Turkish example sentences with "üç"

Learn how to use üç in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.

Onu üç yıl önce gördüm.

Üç uçağımız vardı.

Bir, üç ve beş tek sayılardır.

Bir artı iki eşittir üç.

Burası üç yıldızlı bir otel; gecesi üç yüz dolardır.

Burası üç yıldızlı bir otel; gecesi üç yüz dolardır.

O üç yıldır Japonya'da.

O, üç hafta New York'ta kaldı.

Mikey on üç yaşında.

Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.

Bu ilaçlar günde üç kez alınmalıdır.

Kelebeklerin ömrü üç gündür.

Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalıdır.

Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.

Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.

Taro üç gün boyunca Tokyo'da kaldı.

Amcamın üç çocuğu var.

Dayımın üç çocuğu var.

Üç fincan kahve içtin.

Artık daha fazla dayanamıyorum! Üç gündür uyumadım!

Onun üç tane erkek kardeşi var.

Halamın üç çocuğu var.

Teyzemin üç çocuğu var.

Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.

Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.

Geçen yıl üç ay boyunca denizdeydi.

Otuz üç yaşında.

Üç yıldır İngilizce öğreniyoruz.

Rubén üç çocuk babasıdır.

Bu kitabı okumak üç günümü aldı.

Üç pasta hazırladı.

Benimle dalga mı geçiyorsun yoksa ne? Senin konuşmayı kesmeni ve dersi takip etmeni üç kere istedim.

Odayı temizlemek üç günümü aldı.

McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.

Üç kuzenim var.

Üç saat sonra eve geri döndü.

Üç parça kek yedim.

Üç bira ve bir tekila lütfen.

Gölet üç metre derinliğindedir.

Dünyada üç farklı tipte insan vardır: sayı sayabilenler ve sayamayanlar.

Üç yıldır Kobe'de yaşıyor.

Üç gün içinde cevap vereceğim.

Yatmaya gitmeden önce üç tablet soğuk algınlığı ilacı aldım.

İnsanların yüzde kaçı üç dil konuşur?

Onun üç yıldır ölü olduğunu öğrendik.

Seni hatırlıyorum. Üç yıl önce tanıştık.

Lajos, üç yıl önce Szeged'de yaşamak istediğini söylemişti.

İki erkek kardeşim ve üç kız kardeşim var.

Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.

Üç tane köpeğimiz var, biri beyaz, ikisi siyah.

Biri beyaz, ikisi de siyah olmak üzere üç köpeğimiz var.

Biz, İngilizceyi haftada üç saat öğreniyoruz.

Şimdi onların üç çocuğu var.

Magdalena ve Lech on üç yaşındadır.

Savaş üç yıl sonra başladı.

Anne pastayı üç parçaya böldü.

En iyi balık bile üç gün içerisinde kokar.

Ben üç parça mobilya satın aldım.

O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi.

O üç kez Londra'da bulundu.

Üç adım atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.

O, üç gün içinde ayrılıyor.

Onun üç gün boyunca bilinci kapalı.

O, üç günden sonra geri geldi.

O, üç gün önce ayrıldı.

Üç yıl boyunca şampiyondu.

Benim dışımda, üç arkadaşım bara kabul edildi.

O benden üç inç daha uzundur.

Ben üç kitap taşıdım.

İş için en az üç yüz dolar gerekli idi.

Ben sadece üç saat uyudum.

Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.

Mt. Fuji'ye üç kez tırmandım.

Tom, günde üç saat Fransızca eğitimi almaya karar verdi.

Lucy üç gün önce beni görmeye geldi.

Şimdi üç yıldır İngilizce eğitimi almaktayız.

O üç yaşında iken babasını kaybetti.

Bu ilacı günde üç kez alın.

George, son zamanlarda üç saatlik mücadeleden sonra yakaladığı 30 paundluk bir levreği tanımlıyordu.

O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum.

Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.

Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.

Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.

Ayda üç kez Hiroshima'ya giderim.

Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.

Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.

Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.

Üç erkek kardeşi vardır.

Onun üç çocuğu vardır.

Üç oğlu vardı.

Apartman dairesinin üç yatak odası var mı?

Ve üç gün içinde onu yükseltecek misiniz?

Tom gençken, her gün üç yumurta yedi.

Bizim üç uçağımız var.

Ben en fazla üç dolar harcadım.

Üç dolardan daha fazla harcamadım.

Üç araban var.

O benden üç yaş daha büyük.

Also check out the following words: Roka, şeylere, turplarımı, alıp, kaçıyor, Konuşmasının, Olabildiğince, söylenilen, karşılaştı, içmeo.