Turkish example sentences with "kuru"

Learn how to use kuru in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Boğazım kuru.
Translate from Turkish to English

Bu giysiler nihayet kuru.
Translate from Turkish to English

Mary kuru gözleri için göz damlaları kullanır.
Translate from Turkish to English

Kuru etiniz var mı?
Translate from Turkish to English

Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.
Translate from Turkish to English

Kuyu kuru.
Translate from Turkish to English

Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
Translate from Turkish to English

Tom çok fazla su kullanmamak için dikkatli olmak istiyor. Onun kuyusu neredeyse kuru.
Translate from Turkish to English

Tom bir bardak suya bir parça kuru buz koydu.
Translate from Turkish to English

Tom bir avuç dolusu kuru üzüm yedi.
Translate from Turkish to English

Paul kuru saça sahiptir.
Translate from Turkish to English

Ben kuru bir cilde sahibim.
Translate from Turkish to English

Benim kuru bir öksürüğüm var.
Translate from Turkish to English

Benim boğazım kuru.
Translate from Turkish to English

Bana kuru bir havlu getirin.
Translate from Turkish to English

Tom'un kuru bir havluya ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English

Gömleğim henüz kuru değil.
Translate from Turkish to English

Benim çoraplar zaten kuru mu?
Translate from Turkish to English

Bugünkü döviz kuru nedir?
Translate from Turkish to English

Bugün döviz kuru nedir?
Translate from Turkish to English

Ben köpeğimi sadece kuru köpek yiyeceği ile beslerim.
Translate from Turkish to English

Komşumun köpeği kuru köpek maması yemez.
Translate from Turkish to English

Son on yıldır köpeğimi kuru köpek maması ile beslemekteyim.
Translate from Turkish to English

Kuru kum su emer.
Translate from Turkish to English

Çocuk, kuru yaprakları ayağıyla itti.
Translate from Turkish to English

Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
Translate from Turkish to English

Kapıdaki boya henüz kuru değil.
Translate from Turkish to English

Kaktüsler kuru yerde yaşayan bitkilerdir.
Translate from Turkish to English

Genç, kuru dalı kesmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Şimdi dolar için döviz kuru nedir?
Translate from Turkish to English

Elbisemi bir kuru temizleyiciye göndermek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Kuru temizleme yapmayınız.
Translate from Turkish to English

O çok kuru.
Translate from Turkish to English

Ağzım kuru.
Translate from Turkish to English

Saçı kuru.
Translate from Turkish to English

Gömlekler kuru.
Translate from Turkish to English

Kuru ahşap iyi yanar.
Translate from Turkish to English

Lütfen kuru temizlemeden elbiselerimi alıver.
Translate from Turkish to English

Kuru incir sağlığa zararlı mıdır?
Translate from Turkish to English

Kuru bir yaprak yere düştü.
Translate from Turkish to English

Biraz kuru üzüm ister misin?
Translate from Turkish to English

Kuru temizleyiciye yeniden geldiğinde, kostümüm berbat olmuştu.
Translate from Turkish to English

Cihazı sadece kuru bir bezle silin.
Translate from Turkish to English

Karışım çok kuru olduğu zaman, bir çay kaşığı soğuk su daha ekle.
Translate from Turkish to English

Başrahipler kuru ot biçer mi? Başrahipler asla kuru ot biçmezler. Başrahipler dua ederler!
Translate from Turkish to English

Başrahipler kuru ot biçer mi? Başrahipler asla kuru ot biçmezler. Başrahipler dua ederler!
Translate from Turkish to English

Onun tuzu kuru.
Translate from Turkish to English

Ayranı duru, ekmeği kuru.
Translate from Turkish to English

O duyduğun kuru iftira.
Translate from Turkish to English

Benim boğazım biraz kuru.
Translate from Turkish to English

Onlar bir bankaya gitselerdi, daha iyi bir döviz kuru alırlardı.
Translate from Turkish to English

Soğuk ve kuru, parlak güneş, ne güzel kış havası!
Translate from Turkish to English

Bu çok kuru.
Translate from Turkish to English

Petrichor - kuru toprağa yağmur düştüğünde dünyevi koku; yağmurdan sonra toprak kokusu.
Translate from Turkish to English

Ceketimi kuru temizleyiciye götürür müsün?
Translate from Turkish to English

Kuru temizleme mi yoksa normal yıkama mı istiyorsun?
Translate from Turkish to English

Buhar ısı uygulanmasıyla bir gaz formuna dönüştürülebilir sudur. Bu da, ya doymuş, kızdırılmış, kuru ya da ıslak olabilir.
Translate from Turkish to English

Havanın kuru olacağını umuyorum.
Translate from Turkish to English

Yerinde olsam onu kuru temizleme yaptırırdım.
Translate from Turkish to English

Tom'un tuzu kuru.
Translate from Turkish to English

Polis memuru kuru sıkı ateş etti.
Translate from Turkish to English

Bu portakalın suyunu sıkamıyorum. O kuru.
Translate from Turkish to English

Bu, otuz yıl içinde en kuru altı ay oldu.
Translate from Turkish to English

Onun saçı kuru.
Translate from Turkish to English

Toz kadar kuru.
Translate from Turkish to English

Lütfen ona kuru yapraklardan kurtulmasını söyle.
Translate from Turkish to English

Dolar döviz kuru önemli ölçüde arttı.
Translate from Turkish to English

Doların döviz kuru önemli ölçüde düştü.
Translate from Turkish to English

Dolar için döviz kuru nedir?
Translate from Turkish to English

Dolar kuru ne kadar?
Translate from Turkish to English

Dolar kuru önemli ölçüde düştü.
Translate from Turkish to English

Yen için döviz kuru dolar karşısında yükseldi.
Translate from Turkish to English

Doların Avroya karşı kuru inişe geçti.
Translate from Turkish to English

Dolar ve Avro arasındaki döviz kuru nedir?
Translate from Turkish to English

Gömlek temiz ve kuru.
Translate from Turkish to English

Kuru iftira atmasanıza ona.
Translate from Turkish to English

Kimseye kuru iftira atmayın.
Translate from Turkish to English

Ona kuru iftira atıyorlar.
Translate from Turkish to English

Bazen kuru üzümler ilave edilir.
Translate from Turkish to English

Tom eve giderken kuru temizlemeyi aldı.
Translate from Turkish to English

Yulaf ezmende biraz kuru üzüm ister misin?
Translate from Turkish to English

Frak gömleği temiz ve kuru.
Translate from Turkish to English

Havlu kuru.
Translate from Turkish to English

Kuru yapraklar hemen tutuştu.
Translate from Turkish to English

Tom, köpeğini kuru köpek mamasıyla beslemek istemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Lütfen doğrudan güneş ışığından uzakta, serin ve kuru bir yerde saklayın.
Translate from Turkish to English

Çok pişmiş balık kuru ve tatsız olabilir.
Translate from Turkish to English

Balık fazla pişirilirse kuru ve tatsız olabilir.
Translate from Turkish to English

Arabanın lastikleri kuru çamurla kaplanmıştı.
Translate from Turkish to English

Fiş kirlenirse, takmadan önce kuru bir bezle silin.
Translate from Turkish to English

Bulaşık beziyle lavaboyu kuruladım ve şimdi o kuru.
Translate from Turkish to English

"Sevgilim, neredeydin?" - "Koşuyordum." - "Fakat tişörtün kuru ve onun hiç kokusu yok."
Translate from Turkish to English

Kuru ellerim var.
Translate from Turkish to English

Aşırı pişmiş balık çok kuru ve tatsız olabilir.
Translate from Turkish to English

Kuru üzümlü kek nerede?
Translate from Turkish to English

Büyük bir çanakta tuz, kuru maya ve unu karıştırın.
Translate from Turkish to English

Tuz, kuru maya ve unu büyük bir kâsede karıştırın.
Translate from Turkish to English

Kuru patates ve soğan yemeği yapmak için, çeyrek kilogram küçük patatese ihtiyacın olacak.
Translate from Turkish to English

Eğrelti otları bu kadar kuru bir yerde yetişmez.
Translate from Turkish to English

Ben kuru bir şey istiyorum.
Translate from Turkish to English

Döviz kuru, dolar 145 yen.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Bugün, Beklemekten, başka, çare, Odada, tane, pencere, tanıdıkça, seversin, Hastaymış.