Turkish example sentences with "yapın"

Learn how to use yapın in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Tercihinizi yapın.

Kendinizi prezentabl yapın.

Doğru olanı yapın.

Doğru olduğuna inandığınız şeyi yapın.

Elinizden geleni yapın!

Sadece kitap okumayın. ara sıra dışarı gidin ve biraz egzersiz yapın.

Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.

Kötü bir gün için tasarruf yapın.

Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.

Onu kendiniz yapın.

Kendi tarzınızla işinizi yapın.

Evinizin bir krokisini yapın.

İstediğiniz gibi yapın.

Teşekkür ederim. Lütfen yapın.

Onu şimdi yapın.

Elinizden geleni yapın.

Lütfen bunu yapın.

Söylediğim gibi yapın.

Ev ödevinizi yapın.

Lütfen istediğiniz gibi yapın.

Dilediğiniz gibi yapın.

En iyisini yapın.

Lütfen yatağı yapın.

Şimdi ödevinizi yapın.

Bir seferde bir şey yapın.

Lütfen bana biraz çay yapın.

Lütfen onu bu şekilde yapın.

Lütfen önce ona yemek servisi yapın.

En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.

İstediğinizi yapın.

Noel'e yakın uçuşlar çabuk dolduğu için rezervasyonlarınızı erken yapın.

Onu paket yapın.

Lütfen banyo yapın.

Açık havada egzersiz yapın.

Onu kendiniz yapın ve hemen yapın.

Onu kendiniz yapın ve hemen yapın.

Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.

Eğer mümkünde bu işi yarına kadar yapın.

Oynamak için dışarıya çıkmadan önce lütfen işlerinizi yapın.

Onu çabucak yapın.

Onu yarın yapın.

İki sıra yapın.

İşinizi çabucak yapın.

Sizden nefret edenlere iyi şeyler yapın.

Bir banyo yapın.

Lütfen öyle yapın.

İşinizi yapın.

Yapmanız gerekeni yapın.

Lütfen kazaları önlemek için elinizden geleni yapın.

Ne isterseniz yapın.

Tek bir işi düzgün yapın dişimi kıracağım.

Bugün fazladan yarım saat daha ders yapın.

İşinizi adam gibi yapın, benimle uğraşmayı kesin.

Beni germeyin işinizi düzgün yapın.

Sakin olun ve yapabildiğinizin en iyisini yapın.

Bana daha iyi bir teklif yapın.

Beni izleyin ve aynısını yapın.

Bunu bir kez daha yapın.

Ne yaparsanız yapın, sonuç aynı.

Bana makul bir açıklama yapın.

Cevap vermek için elinizden gelen her şeyi yapın.

Lütfen bana bir para iadesi yapın.

Sadece kendi ana dilinde ya da en güçlü olduğun dilde cümleler eklemenin muhtemelen yabancı dil yazmayı pratik yapmak kadar çok eğlenceli olmadığını biliyorum fakat onların doğru olduğundan kesinlikle emin değilsen lütfen cümleleri Tatoeba Corpus'a eklemeyin. Çalıştığın dilleri pratik yapmak istiyorsan www.lang-8.com gibi o amaç için tasarlanmış bir site kullanarak öyle yapın.

Ne gerekiyorsa yapın.

Lütfen size en iyi görüneni yapın.

Tom için elinizden geleni yapın.

Lütfen bunu en kısa zamanda yapın.

Elinizden geleni yapın, Tom.

Sadece size söyleneni yapın.

Onu buna göre yapın.

Ne yaparsanız yapın, yapabildiğinizin en iyisini yapın.

Ne yaparsanız yapın, yapabildiğinizin en iyisini yapın.

Eğer istediğinizi yapamıyorsanız, yapabildiğinizi yapın.

Lütfen hemşirenin dediklerini yapın.

Onu derhal yapın.

Sadece elinizden geleni yapın.

Size sadece doğru geleni yapın.

Sadece doğru olanı yapın.

Senin gıdan ya da dilin veya genetik yapın seni daha kadınsı yapar mı?

Çalışma kitabınızdaki ilk örneği yapın.

Ne yaparsanız yapın, o kapıyı açmayın.

"Yapmamı istediğin her şeyi yapamam." "Öyleyse sadece elinizden geleni yapın."

Bunu benden daha iyi nasıl yapacağını biliyorsanız sadece devam edin ve onu yalnız yapın.

Nöbetleşerek yapın.

Lütfen bağış yapın.

Bu kelimelerin her biri ile bir cümle yapın.

Elinizden gelenin en iyisini yapın!

Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.

Bu akşam bir şeyler yapın!

Her şeyde elinizden geleni yapın.

Lütfen kredi kartı ile değil, nakit ödeme yapın.

Ne yaparsanız yapın, Tom'un size yardım etmesine izin vermeyin.

Fotoğraflara bir göz atın ve yorum yapın!

Bölümün sonundaki tüm egzersizleri yapın.

Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın.

Öyleyse sadece kendi zamanınızda elinizden geleni yapın.

Bir cin ve tonik yapın.

Yerçekimini yararınıza kullanabiliyorsanız, onu yapın.

Onu sadece böyle yapın.

Bir gözlemeyi ne kadar düz yaparsanız yapın, onun her zaman iki yüzü vardır.

İşi tamamlamak için elinizden geleni yapın.

Also check out the following words: Babanın, nereye, gittiğini, adım, Edgar, Degas, Maria, kıyafete, para, harcıyor.