Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
Translate from Turkish to English

Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.
Translate from Turkish to English

Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
Translate from Turkish to English

Kraliyet Sarayı bir tepenin üstüne yapıldı.
Translate from Turkish to English

Shylock açgözlü, üstüne üstlük çok da pintidir.
Translate from Turkish to English

Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
Translate from Turkish to English

Annem yatağın üstüne temiz çarşaf koydu.
Translate from Turkish to English

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
Translate from Turkish to English

Arkadaşlarının sorumluluğunu üstüne aldı.
Translate from Turkish to English

Davet içeren zarfın üstüne adres yazdım.
Translate from Turkish to English

O, babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu üstüne aldı.
Translate from Turkish to English

Tepenin üstüne ulaştığımızda rüzgar daha da sert esti.
Translate from Turkish to English

Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
Translate from Turkish to English

Dirseklerinizi masanın üstüne koymayın.
Translate from Turkish to English

Büyükannem hamur yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.
Translate from Turkish to English

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Sakıncası yoksa, bu kitapları masamın üstüne koyun.
Translate from Turkish to English

Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
Translate from Turkish to English

Tom kanoyu arabasının üstüne bağladı.
Translate from Turkish to English

Tom güneş gözlüğünü kafasının üstüne doğru itti.
Translate from Turkish to English

Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
Translate from Turkish to English

Babasının ölümünden sonra aile şirketinin sorumluğunu üstüne aldı.
Translate from Turkish to English

Nancy dirseklerini dizlerinin üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Mary büyük haritayı masanın üstüne yaydı.
Translate from Turkish to English

Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
Translate from Turkish to English

O yüzünün üstüne düştü.
Translate from Turkish to English

Kitapları masanın üstüne koyma.
Translate from Turkish to English

O çimin üstüne uzanmıştı.
Translate from Turkish to English

Dua etmek için dizlerinin üstüne çöktü.
Translate from Turkish to English

Lütfen karnınızın üstüne yatın.
Translate from Turkish to English

Erkekler tam da laflarının üstüne gülüyorlar.
Translate from Turkish to English

O, kitabı masanın üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
Translate from Turkish to English

O, temiz çarşafları yatağın üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Makarnamın üstüne biraz daha sos döktüm.
Translate from Turkish to English

Tom çantasını masasının üstüne bıraktı.
Translate from Turkish to English

Kırık cam üstüne basmayın.
Translate from Turkish to English

Ben zarfın üstüne pul eklemeyi unuttum.
Translate from Turkish to English

İstersen evin anahtarını vereyim de git, masanın üstüne bıraktığım parayı al?
Translate from Turkish to English

Kolun üstüne bastırınız.
Translate from Turkish to English

Oğlu kayalıkların üstüne düştü.
Translate from Turkish to English

Üstüne üstlük yağmur yağıyordu.
Translate from Turkish to English

Kutuyu masanın üstüne bıraktı.
Translate from Turkish to English

Kayakları arabanın üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Büyük haritayı masanın üstüne yaydım.
Translate from Turkish to English

Oturdu ve ayak ayak üstüne attı.
Translate from Turkish to English

Onu kafalarının üstüne kaldırdılar.
Translate from Turkish to English

Bacak bacak üstüne atmış şekilde orada oturdu.
Translate from Turkish to English

Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
Translate from Turkish to English

Kiliseye girince dizlerinin üstüne çöktü.
Translate from Turkish to English

Salatamın üstüne İtalyan sosu istiyorum.
Translate from Turkish to English

Lütfen ceketini sandalyenin üstüne koy.
Translate from Turkish to English

Zarfın üstüne bir pul daha yapıştırın.
Translate from Turkish to English

Bacak bacak üstüne atarak sessizce oturdu.
Translate from Turkish to English

Tostunun üstüne kalınca bal yaydı.
Translate from Turkish to English

Çocuk tökezledi ve dizlerinin üstüne düştü.
Translate from Turkish to English

Büyükannesinin üstüne titrer.
Translate from Turkish to English

Bu proje geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English

Unu rafın üstüne koy.
Translate from Turkish to English

Bu zarfın üstüne adını ve adresini yazar mısın?
Translate from Turkish to English

Isıtıcının üstüne cüzdanını koyma.
Translate from Turkish to English

Aklına geleni yapmakta üstüne yoktu.
Translate from Turkish to English

Kanamayı durdurmak için yara üstüne baskı uygula.
Translate from Turkish to English

Dizlerinin üstüne çök.
Translate from Turkish to English

O hata üstüne hata yaptı.
Translate from Turkish to English

Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.
Translate from Turkish to English

Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom üstüne yazacak bir şey istiyor.
Translate from Turkish to English

Jessica bütün suçu üstüne aldı.
Translate from Turkish to English

Tom sigarasındaki külleri pahalı halımın üstüne düşürdü.
Translate from Turkish to English

Ülkenin kısaltması bankanın logosunun üstüne konmuş.
Translate from Turkish to English

Kedi korktuğunda sandalyenin altına, korkmadığında üstüne mi çıkar?
Translate from Turkish to English

Asker bacak bacak üstüne atar mı?
Translate from Turkish to English

Tom sorunun üstüne gitmedi.
Translate from Turkish to English

Tony adını bir ağacın üstüne bıçakla kazıdı.
Translate from Turkish to English

Bu satırın üstüne imza atınız.
Translate from Turkish to English

Bu satırın üstüne imza atın.
Translate from Turkish to English

Sakın onun üstüne gitmeyin!
Translate from Turkish to English

Zirve bulutların üstüne kadar yükseliyor.
Translate from Turkish to English

Kutunun üstüne oturma!Onu kıracaksın!
Translate from Turkish to English

Şu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
Translate from Turkish to English

Bu konunun üstüne gitmem gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Tom gözlüğünü çıkardı ve onu masasının üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Tom içkisini Mary'nin üstüne döktü.
Translate from Turkish to English

Tom tepsiyi sehpanın üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Tom bebeği bir battaniyenin üstüne yatırdı.
Translate from Turkish to English

Tom gazeteyi katladı ve onu masasının üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Tom demliği su ile doldurdu ve onu sobanın üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Tom üstüne alınıyor gibiydi.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir amca, gözleri göremediği için mektubun üstüne adresi benim yazmamı istemişti.
Translate from Turkish to English

Uçuş görevlisi kazara Tom'un üstüne biraz sıcak kahve döktü.
Translate from Turkish to English

Bütün bu zarfların üstüne pul yapıştırmam gerekiyor.
Translate from Turkish to English

Tom bankta oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
Translate from Turkish to English

Tom masanın üstüne üç yüz dolar koydu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin masasının üstüne bir yığın mektup koydu.
Translate from Turkish to English

Bir papaz bir paravanın üstüne bir rahibin resmini ustaca çizdi.
Translate from Turkish to English

Tom masasının üstüne oturdu, pencereden dışarıya baktı.
Translate from Turkish to English

Damlacıklar dizüstü bilgisayarımın üstüne düşüyorlar.
Translate from Turkish to English

Tom bir sincap mıknatısı aldı ve onu buzdolabının üstüne koydu.
Translate from Turkish to English

Tom garajın üstüne bir oda inşa etti.
Translate from Turkish to English