Turkish example sentences with "güç"

Learn how to use güç in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tekne güç için bir motor kullanır.

Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir.

Rusya ikinci bir süper güç olarak ortaya çıkmıştı.

Birlik güç verir.

Sonunda kazanacak olan güç değil adalettir.

Modern şiir genellikle anlaşılması en güç olandır.

Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur?

Adam güç kazanmak için çok para kullandı.

Güç ve para ayrılmaz.

Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.

O beni güç bir durumda bırakırdı.

Nükleer güç tesisleri herkesin ilgisini çekmiyor.

Büyük güç, büyük sorumluluk getirir.

Bilginin güç olduğuna inanıyorum.

Geç olsun da güç olmasın.

Benim için onu anlamak güç.

Nükleer güç çağında yaşıyoruz.

Roma, Julius Caesar'ın komutasında büyük bir güç oldu.

Güç insanları bozar.

Sadece güçlü olan, hata yapmaya güç yetirebilir.

İnanması güç geldi.

Tom'u güç bela tanıdım.

Güç kaybettik.

Tom güç kullanacak.

İnanması güç, değil mi?

Yiyecek hayat verir, hayat güç verir ve güç büyük başarılar verir.

Yiyecek hayat verir, hayat güç verir ve güç büyük başarılar verir.

Güç kullanmak istemiyorum, çünkü onlar çok üzülecek.

Büyük güç büyük sorumluluk ister, değil mi?

Buzdolabını yerinden kaydırmak çok güç oldu.

Peygamberler, sözde mağdurluklarından güç alan zalim despotlardır.

İnanması güç.

Para kimdeyse güç ondadır.

Bu kızda izahı güç bir garabet var.

Taraflardan birinin kendi kararı ile bunu yapmasını engelleyecek herhangi bir güç yok.

İnanması her ne kadar güç olsa da, her şeye rağmen kazanmıştık.

Güç kaynağı kapanmış ama isterseniz yenisi bulabiliriz.

İnanması neden bu kadar güç?

Bu benim için güç.

Bu benim için çok güç.

Tom çarpılmaktan güç bela kaçtı.

Tom güç bela ölümden kaçtı.

Dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri ile Çin büyük bir ekonomik güç.

Devlet bürokrasisi, süreci çok hantal ve anlaşılması güç bir duruma soktu.

Bilgelik bize güç verir.

O, 5,000 askeri olan büyük bir güç.

Tayfun güç topladı.

Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki tek süper güç olmak istiyor.

O, bana güç verdi.

Güç Tom'un elinde.

Tom sadece güç istiyor.

Benim mahzende iki tane üç fazlı güç jeneratörlerim var.

Bu bana devam etmek için güç veriyor.

Aşırı yüklenmiş güç panoları bir yangın tehlikesi olabilir.

Güç mü? Para mı? Her şey şimdi çok gülünç görünüyor.

Bu yazar ABD'nin bir süper güç olarak rolünün önde gelen bir muhalifidir.

AC güç kablosunun fişine ıslak ellerle dokunmayın.

Japonya ekonomik güç olarak Çin'i geçiyor.

Güç bela okula varmıştım ki zil çaldı.

Güç harika afrodizyaktır.

Uzaktaki uğursuz bir fırtına hız ve güç kazanıyordu.

Tom bütün gün güç bela bir söz söyledi.

Benim sokağımdaki bütün evler bu sabah fırtınadan dolayı güç kaybetti.

Nükleer güç yeni yasalar tarafından engellenmektedir.

Kullanmak zorundaysak güç kullanabiliriz.

Zihinsel güç herhangi bir sporda başarı için çok önemlidir.

Telefon çalmadan önce güç bela eve varmıştım.

Güç seninle olsun!

Daha yüksek bir güç var olabilir.

"Sözlü güç" "hakaret" ile karıştırılmamalıdır.

O, dininde güç buluyor.

Güç, onların anladıkları tek dildir.

Bu, para ya da güç hakkında değil. Bu mirasım hakkında.

O her şeyi güç açısından görür.

Akira Asada tarafından yazılan " Yapı ve Güç- Göstergebilimin ötesi" ni okudunuz mu?

Tom güç ve para saplantılıdır.

Tom'un gözlerinde güç vardır.

İki büyük güç gizli bir anlaşma imzaladı.

Güç ne zaman geri gelecek?

Bu kitap atomik güç kullanımını ele alır.

Manyetik güç, mekanizmayı tahrik eder.

Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi.

O güç cinayet davasını hatırlıyor musunuz?

Sen sadece güç istiyorsun.

Kırmızı aşk, tutku, bereket ve güç rengidir.

Tayfun Kyushu'ya doğru giderken güç kazanıyor.

Tanrı bize sevmek için güç verdi.

İnsanlara güç sağla.

Polis, göstericileri tutuklarken aşırı güç kullandığı gerekçesiyle suçlandı.

O, güç ve güven duygularına ilham verdi.

Tom'un güç antrenmanı sonuçları göstermeye başladı.

Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.

Güç onu delirtiyor.

Geç olsun güç olmasın, değil mi?

Bize güç veren şey farklılıktır.

Güç bir sınavdı.

Güç kablosu prize takılı mı?

Gerekmedikçe güç kullanmıyoruz.

Gerekirse güç kullanmaya yetkiliyiz.

Neden bazı insanların güç için saplantılı bir arzuları var?

Birlikten güç doğar.

Also check out the following words: Floridalı, karısı, ise, Kaliforniyalı, Fransızcayı, konuşamıyor, şişe, şarap, içti, Bill'den.