Turkish example sentences with "tutuyor"

Learn how to use tutuyor in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Irene Pepperberg, Alex adını taktığı bir papağanın önünde yuvarlak bir tepsi tutuyor.

CD'yi alman 10 dolar tutuyor.

Erkek kardeşim elinde bir kamera tutuyor.

O, elinde bir kalem tutuyor.

O çok fazla arazi tutuyor.

O, menkul kıymetlerini bu şirkette tutuyor.

Tom Fransızca bir günlük tutuyor.

Tom aletlerini garajda tutuyor.

Tom aletlerini bir alet kutusunda tutuyor.

Tom gece kapılarını kilitli tutuyor.

Tom şu anda 100 yarda hızlı koşmada okul rekorunu elinde tutuyor.

Brian Kate'in ellerini tutuyor.

Chris'in geri ödemediği para büyük bir meblağ tutuyor.

Bir günlük tutuyor musunuz?

O sınıfı kontrolü altında tutuyor.

Dük bir sürü arazi tutuyor.

O, yüzmede rekoru elinde tutuyor.

Günlüğünü ingilizce tutuyor.

O kollarında bebeğini tutuyor.

Polis cinayetten Sachiyo'yu sorumlu tutuyor.

Kolunun altında kitaplarını tutuyor.

Her zaman övgüler için balık tutuyor.

Bu arada, kaç taneniz bir günlük tutuyor?

Bu arada kaç taneniz günlükler tutuyor?

Adam üzücü haberi aldıktan sonra yas tutuyor.

Tom arkasında bir şey tutuyor.

Fatura ne kadar tutuyor?

Tom bir şey tutuyor.

Tom şimdi balık tutuyor.

Tom oruç tutuyor.

Kim oruç tutuyor?

Tom Mary'yi kollarında tutuyor.

Tüy ceketim beni oldukça sıcak tutuyor.

Yaşını gizli tutuyor.

Polis hâlâ Tom'u göz altında tutuyor mu?

Tom hastalığını bir sır olarak tutuyor.

Tom Mary'nin elini tutuyor.

Yüz metre için dünya rekorunu elinde tutuyor.

Tom bir bıçak tutuyor.

Babam, annemin ölümünden beni sorumlu tutuyor.

O kırmızı bir çiçek tutuyor.

Tom elinde şapkasını tutuyor.

Tom elinde bir paket tutuyor.

Tom sağ elinde yanan bir mum tutuyor.

Tom bir buket çiçek tutuyor.

Bir günlük tutuyor musun?

Tom bir şişe bira tutuyor.

Tom kollarında bir bebek tutuyor.

Tom pasaportunu bankada bir kiralık kasada tutuyor.

Seni ne tutuyor?

Araba beni tutuyor.

Çalışmalarım beni oldukça meşgul tutuyor.

Bizim toplam borcumuz on bin dolar tutuyor.

Tom onu tutuyor.

Tom iş yerindeki masasının çekmecesinde fazladan bir kravat tutuyor.

Neden tüm bu sözlükleri masasında tutuyor?

Tom nehirde balık tutuyor.

Mesken tutuyor musun?

Tom günlük tutuyor.

Dünya çapında milyonlarca insan Nelson Mandela'nın ölümünün yasını tutuyor.

O, yaşını gizli tutuyor.

Xueyou bir Çin haritası tutuyor.

Xueyou'nun eli bir Pekin haritası tutuyor.

Tom kontrolü elde tutuyor.

Tom bir not panosu tutuyor.

Kim sayısını tutuyor?

Seni ne uyanık tutuyor?

Tom şimdi kontrolü elde tutuyor.

Tom öğle yemeğinden sonra dişlerini fırçalayabilmek için ofisinde bir diş fırçası tutuyor.

Herkes nefesini tutuyor.

Tom her zaman övgü için balık tutuyor.

O onu tutuyor.

O, masasında bir insan kafatası tutuyor.

Tom sözünü tutuyor.

Bilim adamları Kuzey kutup bölgesindeki koşulları yakın bir gözlemde tutuyor.

Anne hala çocuğunun ölümü üzerine yas tutuyor.

O, sarayda bir sevgili tutuyor.

Mary, Tom'un beynini bir kavanozda tutuyor.

Sol eliyle bir kepçeyi tutuyor.

Bu mavi anorak siyahtan çok daha sıcak tutuyor.

Bu arada, kaç taneniz günlük tutuyor?

Bu arada, kaçınız bir günlük tutuyor?

Tom kin tutuyor olabilir.

Tom Mary'yi yüksek itibarda tutuyor.

Bu eldivenler parmaklarımı sıcak tutuyor.

Bu eldivenler ellerimi sıcak tutuyor.

Zabıt tutuyor musun?

Meşaleyi kim tutuyor?

Polis, kaçıranlardan birini gözaltında tutuyor.

3 yıldır bir günlük tutuyor.

O, konuşmalarını yazmak için başkalarını tutuyor.

Tom tasarruflarını yatağın altındaki bir ayakkabı kutusunda tutuyor.

Kendini meşgul tutuyor gibi görünüyorsun.

Tom bugün balık tutuyor.

Bu kova ne kadar su tutuyor?

Sami herkesi karanlıkta tutuyor.

Elbise 15 euro tutuyor.

Tom bugün balık tutuyor, değil mi?

Tom üç yıldır bir günlük tutuyor.

Tom bu aralar çiğ vegan beslenmeye başlamış. İnsanlara bunun ne kadar süper bir şey olduğu konusunda devamlı atıp tutuyor.

Tom'un sık sık migreni tutuyor mu?

Also check out the following words: Balık, tutmayı, sıcaktı, orası, Mademki, boş, vaktimiz, sinemaya, gidelim, Saatlerdir.