı ve karton bir tüpün içine koydu.
Translate from Turkish to English

Mary çantasına açtı ve içine baktı.
Translate from Turkish to English

Onun içine bak, ne dersin?
Translate from Turkish to English

Tom buzdolabının içine uzandı ve bir şişe bira çıkardı.
Translate from Turkish to English

Tom tekrar binanın içine yürüdü.
Translate from Turkish to English

Duygularımın içine ettin.
Translate from Turkish to English

Tom listede üç ismi daire içine aldı.
Translate from Turkish to English

Tom listeden üç ismi yuvarlak içine aldı.
Translate from Turkish to English

Onun gözlerinin içine baktı.
Translate from Turkish to English

Fal kurabiyelerinin içine saklanmış mesajları okumayı severim.
Translate from Turkish to English

Gerçeği senden gözlerimin içine bakarak anlatmanı bekliyorum.
Translate from Turkish to English

Planımı söylersem içine edersin.
Translate from Turkish to English

Büyük bir çanta içine çamaşırlarını doldurdu.
Translate from Turkish to English

Onun gözlerinin içine baktı ve aniden çekip gitti.
Translate from Turkish to English

Birinin elini sıktığında, onun gözlerinin içine bakmalısın.
Translate from Turkish to English

Daha kötü bir krizin içine gireceğiz.
Translate from Turkish to English

Camın içine sıcak su dökmeyin yoksa cam çatlar.
Translate from Turkish to English

Eski bir havuz var. Kurbağa içine atlar ve sudan ses çıkar.
Translate from Turkish to English

Kaynar suyun içine yumurtaları koy.
Translate from Turkish to English

Neden gözlerimin içine bakmıyorsun?
Translate from Turkish to English

Tom kutuyu aldı ve içine baktı.
Translate from Turkish to English

Suyun içine düştüm.
Translate from Turkish to English

Kağıtları odanın içine fırlatıyorlar.
Translate from Turkish to English

O bir çayın içine simit daldırmayı seviyor.
Translate from Turkish to English

Henüz bu kutunun içine bakmadım.
Translate from Turkish to English

Tom tabutun içine baktı.
Translate from Turkish to English

Onu kutunun içine koydu.
Translate from Turkish to English

Kuyunun içine bak.
Translate from Turkish to English

Denizaltı suyun içine daldı.
Translate from Turkish to English

Neden Tom'un ismi daire içine alındı?
Translate from Turkish to English

Suyun içine daldı.
Translate from Turkish to English

Biz bir pasta yaptık ve içine haşhaş tohumu koyduk.
Translate from Turkish to English

Tom çok içine kapanık.
Translate from Turkish to English

Tom çalıların içine atladı.
Translate from Turkish to English

Fazla içine kapanıksın.
Translate from Turkish to English

Tom'u da işin içine katma zamanı geldi.
Translate from Turkish to English

O, çamaşırları leğenin içine koydu.
Translate from Turkish to English

Biz yaşamımızdan tek bir sayfa yırtamayız ama kitabı ateşin içine atabiliriz.
Translate from Turkish to English

Tom tankın içine baktı.
Translate from Turkish to English

Ellerim bu eldivenlerin içine sığmayacak kadar çok büyük.
Translate from Turkish to English

Biz onun içine baktık.
Translate from Turkish to English

Kesinlikle onun içine bakacağız.
Translate from Turkish to English

Elbiseleri yalağın içine koydu.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman iyi bir fincan kahveyi mahvetmenin en iyi yolunun içine krema ve şeker koymak olduğunu söylüyor.
Translate from Turkish to English

Bu ifadeyi parantezler içine koymalısın.
Translate from Turkish to English

Burada bir çukur kazın ve içine altın parçaları koyun.
Translate from Turkish to English

Tom'un gözlerinin içine baktım ve ona doğruyu söyledim.
Translate from Turkish to English

O, birleşik kaşından dolayı içine kapanık.
Translate from Turkish to English

Elimi tut ve gözlerimin içine bak.
Translate from Turkish to English

Tom onu kutunun içine koydu.
Translate from Turkish to English

Anneannem bir avuç yeşil fasulyeyi çıkardı. Onları eski bir tavanın içine döktü. Sabırla onları kızarttı, bakır kulplu bir ahşap el değirmeninde öğüttü, sonucu eski moda bir Macar espresso makinesi içine sıktı, onu bir tepsiye koydu ve iki saat sonra, o kahveydi.
Translate from Turkish to English

Anneannem bir avuç yeşil fasulyeyi çıkardı. Onları eski bir tavanın içine döktü. Sabırla onları kızarttı, bakır kulplu bir ahşap el değirmeninde öğüttü, sonucu eski moda bir Macar espresso makinesi içine sıktı, onu bir tepsiye koydu ve iki saat sonra, o kahveydi.
Translate from Turkish to English

Gözümün içine baka baka yalan mı söylüyorsun?
Translate from Turkish to English

Gözlerinin içine bakmak için çok heyecanlıydım.
Translate from Turkish to English

Jérôme ayaklarını tabağın içine koydu.
Translate from Turkish to English

Domates çorbası için İskoç tarifi: Kırmızı fincan içine sıcak su dökün.
Translate from Turkish to English

Gözlerimin içine bak.
Translate from Turkish to English

Küresel ekonomi durgunluk içine düştü.
Translate from Turkish to English

Dışına bakma, içine bak.
Translate from Turkish to English

Fotokopi makinesinin içine birkaç kağıt koy.
Translate from Turkish to English

Tom içine kapanık oldu.
Translate from Turkish to English

Ellerimi tut ve gözlerimin içine bak.
Translate from Turkish to English

Gömleğini içine sok.
Translate from Turkish to English

Tom kutuyu açtı ve içine baktı.
Translate from Turkish to English

Mary'nin yeni erkek arkadaşını partiye getireceği Tom'un içine doğdu.
Translate from Turkish to English

Onun içine bakalım.
Translate from Turkish to English

O onun gözlerinin içine baktı.
Translate from Turkish to English

Patlayıcılar bir çöp kutusunun içine saklanmıştı.
Translate from Turkish to English

Bir ay içine görüşürüz.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Duvarda, Saatinde, göndermeyi, döneceğim, Otele, Hatırladın, İzlanda, Danimarka'ya, aitti, Esperanto'yu.