Turkish example sentences with "yanlış"

Learn how to use yanlış in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı.
Translate from Turkish to English

Korkarım yanlış bir numara çevirdiniz.
Translate from Turkish to English

Eğer yanlış yaparsam beni düzelt
Translate from Turkish to English

Anne ve baba çocuklarına yalan söylemenin yanlış olduğunu öğretir.
Translate from Turkish to English

Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.
Translate from Turkish to English

Tüm yanlış cevapların üstünü çiz.
Translate from Turkish to English

Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
Translate from Turkish to English

Cevabın yanlış.
Translate from Turkish to English

Yanlış kişiye soruyorsun.
Translate from Turkish to English

Hata yapmak her zaman yanlış değildir.
Translate from Turkish to English

Seni yanlış anladığım için üzgünüm.
Translate from Turkish to English

Yanlış.
Translate from Turkish to English

Yanlış kelimeleri çiziniz.
Translate from Turkish to English

O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.
Translate from Turkish to English

Ben yanlış trene bindim.
Translate from Turkish to English

Ben yanlış otobüse bindim.
Translate from Turkish to English

Bana öyle geliyor ki biz onu yanlış anlıyoruz.
Translate from Turkish to English

Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.
Translate from Turkish to English

Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?
Translate from Turkish to English

O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
Translate from Turkish to English

Ken yanlışlıkla yanlış otobüse bindi.
Translate from Turkish to English

Tüm modeller yanlış, ancak bazıları yararlı.
Translate from Turkish to English

Yanlış anlaşılabilen herhangi bir şey olacaktır.
Translate from Turkish to English

O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
Translate from Turkish to English

Bir bakışta yanlış bir şey olduğunu söyleyebildim.
Translate from Turkish to English

Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
Translate from Turkish to English

Onun hikayesinin yanlış olduğunu düşünüyor musunuz?
Translate from Turkish to English

Söylenti yanlış çıktı.
Translate from Turkish to English

Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
Translate from Turkish to English

Niçin yanlış yaptım?
Translate from Turkish to English

Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler.
Translate from Turkish to English

Yanlış giden bir şeyin var mı?
Translate from Turkish to English

Tahminin oldukça yanlış.
Translate from Turkish to English

Tahmininiz yanlış.
Translate from Turkish to English

Avukatın bana söylediğinin yanlış olduğu sonunda ortaya çıktı.
Translate from Turkish to English

Ben yalan söylemenin yanlış olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Mark Twain ", bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlış " dedi.
Translate from Turkish to English

Yanlış bir şey mi var?
Translate from Turkish to English

Yanlış zamanda, yanlış yerde.
Translate from Turkish to English

Yanlış zamanda, yanlış yerde.
Translate from Turkish to English

Bana yanlış bir sipariş gönderdiğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Tom neyin yanlış gittiğini bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English

Tom Fransızcayı o kadar kötü konuşuyor ki çoğunlukla yanlış anlaşılıyor.
Translate from Turkish to English

O sizi yanlış anlamış olabilir.
Translate from Turkish to English

Ben sende yanlış bir şey olduğunu düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Onda yanlış bir şey yok.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi yanlış anlamış görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış bir şey yaptığını kabul etmeyecektir.
Translate from Turkish to English

Mantık, yanlış sonuca inançla ulaşmanın sistematik bir metodudur.
Translate from Turkish to English

Sanırım Tom yanlış kapı çalıyor.
Translate from Turkish to English

Kuveykırlar öldürmenin her zaman yanlış olduğuna inanmaktadırlar.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış yoldan gitti.
Translate from Turkish to English

Tom yaptığının yanlış olduğunu bilmiyormuş gibi davrandı.
Translate from Turkish to English

Tom şimdi söylediğinin söylenecek yanlış şey olduğunu biliyor.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış butona basmış olmalı.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Translate from Turkish to English

Savaş yanlış bir politikadan sonuçlandı.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış bir şey yaptığını düşünmüyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un özür dilemesi gerekmez. O yanlış bir şey yapmadı.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış bir şey yapmadı.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış numara çevirdi.
Translate from Turkish to English

Tom kapıyı kilitleyemedi, çünkü yanlış anahtarı almıştı.
Translate from Turkish to English

Tom neyin yanlış olduğunu tespit edemedi.
Translate from Turkish to English

Tom ne söylediğimi açıkça yanlış anladı.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış numara aradı.
Translate from Turkish to English

O, arabasında yanlış giden bir şey hissetti.
Translate from Turkish to English

Tom bir cümleyi yanlış çevirdiğinden dolayı, şirketimiz çok para kaybetti.
Translate from Turkish to English

Herkes yanlış yapabilir.
Translate from Turkish to English

Yanlış bir çeviri sonucu bazen felaket olabilir.
Translate from Turkish to English

Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Bunda yanlış bir şey yoktur.
Translate from Turkish to English

Cevabınız yanlış.
Translate from Turkish to English

Cevabınızın yanlış ya da doğru olması önemli değil.
Translate from Turkish to English

Senin politikan yanlış.
Translate from Turkish to English

Senin tahminin tamamen yanlış.
Translate from Turkish to English

Ben yanlış yaptığımı itiraf ediyorum.
Translate from Turkish to English

Yanlış trene bindiğimi yavaş yavaş anladım.
Translate from Turkish to English

Tom söylediğinin yanlış olduğunu itiraf etti.
Translate from Turkish to English

Betty neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyemez.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış bir şey olduğu hissini atlatamadı.
Translate from Turkish to English

Tom, doğru ve yanlış arasındaki farkı bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Saat yanlış.
Translate from Turkish to English

Beni yanlış anlamayın.
Translate from Turkish to English

Ben yanlış bir otobüse bindim.
Translate from Turkish to English

O yanlış bir şey yapmadı.
Translate from Turkish to English

Bence o yanlış.
Translate from Turkish to English

Yanlış yolda mıyım?
Translate from Turkish to English

İnsanları yemek yanlış mıdır?
Translate from Turkish to English

Tom yanlış otobüse bindi.
Translate from Turkish to English

O tamamen yanlış.
Translate from Turkish to English

Yanlış hatta bindim.
Translate from Turkish to English

O yanlış cevap verdi.
Translate from Turkish to English

Biri benim hakkımda yanlış bilgiler yaydı.
Translate from Turkish to English

Onun yaptığı şey yanlış değil.
Translate from Turkish to English

Onun yaptığı şey yanlış değildi.
Translate from Turkish to English

Üzgünüm, yanlış numara.
Translate from Turkish to English

Tom yanlış trene bindi.
Translate from Turkish to English

Yanlış numara çevirdiniz.
Translate from Turkish to English

Mavi kalemini yanlış yere koydum.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Basın, hayatıyla, ilgileniyor, Söylediğinin, paketler, kağıtlarınız, pazartesiye, edilmelidir, İşçiler, krizinde.