Turkish example sentences with "halde"

Learn how to use halde in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Daha dikkatli sür, aksi halde başın belaya girecek.
Translate from Turkish to English

Annem yeteri kadar masum bir halde "Biraz daha bira ister misin?" diye sordu.
Translate from Turkish to English

Bundan hoşlanmıyorsan o halde gidebilirsin.
Translate from Turkish to English

Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
Translate from Turkish to English

En iyi halde ortalama bir not alacak.
Translate from Turkish to English

Ben hastaydım, aksi halde toplantıya katılırdım.
Translate from Turkish to English

Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur.
Translate from Turkish to English

Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.
Translate from Turkish to English

Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.
Translate from Turkish to English

Tom bir trafik kazasında fena halde yaralandı.
Translate from Turkish to English

O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

O, fena halde azarlanmış görünüyor.
Translate from Turkish to English

O, fena halde yeni bir elbise istiyor.
Translate from Turkish to English

Onun fena halde paraya ihtiyacı vardı.
Translate from Turkish to English

Fena halde suya ihtiyacımız var.
Translate from Turkish to English

Fena halde suya ihtiyaçları vardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye fena halde âşık.
Translate from Turkish to English

Jack, istemediğim halde beni oraya gönderdi.
Translate from Turkish to English

Japonya'dan gidersen, seni fena halde özlerim.
Translate from Turkish to English

O zaman fena halde onun yardımına ihtiyacım vardı.
Translate from Turkish to English

Tom fena halde başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
Translate from Turkish to English

Annem boğazımın ağrıdığını bildiği halde bana dondurma yedirdi annem bu kadar dikkatsiz mi?
Translate from Turkish to English

Neden çimlere basmamam gerektiğini bildiğim halde bastırmaya çalışıyorsunuz?
Translate from Turkish to English

Herkes kardeşimse neden kimse bana destek olduğu halde bu desteğini açık ve net göstermedi?
Translate from Turkish to English

Beni daha fazla dışlamayın arkadaşsız kalmaktan fena halde sıkıldım.
Translate from Turkish to English

Siz acımasız mısınız da bunu bildiğiniz halde engel olmadınız?
Translate from Turkish to English

O ona fena halde âşık oldu.
Translate from Turkish to English

Beni uzun yıllardır tanıdığın halde bana güvenmiyor musun?
Translate from Turkish to English

Ben böyle bir şey istemediğim halde yemek yemek için beni beklemeniz büyük kabalık.
Translate from Turkish to English

Sana söylediğim halde yapmadın bunu.
Translate from Turkish to English

İstediğim şeyleri bana vermediğin halde ''İstediğin her şeyi sana verdim.'' diyerek yine yalan söylüyorsun.
Translate from Turkish to English

Acele et, aksi halde öğle yemeğine geç kalacaksın.
Translate from Turkish to English

Hemen başladık, aksi halde onu kaybetmiş oluruz.
Translate from Turkish to English

Bütün yemek programlarını izlediğim halde hala iyi yemek yapamıyorum.
Translate from Turkish to English

Bütün yemek programlarını izlediğim halde hala mutfakta iyi değilim.
Translate from Turkish to English

Affedildiğim halde bana yaşattığın acıların bedelini ödemelisin.
Translate from Turkish to English

Genç bir kızın fena halde çürümüş cesedi otoyolun kenarında bulundu.
Translate from Turkish to English

Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar?
Translate from Turkish to English

Ben ona bir şey yapmadığım halde, bana kızgın.
Translate from Turkish to English

Hava kötü olduğu halde geldi.
Translate from Turkish to English

Bazıları fena halde rahatsız olmuş.
Translate from Turkish to English

Tom'un bacağı fena halde yanmıştı.
Translate from Turkish to English

O halde şimdi ne diyeceğiz?
Translate from Turkish to English

Bitkin olduğum halde, işe devam ettim.
Translate from Turkish to English

Oraya gitmek istemiyorsanız, o halde biz de oraya gitmeyiz.
Translate from Turkish to English

Tom sefil bir halde başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

O sıkı çalıştı; aksi halde sınavda başarısız olurdu.
Translate from Turkish to English

Tom'un fena halde paraya ihtiyacı vardı.
Translate from Turkish to English

"Dik durarak ölmek, dizlerinin üstünde yaşamaktan iyidir." "O halde neden hala hayattasın?"
Translate from Turkish to English

Çocuklarım erken kalkmak için acınacak halde samimi çabalar gösterirler.
Translate from Turkish to English

Eğer yorgunsan, o halde yatmaya git.
Translate from Turkish to English

Bu fena halde adil değil.
Translate from Turkish to English

Garip bir insansın o halde.
Translate from Turkish to English

O, ondan dolayı çok sefil bir halde yaşadı.
Translate from Turkish to English

Şimdi gidelim. Aksi halde, geç kalacağız.
Translate from Turkish to English

Onunla gerçekte tanışmadığımız halde Mary hakkında çok şey biliyorum.
Translate from Turkish to English

Benim iş durgunluktan dolayı işlemez halde.
Translate from Turkish to English

Hayatımda ilk kez kendimi, bilmediğim bir şehirde yapayalnız halde buldum.
Translate from Turkish to English

O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.
Translate from Turkish to English

Tom'un fena halde yardıma ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English

Gitmek zorundayım aksi halde geç varacağım.
Translate from Turkish to English

Ne kadar zamandır Kobe'de yaşıyorsun, o halde?
Translate from Turkish to English

Beğenmezsen o halde onu yeme.
Translate from Turkish to English

Bir şey çalmadığım halde, mağazanın dedektörlü kapısı öttü.
Translate from Turkish to English

O gerçeği anlattı, aksi halde o cezalandırıldı.
Translate from Turkish to English

İncineceğimden korktuğum halde sığındım ben sana.
Translate from Turkish to English

Bu cümle uzun olmadığı halde çok anlamlıdır.
Translate from Turkish to English

O nasıl geçim yapacağını şaşırmış halde.
Translate from Turkish to English

Sabah 10'dan önce otelden ayrılmalıyız, aksi halde Miami trenini kaçıracağız.
Translate from Turkish to English

O halde neden ağlıyorsun?
Translate from Turkish to English

Tom dağınık bir halde çalışır.
Translate from Turkish to English

Tom başının fena halde dertte olduğunu anladı.
Translate from Turkish to English

Seni sarsıntı geçirmiş halde hayal edemiyorum.
Translate from Turkish to English

Annesi fena halde kilolu olduğu için Mary okulda zorbalık yaşadı.
Translate from Turkish to English

Onu hastaneye yetiştirmek zorundayız. O fena halde yaralı.
Translate from Turkish to English

Baygın halde gömleğimi çıkardım.
Translate from Turkish to English

İşle çok meşgul olduğunuz halde beni dinlediğiniz için teşekkürler.
Translate from Turkish to English

O halde saat beşten sonra kıyafet alışverişine gideceğiz, değil mi?
Translate from Turkish to English

Ödevlerini bitirmediği halde televizyon seyrediyor.
Translate from Turkish to English

Yemeği henüz yediğim halde hala açım.
Translate from Turkish to English

Şu halde mutlu sona ihtiyacım var!
Translate from Turkish to English

Bırak o halde!
Translate from Turkish to English

Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!
Translate from Turkish to English

O halde talipleriniz var.
Translate from Turkish to English

Buna fena halde ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English

Tom'un fena halde yardımımıza ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English

Ben fena halde başarısız oldum.
Translate from Turkish to English

Birçoğu yaralandı, bazıları fena halde.
Translate from Turkish to English

Fadıl'ın fena halde paraya ihtiyacı vardı.
Translate from Turkish to English

Kendimi fena halde yaktım.
Translate from Turkish to English

Tom'un planı fena halde yanlış gitti.
Translate from Turkish to English

Tom'un fena halde paraya ihtiyacı var.
Translate from Turkish to English

Fena halde yaralandım.
Translate from Turkish to English

Esaret altındaki hayvanlar uzun, korunaklı, canlı yaşarlar, oysa vahşi halde onlar canlı olarak yenilme tehlikesindedirler.
Translate from Turkish to English

Biz şirketin kural-düzenine uygun bir halde çalışmalıyız.
Translate from Turkish to English

Sami, Leyla'yı vurdu ve onu çıplak halde bodrumda bıraktı.
Translate from Turkish to English

Haklısın, yapılacak çok şey var. O halde başlayalım!
Translate from Turkish to English

Aptallıklarınla uğraşacak halde değilim Tom.
Translate from Turkish to English

O halde, neden hemşire olmak istiyorsun?
Translate from Turkish to English

Tom Maria'nın aç olduğunu bildiği halde ona yemek ikram etmedi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: yolun, sağ, tarafını, kullanırlar, Kedi, mi, sordu, Bazen, mıyım, merak.