Turkish example sentences with "birine"

Learn how to use birine in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Altmış yaşındaki birine değil altı yaşındaki birine sorun.

Altmış yaşındaki birine değil altı yaşındaki birine sorun.

Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.

Birine ihtiyacım var.

Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.

O, Almanya'daki arkadaşlarından birine mektup yazmamı rica etti.

Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.

Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.

Çek birine para ödeme yöntemidir.

Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.

O, oğullarının her birine para verdi.

Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.

Bize yardımcı olacak birine ihtiyacımız var.

Tom herhangi birine ateş etmedi.

Tom konuşacak birine sahip olmayı diledi.

Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

Tom okula giderken Mary diye birine çarptı.

Tom pencerenin yanında oturan birine onu açmasını rica etti.

Sanırım Tom sonunda vazgeçecek ve onu başka birine yaptıracak.

Birine gözlerini dikerek bakmak kabalıktır.

Ev işinde bana yardım edecek birine ihtiyacım var.

Ben gerçekten birine vurmalıyım.

Tom her birine bir kamera satın aldı.

Tom onların her birine bir kamera satın aldı.

Tom kuralların birine uymadı ve okuldan atıldı.

Tom ayrıntılardan herhangi birine sahip değildi.

Lütfen başka birine sor.

Onu istediğin birine ver.

Konuşmak için birine ihtiyacım var.

Onların her birine bir hediye aldım.

Onun konuşmak için birine ihtiyacı var.

Tom'un konuşmak için birine ihtiyacı var.

Lütfen onu başka birine yaptır.

Onların her birine bir ödül verildi.

Tom'un kendisine yardım edecek birine ihtiyacı var.

Tom'un kendisine yardım edecek birine ihtiyacı vardı.

Başka birine sormak zorunda kalacaksın.

Bu fotoğrafı isteyen herhangi birine verebilirsin.

Yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyaçları vardır.

Onu anlayacak birine ihtiyacı vardı.

Sandalye kırık. Onu birine tamir ettirsen iyi olur.

Ondan, onu, evi oğluna ya da başka birine boyattırmaya ikna etmesi rica edildi.

O, işini kaybettikten sonra, köpeklerini besleyemedi, bu yüzden onları birine hediye verdi.

O, onların her birine bir kurşun kalem verdi.

Beni anlayacak birine ihtiyacım var.

Birine odayı temizletecek.

Onların her birine bin yen verdim.

Onlardan her birine üç kurşun kalem verdim.

Cesur yeni fikirleri olan birine ihtiyacımız var.

Bu çocukların her birine üç parça verin.

Bu işi herhangi birine yaptıramam.

Yaşlı birine yerini verdi.

Çocukların her birine iki elma verdi.

Eve giderken arkadaşlarımdan birine rastladım.

Tavsiye için baş vuracağı birine ihtiyacı var.

Gerçek adının ne olduğunu herhangi birine söyledin mi?

Herhangi birine söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.

Herkesin birine ihtiyacı var.

Birlikte ingilizce öğreneceğim birine bakıyorum.

Birine bir şey öğretmek mümkün değil-o sadece kendisi öğrenebilir.

Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.

Bence konuşacak birine ihtiyacın var.

Bilmiyordum saat kaç ancak biliyordum ki eğer durup birine sorarsam o zaman kesin geç kalacaksın.

Onu birine asla yapmayacağıma yemin ettim.

Birine söylemeyeceğime yemin ederim.

O belgeyi birine göstermediğime yemin ederim.

Şimdi birine ihtiyacın yok.

Bunlardan birine sahip olmayan biri var mı?

Herhangi birine asla zarar vermedim.

Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?

Birine hiç Fransızca öğrettin mi?

Birine söyleyeceğim.

Tom birine yumruk attı.

Tom yalnız olmaya alışkın birine benziyor.

Eğer birine 20 dolar ödünç verirseniz ve o kişiyi asla yeniden görmezseniz, muhtemelen ona değmiştir.

Yoluna çıkan herhangi birine rüşvet vermeye alışmış.

Güvenilir olan birine ihtiyacım var.

Fransızca konuşabilen birine ihtiyacım var.

Tom'la konuşacak birine ihtiyacım var.

Beni koruyacak birine ihtiyacım var.

Beni tutacak birine ihtiyacım var.

Tom'u bulmak için birine ihtiyacım.

Bana bir taksi çağıracak birine ihtiyacım var.

Güvenebileceğim birine ihtiyacım var.

Asla birine bir şey öğretmedim.

Daha önce bunu birine asla söylemedim.

Daha önce tam senin gibi birine hiç rastlamadım.

Bulduğumu henüz birine söylemedim.

Henüz birine sormadım.

Ne olduğundan birine bahsederse Tom Mary'yi öldürmekle tehdit etti.

"Biriyle" ve "birine" konuşmak arasında önemli bir fark vardır.

Tom Mary'nin mektuplarından herhangi birine cevap vermedi.

Tom gerçek kimliğini herhangi birine söylemedi.

Tom'a evimizi birine boyatmanın ne kadara mal olacağını düşündüğünü sordum.

Tanıdığım herhangi başka birine benzemiyorsun.

Başka birine sormalısın.

Çocuklarına bakması için benim gibi birine ihtiyacın var.

Benim gibi birine ihtiyacın var.

Onu senin için birine yaptırabilirsin.

Also check out the following words: Etinin, üzerine, tuz, kötüdür, Vazoyu, elinle, tut, öğrettiği, öğretiyor, Yukina.