Turkish example sentences with "mike"

Learn how to use mike in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Günaydın, Mike.

Mike ve Ken arkadaştırlar.

Ona Mike diye sesleniriz.

Onu Mike olarak çağırırım.

Mike ve Ken arkadaşlar.

Güvenini kaybetme, Mike.

Merhaba, ben Mike.

Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.

Mike, uçaklar genelde böyle mi sarsılırlar?

Mike, uçaklar genellikle böyle mi sarsılırlar?

Mike okula otobüsle gider.

Mike "ben nasıl hissettiğinizi anlıyorum, Hiroshi" diyor.

Mike ve Tom aynı sınıftalar.

Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.

Mike ile konuşabilir miyim, lütfen.

Mike, geleceğini söyledi.

Mike iyi beyzbol oynayamaz.

Mike babasının zengin olmasıyla gurur duyar.

Mike onu Ned diye çağırır.

Mike ailesinde en gençtir.

Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.

Mike günde en az üç yüz dolar kazanır.

Mike öfkeli bir görüntü takındı.

Mike hayvanları çok fazla severdi.

Mike erkek kardeşine kötü bir oyun oynadı.

Mike sabahtan beri bir model uçak yapıyor.

Mike geçen hafta dişlerini kontrol ettirdi.

Mike yüzme kulübünün bir üyesi midir?

Mike saat beşte kütüphaneden geri döndü.

Mike gülümsedi.

Mike köpeğine Spike adını verdi.

Mike takımımızın kaptanıdır.

Mike işini çok sevmesine rağmen, iyi para getirmiyor.

Mike dün uygulamaya katılmadı.

Mike dün çok hızlı koştu.

Mike bugün annesinin arabasını yıkamak zorunda değil.

Mike lisenin ikinci yılında ve Ann de.

Mike bizim müdürümüz olan Bay Ogaki'yi ziyaret etti.

Mike Pazartesi basketbol çalışmaz.

Mike gerçekten kız kardeşinin başka bir şey olduğunu düşünüyordu.

Mike başkan seçildi.

Mike iyi şarkı söylüyor.

Mike toplantının başkanı gibi davrandı.

Mike öneri şeklinde birkaç kelime söyledi.

Mike neredeyse her gece dışarda yer.

Mike voleybol takımının bir üyesi değildir.

Mike otobüsle okula gider.

Mike basketbol oynamayı seviyor.

Mike kendisi bavulu taşıyabildi.

Mike çok nazikti. Arabamı bedava tamir ettirdi.

Mike çok iyi yüzer.

Mike takımın yıldızı olduğu için kızlar arasında popüler.

Mike yönetim kurulunda tek erkek.

Mike üçünün en uzunudur.

Mike ona bir araba alması için her zaman babasını rahatsız ediyor.

Mike rahatsız edilmemesini istedi.

Mike geçen yaz Kyoto'ya gitti.

Mike bir yıldır işşiz.

Mike, kendi sınıfında en hızlı koşar.

Mike içmeyi bıraktı mı?

Mike alkollü içkileri içmeyi bıraktı mı?

Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.

Sık sık olduğu gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kaldı.

Mike ile arkadaşım.

Mike ve kız kardeşi Fransızca konuşabilirler fakat onlar Japonca konuşamazlar.

Jim ve Mike topu ileri ve geri attı.

Telefonda isteniyorsun, Mike. O Jane.

Nasılsın, Mike?

Mike rahatsız edilmemesini rica etti.

Mike ona Ned der.

Mike böyle bir şey yapmış olamaz.

Mike, sınıfına ayak uyduramadı.

Arkadaşım Mike Oxford Üniversitesi'nde kimya eğitimi alıyor.

Şu restoranda Mike ile öğle yemeği yedim.

Mike bu akşam yemeğe geliyor.

Kim daha ağırdır, Ben mi yoksa Mike mı?

Ben Mike. Hiroshi orada mı?

Mike, sınıftaki en parlak öğrenci.

Mike iyi şarkı söyler.

Mike iyi Japonca konuşur.

Bu senin kitabın mı, Mike?

Ne haber, Mike?

Mike çocuğa doğru yanaştı.

Polise telefon eden Mike idi.

Mike Japoncayı iyi konuşur.

Merhaba çocuklar, ben Mike.

Mike her zaman sakin kalır.

Onu duydun mu, Mike?

Mike kedi sever.

Mike Yumi ile konuşurken eğlendi.

Mike kütüklerden basit bir masa yaptı.

Mike Yumi ile konuşarak eğlendi.

Mike, müdürümüz, Bay Ogaki'yi ziyaret etti.

Mike, uçaklar genellikle böyle sarsar mı?

Mike, müdürümüz olan Bay Ogaki'yi ziyaret etti.

Mike bu raketi dün aldı.

Mike gülüyor.

Mike Tyson bir boksördür.

Mike, iyi beyzbol oynayamaz.

Mike çok geçmeden iyileşir.

Neden bana oyun oynuyorsun Mike? Yoksa bana güvenmiyor musun?

Also check out the following words: sahiptirler, birbirlerine, karşı, kardeşlik, zihniyeti, ile, hareket, etmelidirler, Bilmiyorum, Mum.