Turkish example sentences with "verecek"

Learn how to use verecek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Yakında senin mektubuna cevap verecek.
Translate from Turkish to English

Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
Translate from Turkish to English

O, acı verecek şekilde zayıftı.
Translate from Turkish to English

Tom'a zarar verecek bir şey yaparsan, seni öldürürüm.
Translate from Turkish to English

Verecek bir şeyim yok.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary önümüzdeki cuma akşamı bir hoş geldin partisi verecek.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin karar vermesine izin verecek.
Translate from Turkish to English

Size verecek hoş bir hediyem var.
Translate from Turkish to English

Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek.
Translate from Turkish to English

Çabalarınız yakında karşılığını verecek.
Translate from Turkish to English

Benim grup bu hafta Chuck's Bar and Grill de konser verecek. Lütfen bizi görmeye gelin.
Translate from Turkish to English

O, sana kitabını ödünç verecek.
Translate from Turkish to English

Sana verecek bir şeyim var.
Translate from Turkish to English

Bu kutu bir sandalye olarak hizmet verecek.
Translate from Turkish to English

Bu kutu bir masa olarak hizmet verecek.
Translate from Turkish to English

O gelecek hafta bir parti verecek.
Translate from Turkish to English

Sana verecek bir şeyim yok.
Translate from Turkish to English

Bu amacınıza cevap verecek mi?
Translate from Turkish to English

Onu ödünç para verecek kadar delisin.
Translate from Turkish to English

Ona ödünç para verecek kadar aptal değilim.
Translate from Turkish to English

Sahip olduğu parayı sana verecek.
Translate from Turkish to English

Bu para bir araba almama imkan verecek.
Translate from Turkish to English

Yarın arkadaşlarım bana bir parti verecek.
Translate from Turkish to English

Sana tavsiye verecek konumda değilim.
Translate from Turkish to English

Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.
Translate from Turkish to English

İsteyene resmini verecek.
Translate from Turkish to English

Bu bize zarar verecek.
Translate from Turkish to English

Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English

Telefonuna verecek misin?
Translate from Turkish to English

Ben sana zarar vermem, merak etme. Ama Allah senin çekmen gereken acıyı sana verecek.
Translate from Turkish to English

Yaşım beni ele verecek.
Translate from Turkish to English

Allah'a dua edelim, ve O, dualarımıza cevap verecek.
Translate from Turkish to English

Tom cesaret verecek şekilde başını salladı.
Translate from Turkish to English

Tom cevap verecek.
Translate from Turkish to English

Tom karar verecek.
Translate from Turkish to English

Ona borç verecek kadar aptal değilim.
Translate from Turkish to English

Sana verecek bazı şeylerim var.
Translate from Turkish to English

Tom sana ihtiyacın olan bütün bilgiyi verecek.
Translate from Turkish to English

Tom bu öğleden sonra ne yapacağımıza karar verecek.
Translate from Turkish to English

Tom'un verecek bir kararı var.
Translate from Turkish to English

Tom size ihtiyacınız olan her şeyi verecek.
Translate from Turkish to English

Verecek bir kararın var.
Translate from Turkish to English

İhtiyacımız olan parayı bize ödünç verecek birini bulmakta güçlük çekiyoruz.
Translate from Turkish to English

Bu zarar verecek mi?
Translate from Turkish to English

Sorularıma cevap verecek misin?
Translate from Turkish to English

Benim için oy verecek misin?
Translate from Turkish to English

Hâlâ verecek birkaç kararımız var.
Translate from Turkish to English

Hâlâ verecek birkaç büyük kararımız var.
Translate from Turkish to English

Hâlâ verecek birkaç çok büyük kararımız var.
Translate from Turkish to English

O, kilo verecek.
Translate from Turkish to English

Doktorlar aynı fikirde olmazsa kim karar verecek?
Translate from Turkish to English

Bu ilaç sana biraz rahatlık verecek.
Translate from Turkish to English

Bu kitap sana büyük keyif verecek.
Translate from Turkish to English

Mary, Tom'a haber verecek.
Translate from Turkish to English

O, Tom'a haber verecek.
Translate from Turkish to English

Eğer Marie'yi görebilirsen, ona Tom'un verecek haberleri olduğunu söyle.
Translate from Turkish to English

Verecek başka bir kararımız daha var.
Translate from Turkish to English

Ali verecek cevap bulamadı.
Translate from Turkish to English

Ben, Türkiye adına bu kararı verecek kişi değilim.
Translate from Turkish to English

Tom'un, Mary'nin sorusuna verecek cevabı yok.
Translate from Turkish to English

Çok sıkı çalışırsan, geleceğe şekil verecek olan sen olursun.
Translate from Turkish to English

Yardım etmeme izin verecek misin?
Translate from Turkish to English

Tom, kendi özgür iradesiyle karar verecek durumda değildi.
Translate from Turkish to English

Keşke sana verecek daha çok şeyim olsa.
Translate from Turkish to English

Mola verecek zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Ara verecek zamanım yok.
Translate from Turkish to English

Mola verecek vaktim yok.
Translate from Turkish to English

Ara verecek vaktim yok.
Translate from Turkish to English

Tom sana ihtiyacın olanı verecek.
Translate from Turkish to English

"Sen hiç kendini öldürmeyi düşündün mü?" "Hayır ben kendi hayatına son verecek bir kişi değilim."
Translate from Turkish to English

Tom kendinin incinmesine izin verecek kadar embesil değil.
Translate from Turkish to English

Yarın sabah verecek bir raporum var.
Translate from Turkish to English

Bunu bize verecek misin?
Translate from Turkish to English

Bunu onlara verecek misin?
Translate from Turkish to English

Bunu bana verecek misin?
Translate from Turkish to English

Bunu ona verecek misin?
Translate from Turkish to English

Bu bana düşünmek için bir şey verecek.
Translate from Turkish to English

Tom kendi kararını verecek kadar yaşlı.
Translate from Turkish to English

Bakalım bir cevap verecek mi?
Translate from Turkish to English

Tom'un verecek zor bir kararı var.
Translate from Turkish to English

Bunun hepsi istenilen sonucu verecek.
Translate from Turkish to English

Siz arkadaşlar Tom Jackson'a oy verecek misiniz?
Translate from Turkish to English

Tom Jackson için oy verecek misin?
Translate from Turkish to English

Verecek bazı kararlarımız var.
Translate from Turkish to English

Sana verecek başka bir şeyim var.
Translate from Turkish to English

Tom'un verecek hiçbir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English

Sana verecek başka bir şeyim yok.
Translate from Turkish to English

Bu iyi sonuç verecek.
Translate from Turkish to English

Sadece Tom'un gitmesine izin verecek misin?
Translate from Turkish to English

Gerçekten Tom'un onu yapmasına izin verecek misin?
Translate from Turkish to English

Tom'a istediği parayı verecek misin?
Translate from Turkish to English

Sadece bunun olmasına izin verecek misin?
Translate from Turkish to English

Bunu kabul edip etmeyeceğine karar verecek olan sensin.
Translate from Turkish to English

Tom'un verecek bir kararı vardı.
Translate from Turkish to English

Tom Jackson'a oy verecek misin?
Translate from Turkish to English

İnsanlar sandıkta karar verecek.
Translate from Turkish to English

Buna kim cevap verecek?
Translate from Turkish to English

Onun çabası meyve verecek.
Translate from Turkish to English

O, bize biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
Translate from Turkish to English

Tom yaptığının hesabını verecek.
Translate from Turkish to English

Bana borç para verecek kadar kibardı.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Kedi, mi, sordu, Bazen, mıyım, merak, ediyorum, Gerçekleri, abartmayalım, Deneyelim.