Learn how to use dışı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Vatan hainleri sınır dışı edilecek.
Translate from Turkish to English
Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
Translate from Turkish to English
Angarya, insanlık dışı bir suçtur.
Translate from Turkish to English
Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.
Translate from Turkish to English
Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.
Translate from Turkish to English
Bu sitedeki hesabımı nasıl devre dışı bırakabilirim.
Translate from Turkish to English
Durum kontrol dışı görünüyordu.
Translate from Turkish to English
Mormonlar çok eşliliği yasa dışı ilan ettiler fakat bazı taraftarları onu hâlâ uyguluyor.
Translate from Turkish to English
Birçok bisiklet istasyonun önünde yasa dışı olarak park edilmektedir.
Translate from Turkish to English
Bunun kadar sıra dışı bir şey asla tatmadım.
Translate from Turkish to English
Tom deniz evinin yasa dışı eylemler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.
Translate from Turkish to English
Tom kesinlikle yaptığının yasa dışı olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English
O stok dışı, sana yeniden kullanma hakkı verebilirim.
Translate from Turkish to English
Sakar adam onun sıra dışı yeteneğini kıskandı.
Translate from Turkish to English
Yasa dışı parktan dolayı ceza yedi.
Translate from Turkish to English
Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?
Translate from Turkish to English
Sıra dışı bir şey yapmadım.
Translate from Turkish to English
Bu kitap biraz çağ dışı.
Translate from Turkish to English
Fikirlerin oldukça çağ dışı.
Translate from Turkish to English
Onun hakkında sıra dışı bir şey var.
Translate from Turkish to English
İngilizcede sıra dışı bir yeteneği var.
Translate from Turkish to English
Başkan Grant yasa dışı bir şey yapmamıştı.
Translate from Turkish to English
O, öykülerini çok sıra dışı bir şekilde anlattı.
Translate from Turkish to English
Bu defa ilk kez özel bir villada kaldım, ve gerçekten olağan dışı bir şeydi.
Translate from Turkish to English
Bazı yeni ofis ekipmanları almalıyız, elimizdekiler çağ dışı.
Translate from Turkish to English
Bu ahlak dışı.
Translate from Turkish to English
Bu sıra dışı.
Translate from Turkish to English
Onlar Tom'u sınır dışı ettiler.
Translate from Turkish to English
Hiçbir şey sıra dışı gözükmüyordu.
Translate from Turkish to English
O, yasa dışı değil.
Translate from Turkish to English
Kumar yasa dışı.
Translate from Turkish to English
Yasa dışı bir şey yapmadım.
Translate from Turkish to English
Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.
Translate from Turkish to English
Sanırım o olağan dışı.
Translate from Turkish to English
Tom sınır dışı ediliyor.
Translate from Turkish to English
Bu çok sıra dışı.
Translate from Turkish to English
Bu olağan dışı değil.
Translate from Turkish to English
Bu sıra dışı değil.
Translate from Turkish to English
Oldukça olağan dışı.
Translate from Turkish to English
Bu yasa dışı değil mi?
Translate from Turkish to English
O olağan dışı değil mi?
Translate from Turkish to English
Yasa dışı değil mi?
Translate from Turkish to English
O sıra dışı mı?
Translate from Turkish to English
Bunlar kural dışı ve suçsa söyleyin bileyim, olur mu?
Translate from Turkish to English
Onlar yasa dışı değil.
Translate from Turkish to English
Tom sınır dışı edildi.
Translate from Turkish to English
Tom sıra dışı görünüyor.
Translate from Turkish to English
Tom gerçek dışı.
Translate from Turkish to English
Bu çağ dışı fikri çürütmek istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Sıra dışı hiçbir şey olmadı.
Translate from Turkish to English
Biz zaten olasılıkların yarısını saf dışı bıraktık.
Translate from Turkish to English
Tom sokakta olağan dışı bir şey fark etti.
Translate from Turkish to English
Bu kabus dışı bir şey gibiydi.
Translate from Turkish to English
Tom'u sevip sevmemen konu dışı.
Translate from Turkish to English
Bu ahlak dışı olur.
Translate from Turkish to English
Bu yasa dışı olur, değil mi?
Translate from Turkish to English
Bu yasa dışı olmalı.
Translate from Turkish to English
Olağan dışı bir şey fark etmedim.
Translate from Turkish to English
O, sıra dışı değil,değil mi?
Translate from Turkish to English
Senin ve Tom'un aynı fikirde olmaması çok olağan dışı.
Translate from Turkish to English
Onun teorisi kesinlikle gerçek dışı.
Translate from Turkish to English
Bazı bilimciler sera etkisinin gerçek dışı olduğuna inanıyorlar.
Translate from Turkish to English
En sevdiğin Google dışı arama motorun hangisi?
Translate from Turkish to English
Şimdi, bu o kadar sıra dışı değil.
Translate from Turkish to English
Bu kutunun dışı yeşildir ama içi kırmızıdır.
Translate from Turkish to English
Bütçe hatalı ve gerçek dışı görünüyor.
Translate from Turkish to English
Bu çok gerçek dışı.
Translate from Turkish to English
Bu sıra dışı bir istek.
Translate from Turkish to English
Yasa dışı faaliyetlere karışmam.
Translate from Turkish to English
Bu oldukça sıra dışı.
Translate from Turkish to English
Bu epeyce sıra dışı.
Translate from Turkish to English
Bu yasa dışı yapılmalı.
Translate from Turkish to English
Bu oldukça yasa dışı.
Translate from Turkish to English
Okuldan sonra müfredat dışı aktivitelerimiz var.
Translate from Turkish to English
O yasa dışı uyuşturucu almak için sanal para kullanır.
Translate from Turkish to English
Yasa dışı uyuşturucu asla kullanmam.
Translate from Turkish to English
Bildiğim kadarıyla, hiç yasa dışı ilaçlar kullanmadım.
Translate from Turkish to English
Tom olağan dışı bir şey fark etmedi.
Translate from Turkish to English
Yaptığın şey etik dışı.
Translate from Turkish to English
Çok olasılık dışı görünmüyor.
Translate from Turkish to English
İsveç'te bir yerine üç isme sahip olmak bir çocuk için daha yaygındır, fakat burada, evde, daha sıra dışı bir doğal olaydır.
Translate from Turkish to English
Bu olağan dışı bir hava.
Translate from Turkish to English
Sıra dışı bir şey bulamıyorum.
Translate from Turkish to English
Bu sıra dışı bir isim.
Translate from Turkish to English
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
Translate from Turkish to English
O yasa dışı hiçbir şey yapmadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English
Mary'nin benim gibi birine şimdiye kadar aşık olmasını beklemenin gerçek dışı olduğunu biliyorum.
Translate from Turkish to English
Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.
Translate from Turkish to English
Ne zaman sıra dışı bir şey olsa, ben suçlanırım.
Translate from Turkish to English
Tom sıra dışı bir kazada öldü.
Translate from Turkish to English
Sıra dışı konuşursam üzgünüm.
Translate from Turkish to English
Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.
Translate from Turkish to English
Olağan dışı bir şey hissediyor musun?
Translate from Turkish to English
Tom yaptıklarının yasa dışı olduğunu biliyordu.
Translate from Turkish to English
Tanıdığım en sosyal insanlardan bazılarının hem çevrim içi hem de çevrim dışı arkadaşları var.
Translate from Turkish to English
Tom gerçek dışı oluyor.
Translate from Turkish to English
Bu çok olağan dışı.
Translate from Turkish to English
Tom'un annesi, geçenlerde ölümden döndüğü sırada yaşadığı olağanüstü bir beden dışı deneyim hikayesi anlattı.
Translate from Turkish to English
Tom olağan dışı bir şey görmediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Hayvanlar gerçek ve gerçek dışı arasında ayrım yapamaz.
Translate from Turkish to English
Bu senin ilk yurt dışı seyahatin mi?
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: gidiyorum, Everest, Dağı, dünyanın, yüksek, zirvesidir, oturmak, istiyorsun, makinen, hayal.