Turkish example sentences with "ters"

Learn how to use ters in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Herkesin işi bir gün ters gidebilir.

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.

Eldivenlerimi yanlışlıkla ters giydim.

Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.

Ken gömleğini ters giymişti.

O kazağını ters yüz giydi.

John kazağını ters giymişti.

Bu, şeylerin mantık sırasını ters çevirmedir.

Şirket politikasına ters olmasına rağmen, Tom ve Mary her karşılaşmada öpüşür ve birbirlerine sarılırlardı.

Kazağını ters giyiyorsun.

Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün suratsızdı.

Sizin fikriniz bizim politikamıza ters düşüyor.

Gömleğin ters yüz olmuş.

Onu ters tutma.

Paltomu ters giydim.

O, gömleğini ters giydi.

O, çoraplarını ters giydi.

O, tabloyu ters çevirdi.

Bu sabah yatağın ters tarafından kalkmışsın gibi görünüyor.

Seninle ters düşmekten nefret ediyorum.

O, ceketini ters çevirdi.

Ters bir şey olmak üzereydi.

Çocuk ters köşe yapmayı biliyor.

Fanilasını ters giydi.

Umarım bu sefer hiçbir şey ters gitmez.

Erkek kardeşim gömleğini ters giydi.

Çoraplarından birini ters giydi.

Gömleğini ters giyiyorsun.

Çoraplarını ters giyiyorsun.

Çorabının tekini ters giymişti.

Patronunla her zaman ters düşüyorsun.

Ters gidebilecek her şey ters gitti.

Ters gidebilecek her şey ters gitti.

Yanlışlıkla ters yöne giden bir trene bindim.

Daha ne ters gidebilir ki?

Oyunu oynayanlar yuvarlak oluşturacak şekilde (bacak ve ayakların konumu ters v seklinde) oturur ve sıkıca kenetlenirler. Ortaya bir ebe geçer. Eller bacakların altında olur ve bir havlu (ucu bağlanarak topuz haline getirilmiş) elden ele bacakların altında gezdirilir. Ebe olan bacakların arasından o havluyu almaya (bulmaya) çalışır. Tabi bu arada herkes sallanmakta ve pisi pisi demekte ve çeşitli şekillerde bağırmaktadırlar. Havluyu, uygun konumu bulan, ebenin sırtına hızlıca vurur ve tekrar alta verir ve havlu gezdirilir. Havluyu ebe kimin altında yakalarsa o kişi ebe olur ve ortaya geçer.

Tuzluk ve karabiberlik ters ayarlanmış.

Çantanı ters çevir.

Adaletin terazisi ters işliyor.

Her şey ters gitti.

Ortada ters giden bir şey var sanki.

Tanınmadan önce maaş zammından bahsedersen senin işleri ters yaptığını düşünme eğiliminde olurum.

Tom kazağını ters giydiğini fark etmedi.

Otobüs ters yöne girmişti.

Ya bir şey ters giderse?

Kazağını ters giymişsin.

Venüs Güneş sistemimizdeki diğer birçok gezegenden ters yönde döner.

Tişörtünü ters giyiyorsun.

Arabasında bir şeylerin ters gittiğini onayladı.

Ters şekilde değil mi?

Kitapları rafa ters koyma!

Bir gazeteyi ters olarak okuyordu.

Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır.

Tom sadece Mary'yi kızdırmak için gömleğini kasıtlı olarak ters giydi.

Bir şeyin ters gittiğine dair hiçbir işaret yoktu.

Günümüzde paraya izafe edilen değerle, insanlığın ters orantılı bir şablona oturtulduğunu görüyoruz.

Ters giden bir şey mi var?

İşler ters gitti.

Planımın ters gideceğini hayal bile etmedim.

Bilgisayarımda ters giden bir şey var.

İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.

Ters bir durum mu var?

Tom bana ters ters baktı.

Tom bana ters ters baktı.

Arabamızda ters giden bir şey olmalı; motordan duman çıkıyor.

Ters giden bir şey olursa Tom'u arayın.

Yazıcıda ters giden bir şey var.

Doktorlar Tom'la ilgili ters giden bir şey bulmadı.

Tom'la ilgili gerçekten ters giden bir şey yoktu.

Bir şey ters giderse beni ara.

"Tom, hiç havanda değilsin." "Ah, öyle mi?" "Ters giden bir şey mi var?" "Hayır, her şey yolunda."

Tom kazağını ters giydi.

Üstlendiğim her şey ters gidiyor.

Onların planları ters gitti.

O sabah bir şey ters gitti.

Şapkanı ters taktın.

İspanyolcada ters soru işareti kullanılır.

Makinede ters giden bir şey olmalı.

Her zaman makinede bir şey ters gidiyor.

Bir şey ters giderse ne olur?

Bugün Tom'dan uzak dursan iyi olur. Bu sabah yatağın ters tarafından kalkmış.

Bir şeyler ters gidiyor, değil mi?

Bunu ters çevirme.

O benim inançlarıma ters düşüyor.

Bir iş ters gidecekse gider.

Sanırım kazağını ters giymişsin.

Ne yazık ki plan ters tepti.

Ayakkabılarını ters giymişsin.

Tom gömleğini ters giydi.

Neden hep benimle ters düşüyorsun?

Tom gömleğini ters yüz giymiş.

İşler ters gidebilir.

Başka bir şey ters gidemez.

Tom neyin ters gittiğini anlıyor.

Sizinle ilgili ters bir şey olabilir.

Güçlü bir ters vuruşum var.

Güveçte bir şey ters gitti.

Sözleriniz ne kadar mantıklı görünürse görünsün her zaman biri size ters düşecektir.

Tom onlara ters ters baktı.

Tom onlara ters ters baktı.

O bir ters takla atmaya çalıştı.

Also check out the following words: Babam, bana, yatakta, kitap, okumamamı, söyledi, On, bir, iki, üç.