Learn how to use sekiz in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
Translate from Turkish to English
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Translate from Turkish to English
Etli pilav sekiz yuan. Vejetaryen pilav sadece dört yuan.
Translate from Turkish to English
On sekiz yaşındayım.
Translate from Turkish to English
Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.
Translate from Turkish to English
Çin'in nüfusu Japonya'dan yaklaşık sekiz kat daha büyüktür.
Translate from Turkish to English
Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor.
Translate from Turkish to English
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
Translate from Turkish to English
Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.
Translate from Turkish to English
Sekiz yaşına ulaştığında, çocuk sünnet edilecek.
Translate from Turkish to English
Tom on sekiz yaşındayken, bir asker olmak istediğine karar verdi.
Translate from Turkish to English
Gezinti en az sekiz saat sürer.
Translate from Turkish to English
New York'ta, dolar sekiz şiline değerdi.
Translate from Turkish to English
Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
Translate from Turkish to English
On yıl içerisinde Tom'un sekiz işi oldu.
Translate from Turkish to English
Ben on sekiz yaşındayım.
Translate from Turkish to English
Okul sabah sekiz buçukta başlar.
Translate from Turkish to English
Ross Perot yaklaşık sekiz milyon oy aldı.
Translate from Turkish to English
Oy yirmi sekiz lehte ve yirmi aleyhteydi.
Translate from Turkish to English
Dün sekiz saatten fazla çalıştım.
Translate from Turkish to English
Tom sekiz yaşından önce bir balık gibi yüzebiliyordu.
Translate from Turkish to English
Mademki saat sekiz, sanırım kısa zamanda okula gitmelisin.
Translate from Turkish to English
Zirvedeki sekiz oyuncu turnuvanın dokuzuncu gününe kadar dayandı.
Translate from Turkish to English
Sekiz ay geçtikten ve onun kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla flört etmeye başladı.
Translate from Turkish to English
Liz sekiz yıldır ölüdür.
Translate from Turkish to English
Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi.
Translate from Turkish to English
Tom otuzu aşkın olamaz O yaklaşık on sekiz gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English
O sekiz yaşında.
Translate from Turkish to English
O zaman on sekiz yaşındaydım.
Translate from Turkish to English
Çocuk sekiz gündür okulda yok.
Translate from Turkish to English
Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Ondan iki çıkarsa sekiz kalır.
Translate from Turkish to English
Sekiz yıl önce evlendim.
Translate from Turkish to English
Shinko'nun erkek kardeşi sekiz yaşındadır.
Translate from Turkish to English
Onun oğlu sekiz yaşında.
Translate from Turkish to English
O, günde sekiz saat çalışır.
Translate from Turkish to English
On sekiz yaşındayken, o evlendi.
Translate from Turkish to English
O, kırk sekiz kale yaptı.
Translate from Turkish to English
Onlar günde sekiz saat çalışırlar.
Translate from Turkish to English
O, sekiz dilde konuşabilir.
Translate from Turkish to English
Şu sekiz kırmızı elmayı bana verir misiniz lütfen?
Translate from Turkish to English
On sekiz yaşına girdikten sonra sürücü belgesi alabilirsin.
Translate from Turkish to English
O, sekiz yaşındayken dans etmeye başladı.
Translate from Turkish to English
Sekiz yaşında bir araba neredeyse değersizdir.
Translate from Turkish to English
Mademki on sekiz yaşındasın, ehliyet alabilirsin.
Translate from Turkish to English
On sekiz yaşını geçerse orduya katılır.
Translate from Turkish to English
Sekiz artı iki on eder.
Translate from Turkish to English
Sekiz kardeşim var.
Translate from Turkish to English
Saat tam sekiz otuz mu?
Translate from Turkish to English
Biz ortalama günde sekiz saat çalışıyoruz.
Translate from Turkish to English
Trenimiz sekiz buçukta kalkar.
Translate from Turkish to English
Okul sekiz buçukta başlar.
Translate from Turkish to English
Liz öleli sekiz yıl oldu.
Translate from Turkish to English
Sekiz erkek kardeşim ve kız kardeşim var.
Translate from Turkish to English
Sekiz ile on arasında oldu.
Translate from Turkish to English
Okulumuz sekiz otuzda başlar.
Translate from Turkish to English
O on sekiz aylık.
Translate from Turkish to English
Jackson sekiz yıl daha yaşadı.
Translate from Turkish to English
Genellikle sekiz saat uyur.
Translate from Turkish to English
O'sizden sekiz yaş daha yaşlıdır.
Translate from Turkish to English
Buradan Londra'ya sekiz mil.
Translate from Turkish to English
Tüm sekiz tutuklu suçlu bulundu.
Translate from Turkish to English
Sekiz otobüsü bugün erken geldi.
Translate from Turkish to English
Onun sekiz köpeği var. Bu oldukça fazla.
Translate from Turkish to English
Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
Translate from Turkish to English
Sekiz yıldır Fransızca okuyor.
Translate from Turkish to English
Sekiz yıldır Fransızca çalışıyor.
Translate from Turkish to English
Sam on sekiz yaşındayken orduya katıldı.
Translate from Turkish to English
Onlar sekiz ayda yaklaşık 35,000 km uçarlar.
Translate from Turkish to English
On sekiz yaşında liseden mezun oluruz.
Translate from Turkish to English
Bir günde en az sekiz saat uyumalıyız.
Translate from Turkish to English
Bu akşam sekiz civarında seni arayacağım.
Translate from Turkish to English
On sekiz dakika sonra, savaş sona erdi.
Translate from Turkish to English
Annem pastayı sekiz parçaya böldü.
Translate from Turkish to English
Emekliliğim için sekiz dönümlük bir çiftlik aldım.
Translate from Turkish to English
Aktris ilk kez sekiz yaşında sahneye çıktı.
Translate from Turkish to English
O şimdi altmış sekiz yaşındaydı ve hasta bir adamdı.
Translate from Turkish to English
Okul sabah sekiz otuzda başlar.
Translate from Turkish to English
işçiler alışıldık üzere günde sekiz saat çalışırlar.
Translate from Turkish to English
Çocuklar saat sekiz gibi getirilir.
Translate from Turkish to English
Birisi bana Albert Einstein'ın "Sağduyu on sekiz yaşında kazanılan ön yargıların birikimidir." dediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
Translate from Turkish to English
O, sekiz aylık hamile.
Translate from Turkish to English
Bu oğlan sekiz saat uyudu.
Translate from Turkish to English
Tom sekiz gün önce geldi.
Translate from Turkish to English
Sadece on sekiz yaşındayım.
Translate from Turkish to English
Günde en az sekiz saat uyumak zorundayız.
Translate from Turkish to English
Bu kitap serisi kırk sekiz ciltten oluşuyor.
Translate from Turkish to English
Günlük en az sekiz saat uyumam gerektiğini biliyorum ama genellikle daha az uyuyorum.
Translate from Turkish to English
Sekiz aydır ayığım.
Translate from Turkish to English
Sekiz buçuğa kadar uyuyacağım.
Translate from Turkish to English
Annem bu oyuncağı bana sekiz yaşımdayken aldı.
Translate from Turkish to English
Kızım günde sekiz saat uyur.
Translate from Turkish to English
Onlar her gün sekiz saat çalışmak zorunda.
Translate from Turkish to English
Beş artı üç sekiz eder.
Translate from Turkish to English
Beşe üç eklerseniz sekiz yapar.
Translate from Turkish to English
Beş artı üç sekiz yapar.
Translate from Turkish to English
Son kırk sekiz saatte üç saatten daha az uyudum.
Translate from Turkish to English
Tom'un bütün istediği sekiz saatlik kesintisiz uykuydu.
Translate from Turkish to English
Ulusal Corvette Müzesi altında bir subatan oluştu ve sekiz arabayı yuttu.
Translate from Turkish to English
Bu cümleyi görmek için en az on sekiz yaşında olmalısın.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: hırsızlığın, yanlış, olduğunu, anlattı, dağa, tırmanmamın, düşünüyor, serveti, şöhretine, rağmen.