Turkish example sentences with "ölüm"

Learn how to use ölüm in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ölüm herkesin kaderidir.

Ölüm için can atan kimse sefildir, ama daha sefil olanı ondan korkan kimsedir.

İnsanlar onun ölüm haberine ağlıyorlardı.

O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.

Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.

Biz onun ölüm haberine şok olduk.

Biz onun ani ölüm haberine büyük ölçüde şaşırdık.

Onur ve ölüm arasında bir seçim yapmalısın.

Babamın ani ölüm haberini duyunca çılgına dönmüştüm.

Babasının ölüm şoku kolay kolay geçmedi ve onun canı hiç dışarı gitmek istemedi.

Hayatta kalma arzusu ve ölüm korkusu artistik duygulardır.

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.

Ölüm yaşamın zıddı değildir: biz ölümümüzü ölerek geçirmezken hayatımızı yaşayarak geçiririz.

Ölüm tehlikesini atlattım.

Komedyenler şakalarını şiddetli ölüm ya da ciddi kazalar gibi trajik durumlara dayandırırlar.

Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.

Ailesinde bir ölüm oldu.

Tom şeref ve ölüm arasında seçim yapmalı.

O, kesin ölüm demektir!

Tom ölüm cezasına çarptırıldı.

Tom suçlu bulundu ve ölüm cezasına çarptırıldı.

Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.

Tom ölüm hücresinde.

Bu savaş, bir yaşam ya da ölüm mücadelesi gibi görünüyordu.

Tom kesinlikle ölüm cezası almalıydı.

Tom ölüm cezasının kaldırılması gerektiğine inanıyor.

Jessie, ölüm sessizliği içinde Ürdün'e baktı

O, ölüm cezasına çarptırıldı.

Bu bir ölüm kalım meselesidir.

Ölüm yaklaştığında, yapabileceğiniz bütün şey yavaş yavaş tırnaklarınızı çiğnemektir.

Onun ölüm haberi yayıldı.

Onun ölüm haberini aldık.

O, bir ölüm kalım meselesidir.

Ölüm genellikle uykuyla karşılaştırılır.

Tom Mary'yi ölüm döşeğinde affetti.

Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.

Sanık ölüm cezasına mahkûm edildi.

Ölüm cezasını kaldırmalıyız.

Onun suçu ölüm cezasını hak etti.

Onun suçu ölüm cezasını hak ediyor.

Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.

İşlediği suç ölüm cezasına layıktı.

Onun ölüm haberi beni şok etti.

Onun ölüm haberine şaşırdım.

Ölüm cezasını yürürlükten kaldırmalıyız.

Sadako zayıflarken, ölüm hakkında daha çok düşündü.

Onun ölüm sırrı asla çözülmedi.

Ölüm saatinin 14:20 olduğuna inanıyoruz.

Ölüm kalım meselesi.

Oğlunun ölüm haberi büyük bir şoktu.

Onun ölüm haberine hepimiz şaşırdık.

Onun ani ölüm haberine şaşırdım.

Ölüm yakındır.

Ölüm kalıcıdır.

Şerefsizlikten önce ölüm!

Ölüm cezası kaldırılmalıdır.

Ölüm cezasını kaldırmalıyız

Ölüm acı verir mi?

Fiziksel anlamda ölüm insanları unutturur mu?

Ben ölüm cezasını yıllarca yaşamadım mı?

Ölüm çok yakında, çekip gidemezsin.

Ölüm bana yaşamdan daha yakın geliyor.

Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.

Ben insanların nedensiz yere öldürülmesine ve ölüm cezalarına karşı çıkıyorum.

Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.

Ölüm cezası aldım.

Ölüm orucu tutmaya karar verdim.

Ölüm perisi kan donduran bir çığlık sesi çıkardı.

Ölüm hücresindeki birçok mahkum ölmek istediklerini söylüyorlar.

Hiç yakın bir ölüm deneyimi yaşadın mı?

Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı.

Tom Jackson'un ölüm ilanı Onun Boston'da doğduğunu söylüyordu.

Bu zaman zarfında hayat ve ölüm hakkında çokça düşündüm.

Ölüm kaçınılmazdır.

Ölüm zamanı neydi?

Yaşam ve ölüm arasında kaldı.

Yalnızlık ve ölüm onu beklemektedir.

Birçok ülke ölüm cezasını kaldırdı.

Bazı fotoğraflar ölüm tehlikesi altında çekildi.

Ölüm bütün problemleri çözer

Başka bir şey düşündüğü zaman bile, ölüm fikri onun aklına geldi.

Tom ölüm döşeğinde.

Tanrı adındaki ölümsüz varlık niye ölüm dağıtır?

Yaşlı insanların bir numaralı ölüm sebebi emekliliktir derler.

Evde bir ölüm vakası olursa, cesedi kim bulursa aile doktoru ile temasa geçmelidir.

Doktorlar ölüm nedenini belirleyemediler.

Salonda ölüm sessizliği yayılmaya başladı.

Bu bir yaşam ve ölüm meselesi.

Bu bir ölüm kalım meselesi.

Ölümden sonra hiçbir şey yok ve ölüm hiçliğinin kendisidir.

Hâkim ona ölüm cezası vermiş.

Onurlu bir ölüm utanç verici bir yaşamdan daha iyidir.

Hiç ölüm hakkında düşünüyor musun?

Krala ölüm!

Tom'un babasının ölüm döşeğinde olması umurumda değil.

Ne zamandan beri ölüm cezası ile ilgili bir sorunun var?

Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.

Ölüm hiçbir şeydir. Onun yerine yaşayarak başla - sadece daha zor değil fakat aynı zamanda daha uzundur.

Ölüm bile seni benden kurtaramaz.

Ölüm sadece bir ufuktur ve bir ufuk bizim görüş limitimiz hariç hiçbir şeydir.

Ölüm tehditleri alıyorum.

Also check out the following words: olacaktı, gülümsedi, Türkiye'den, döndükten, sonra, Türkçem, zayıfladı, Politik, düşmanı, kahve.