Turkish example sentences with "geçmeden"

Learn how to use geçmeden in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yolu bilmediklerinden, çok geçmeden kayboldular.

Umarım otobüs çok geçmeden gelir.

O çok geçmeden eve döner.

New York'tan gelen gemi çok geçmeden gelecek.

O, çok geçmeden tövbe etti.

Hava tahmini göre, yağışlı mevsim çok geçmeden başlayacak.

Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.

Bahar çok geçmeden burada olacak.

Onun planı çok zor gibi görünüyordu, ama çok geçmeden önce mümkün olduğu anlaşıldı.

Evlendikten sonra çok geçmeden Tom, Mary'nin cinayetten arandığını öğrendi.

Tom Mary'nin kendinden geçmeden önce ne kadar tekila içebileceğini merak etti.

Taro çok geçmeden buraya gelecek.

Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.

Çok geçmeden yağmur yağabilir.

O, çok geçmeden geri dönecek.

Çok geçmeden ağlıyor olacaksın.

O çok geçmeden geri dönecek.

Çok geçmeden o burada olacak.

Çok geçmeden o buraya gelecektir.

Çok geçmeden o geri gelecektir.

Jim caddeyi geçmeden önce sağa ve sola baktı.

O, çok geçmeden yeniden evlendi.

Çok geçmeden kış olacak.

Uçak çok geçmeden inecek.

Çok geçmeden yağmur duracak.

Çok geçmeden şoku atlatacaktır.

Çok geçmeden önce kar yağmaya başlayacak.

Çok geçmeden gerçeği öğreneceğiz

Çok geçmeden seni tekrar görmeyi umuyorum.

Doktor çok geçmeden dönecek.

Annen çok geçmeden dönecek.

Çok geçmeden seninle tekrar görüşeceğiz

Caddeyi geçmeden önce her iki yöne bak.

Çok geçmeden seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

Tom çok geçmeden Mary'nin piyano çaldığını duydu.

Bu günlerde, "aslan payı" genellikle "en büyük pay" anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce "onun hepsi" anlamına geliyordu.

Çok geçmeden, o iyi bir öğretmen olacak.

Çok geçmeden önce, hayalet yoğun siste kayboldu.

Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.

Çok geçmeden tekrar oldukça iyi olacağını umuyorum.

Mike çok geçmeden iyileşir.

Çok geçmeden Tom'un buraya geleceğinden eminim.

Tom çok geçmeden bir iş bulacak.

O çok geçmeden geldi.

Tom sadece çok geçmeden sizinle olacak.

Tom caddeyi geçmeden önce her iki tarafa da baktı.

Demokrat Parti'ye girdi ama oradan çok geçmeden ayrıldı.

Yaşlı kadın bir hastaneye götürüldü ama çok geçmeden öldü.

Onun planının gerçekleşmesi çok zor görünüyordu, ama çok geçmeden gerçekleşmesinin mümkün olduğu anlaşıldı.

Çok geçmeden kent askerler tarafından işgal edildi.

Çok geçmeden, T.V. telefonla birbirimizle iletişim kurabileceğiz.

Çok geçmeden seni tekrar görmeyi iple çekiyorum.

Çok geçmeden seni tekrar görmeye can atıyorum.

Harekete geçmeden önce düşün!

Çok geçmeden, o hamile kaldı.

Çok geçmeden gelecekler.

Beyzbol sezonu çok geçmeden açılır.

İlk kar çok geçmeden geldi.

Çok geçmeden ay çıktı.

Tom çok geçmeden önce burada olmalı.

Saat ona kadar bekledi ve çok geçmeden gitti.

Jim yolu geçmeden önce sola ve sağa baktı.

Tom işlek caddeyi geçmeden önce her iki yöne baktı.

Çok geçmeden döneceğim.

Çok geçmeden geri döneceğinden eminim.

Çok geçmeden onu bulacağız.

Çok geçmeden bulacağız.

Çok geçmeden seni tekrar görüyor olacağız.

Çok geçmeden orada olacağız.

Yeşil ışık yandığında, caddeden geçmeden önce yaya geçidindeyken bile tüm yönlere bakman gerekir.

Çok geçmeden seninle olacağım.

O, çok geçmeden odaya geldi.

Caddeyi geçmeden önce sola ve sağa bakınız.

Çok geçmeden iyi olacağım.

Tom caddeyi geçmeden önce her iki yöne baktı.

Tren çok geçmeden buraya varacak.

Nedeni çok geçmeden belli oldu.

Çok geçmeden, ay görünmeye başladı.

Uçak sahilden ayrılırken düz uçuşa geçmeden önce hızla yükseldi.

Tom çok geçmeden dönecek.

Tom çok geçmeden dışarıda olacak.

Çok geçmeden size katılacağım.

Doktorun tüm çabaları boşunaydı ve adam çok geçmeden öldü.

Jim caddeyi geçmeden önce sağ ve sol taraflara baktı.

Yolu geçmeden önce iki yöne de bak.

Tom Mary ile yürüyüş yapıyor ve çok geçmeden geri dönmeli.

Hava çok soğuktu ve sonra üstüne üstlük çok geçmeden yağmur yağmaya başladı.

Harekete geçmeden önce düşünün!

Tom'un çıkmadan ve başka bir şirkete geçmeden önce bizim için ne kadar çalışacağını düşünüyorsun?

Biz ödevi çok geçmeden tamamladık.

Tom çok geçmeden buraya gelir.

Çok geçmeden hayalin gerçekleşir.

Çok geçmeden gerçeği öğreniriz.

Çok geçmeden yağmur yağar.

O çok geçmeden olur.

Onu çok geçmeden yapsak iyi olur.

Biz çok geçmeden sonuçları öğreniriz.

Çok geçmeden yiyeceğimiz biter.

Çok geçmeden bileceksin.

Çok geçmeden Tom geri gelecek.

Uçak çok geçmeden gözden uzaktı.

Also check out the following words: üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, yirmi, Ek, olarak.