Mahjong'u çok seviyorum.

Seni seviyorum.

Balık tutmayı seviyorum.

Seni çok seviyorum.

Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.

Eğer "Seni seviyorum" dersen, ben de aynısını sana söylerim.

Üzgünüm, seni seviyorum.

Köpeği seviyorum.

Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.

Sizinle yaşamayı seviyorum.

eBay'dan satın almayı seviyorum.

Onu seviyorum.

Rock müziği seviyorum.

Gezileri seviyorum.

Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.

En çok İngilizceyi seviyorum.

Seni ondan daha çok seviyorum.

Małgorzata'yı bir melek gibi seviyorum. Güzel yüzüne ve sarı saçlarına kurban olayım!

Hem Lidia'yı hem de Felicja'yı seviyorum.

O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum

Pizzayı seviyorum.

Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.

Nasıl çalıştıklarını görmek için aygıtları parçalara ayırmayı seviyorum.

Bay Petro ve eşi çocuklarımı çok seviyor; ben de onunkileri çok seviyorum.

O mağazaya alışverişe gitmeyi seviyorum.

Güneşi seviyorum.

Boğazını temizledi ve " Ben Tatoeba'yı seviyorum!" dedi.

Oksitancayı seviyorum.

Ben onu diğer çocukların herhangi birinden daha çok seviyorum.

Onu nazik olduğu için değil fakat dürüst olduğu için seviyorum.

Ben sadece okumayı çılgıncasına seviyorum.

En çok bu kitabı seviyorum.

Sabırlı olduğu için onu seviyorum.

Ben güneşi sevmiyorum, yağmuru ve onun altında dans etmeyi seviyorum.

Ben onun hatalarına rağmen onu seviyorum.

Hatalarına rağmen onu daha çok seviyorum.

Onun bazı hataları var ama buna rağmen ben onu seviyorum.

Ben L.A.'yı daha çok seviyorum.

Ben seni gördüğüm andan itibaren seviyorum.

Evelina Sašenko'yu seviyorum.

Fransız yemeklerini çok seviyorum.

Ben profesyonel güreşi seviyorum.

Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.

Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

Alman böreklerini çok seviyorum.

Alman taçlarını çok seviyorum.

"Ne! Sen hâlâ o adamla birlikte misin?" ve biz cevaplarız: "Ne yapabilirim! Onu seviyorum!"

"Ne! Sen hâlâ o kızla birlikte misin?" ve biz cevaplarız: " Ne yapabilirim!, onu seviyorum!"

Pul toplamayı seviyorum.

Ben anavatanı seviyorum.

Seni çok, ama çok seviyorum.

Seni seviyorum!

Dilleri seviyorum.

Konuşma şeklini gerçekten seviyorum.

Christie'nin romanlarını Dickens'ınkilerden daha çok seviyorum.

Noel pastasında çilekleri seviyorum.

Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum.

Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum.

Ben seni onun sevdiğinden daha çok seviyorum.

Ben sinemaları çok seviyorum.

Sinemaları seviyorum.

Fransız filmlerini seviyorum.

Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum.

Kıllılığın erkekliğin bir sembolü olduğunu düşünüyorum, bu yüzden gerçekten seviyorum.

Tom dürüst olduğu için onu seviyorum.

Ben onu çok seviyorum.

Güneşi gerçekten seviyorum.

Ben de İngilizceyi seviyorum.

Ben video oyunlarını seviyorum.

Elbiseni o kadar çok seviyorum ki keşke basabileceğim bir 'Seviyorum' butonu olsa.

Seni olduğun gibi seviyorum.

Tom'un planını Mary'nin planından daha çok seviyorum.

Malaya peştemalı tarzı elbiseni seviyorum.

Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum.

Sachiko'yu Akiko'dan daha çok seviyorum.

Bu mavi elbiseyi seviyorum.

Ben gerçekten Jiro Akagawa'nın romanlarını seviyorum.

Ben ikisini de seviyorum.

Ben R & B'yi seviyorum.

Ben kışı seviyorum.

Hitomi'yi seviyorum.

Ben yüzmeyi seviyorum.

Ben şarkı söylemeyi seviyorum.

Ben çalışmayı seviyorum.

Ben partileri seviyorum.

Komedileri seviyorum.

Ben uyumayı seviyorum.

Ben astrolojiyi seviyorum.

Ben onun müziğini seviyorum.

Onun romanını seviyorum.

O sandalyeyi seviyorum.

Kısa saç seviyorum.

Ben de müzik seviyorum.

Bu fotoğrafı seviyorum.

Seni gerçekten seviyorum.

Bir bakıma onu seviyorum.

Tek başıma olmayı seviyorum.

Çizgi romanları seviyorum.

Ben onların hepsini seviyorum.

Ben bu resmi seviyorum.

Kitap okumayı seviyorum.