Turkish example sentences with "kız"

Learn how to use kız in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Şu kız kim acaba.

Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.

Betty şirin bir kız, değil mi?

Dorenda gerçekten iyi bir kız. Kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

Onun kız arkadaşı Japon.

O kız kardeşimin fotoğrafı.

O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.

Kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.

Kız hasta görünüyordu.

Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

Kız bir hemşire.

Kız çiçekleri kokluyor.

Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.

Beni kız kardeşiyle tanıştırdı.

O uzun saçlı kız Judy'dir.

Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.

Kız kardeşim şekerleri sever.

İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.

Kız, sihir gibi kayboldu.

Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.

O, benim kız kardeşim.

Onların iki kız çocuğu var.

Hiç kız kardeşin var mı?

Kız yavaşça yürüdü.

Senin kız arkadaşına rastladım.

Kızın artık bir kız değil.

Onun kız kardeşi ile ben iyi arkadaş olacağız.

Kız kardeşim müziğe meraklıdır.

Kız kardeşim müziğe düşkündür.

Kız kardeşini görmek istiyorum.

Kız ölü bir adam buldu

Görünen o ki kız başarısız oldu.

Bir kız kardeşim var.

Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.

Kız kardeşimin bir işi var.

Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.

Kız kardeşim kadar uzunsun.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

Kız hakkındaki hikâye, haberlerdeydi.

Kız hakkındaki anlatı haberlerdeydi.

Gazetede güzel bir kız var.

Kız kardeşim mükemmel görüşe sahiptir.

Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

O, kız kardeşi kadar hoştur.

Piyanoda oturan kız benim kızımdır.

Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.

İstasyonda seni kız kardeşime aldıracağım.

Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.

İki kız kardeş çok sakince yaşadılar.

İki küçük kız papatyaları topluyorlar.

1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.

O kız bir film yıldızı olmak istiyordu.

Kız atlıyor.

O benim kız kardeşimle evlendi.

O gerçekten iyi bir kız.

Beyaz elbiseli kız onun nişanlısı.

Evlat edinilen kız Panamalıdır.

Juan'ın kız kardeşi Susan çok akıllı.

İki erkek kardeşim ve üç kız kardeşim var.

Yaramaz kız kaleminin sonunu çiğneme alışkanlığı içinde.

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona "Sen ebesin!" diye seslenirdi.

Böyle güzel bir kız hiç görmedim.

Bu gece erkek kardeşimin kız arkadaşı ile buluşacağım.

Doğruyu söylemek gerekirse o benim kız arkadaşım.

Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.

Ne kötü bir kız!

Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.

Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.

Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

Herhangi bir kız ondan hoşlanabilir mi?

Bu çizgi romanı onun kız kardeşinden ödünç aldım.

Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?

Ben daha önce böyle güzel bir kız hiç görmemiştim.

Yanı başımda güzel bir kız buldum.

Hasta kız kardeşime baktım.

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.

Bir eşarp takan o kız bakire.

Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

Tom ve kız kardeşi her ikisi de bu üniversitede öğrenciler.

Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.

"Sue size çok kızgın," yeni garson kız söyledi.

Cinderella'nın iki aşağılık üvey kız kardeşi vardı.

O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.

Annem laleleri çok sever ve kız kardeşim de öyle.

Şu kız beni çıldırtıyor.

Kız ne kadar iyi kayıyor.

Kız kardeşler oldukça farklıdır.

Odayı kız kardeşimle birlikte kullanıyorum.

George'un kız kardeşi bana biraz sandviç yaptı.

Evliliğim hakkında kız kardeşimle görüştüm.

Ben köpekleri severim, ama kız kardeşim kedileri sever.

Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.

Lucy'nin annesi ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

Biz onu küçük kız kardeşinden ayırt edemeyiz.

Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.

Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.

Tom'a yazdım, ve kız kardeşim de ona yazdı.

Konuştuğun kadın kız kardeşimdir.

Babası bir doktor olan kız odur.

Also check out the following words: vasıtalarıyla, tamamlanan, adil, elverişli, ücrete, gözetilmeksizin, karşılığında, serbestçe, seçmeye, şartlarına.