Turkish example sentences with "partiye"

Learn how to use partiye in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Nancy onu bir partiye çağırdı.

Partiye davet edilmedik.

Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.

O, partiye geç geldi.

Yarın partiye gelecek misin?

Onu partiye gitmeye ikna ettim.

Partiye gitmeyeceğim.

Partiye onunla birlikte gitmemi önerdi.

Onun dışında başka hiç kimse partiye gelmedi.

Partiye gelebildiğine sevindim.

Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.

Hastalık partiye katılmamı engelledi.

Davet edildiğim herhangi bir partiye giderim.

Partiye giden öğrenci yok.

Bizim için sürpriz oldu, Tom Mary ile bizim partiye geldi.

Partiye gidebilirsin, ancak gece yarısına kadar eve olmalısın.

Joe hariç herkes partiye gitti.

Benim partiye katılmam gerekli midir?

Beklenildiği gibi, Yeni Yıl Arefesinde Tom cesaret buldu ve topallayarak partiye yürüyebildi.

O, Tom'u ve beni partiye davet etti.

Tom Mary'ye partiye ne getirmesi gerektiğini sordu.

Tom Mary'nin partiye bir salata getirmesini rica etti.

Tom, Mary geldikten sonra partiye geldi.

Partiye geliyor musun?

Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.

Partiye devam edelim.

O, partiye katılmamı ilke edindi.

Niçin Tom'u partiye davet ettin?

O, hastalığından dolayı partiye katılamadı.

Tom herhangi bir partiye gelen ilk kişi olmayı sevmez.

Tom birçok partiye davet edilmez.

Tom kesinlikle Mary'nin partiye katılmasını istemediğini netleştirdi.

Tom'un partiye gitmesinin tek nedeni Mary'nin orada olmasını beklemesiydi.

Sanırım Tom'un partiye yalnız gelmesi mümkün değil.

Dün gece partiye niçin gelmedin?

Karını partiye niçin getirmedin?

Tom partiye katılmak istiyor gibi görünüyordu.

Partiye gidersem, birkaç şişe şarap alacağım.

Meg'i partiye davet etmeye ne dersin?

Joe hariç hepimiz partiye gittik.

Bill partiye gelmedi.

Anderson ailesi dışında herkes gelecek Perşembe akşamı partiye gidiyor.

O, partiye gittiğinde, Sam doğruca yemek almaya gitti.

Nancy onu bir partiye davet etti.

Kimse John ve Dick dışında partiye gelmedi.

Kate arkadaşını görmek için bir partiye gitti.

Paul babasının yerine partiye gitti.

Kate arkadaşlarını görmek için partiye gitti.

Tom'un Mary'nin partiye geleceğinden şüphesi yok.

Partiye kim ev sahipliği yapacak?

Beni partiye davet ettiğin için minnettarım.

Ben partiye katıldım.

Kimse partiye gelmedi.

O beni bir partiye davet etti.

Partiye gelebilir misin?

Başka kim partiye geldi?

Ben bu partiye davet edildim.

Partiye davet edildim.

O partiye istenildi.

O beni partiye davet etti.

Partiye gitmek zorundasın.

Onları partiye davet ettim.

Partiye gel, lütfen?

Ben partiye katılmayacağım.

Partiye kim davet edildi?

Hiçbir öğrenci partiye gitmedi.

Onlar beni partiye davet ettiler.

Ben partiye katılmak istiyorum.

O, partiye geliyor olacak.

Sizi bir partiye davet etmek istiyorum.

O, dün partiye katıldı.

Onun hastalığı onun partiye katılmasını engelledi.

O, partiye gelen tek kişiydi.

Yarın partiye gelmiyor musun?

Yarın partiye gelmeyecek misin?

Partiye can atıyorum.

Partiye gitmek istemiyor musun?

Partiye kız kardeşimi getireceğim.

Partiye gitmesi için onu ikna ettim.

Onunla birlikte partiye katılması gerekiyordu.

O, partiye kadar ona eşlik etmemi önerdi.

Ben 1 Kasımdaki partiye katılmak istiyorum.

O, partiye niçin geç kaldığını ona açıkladı.

İstemiyorsan partiye gitmek zorunda değilsin.

İstemiyorsan, partiye gitmek zorunda değilsin.

Eğer o partiye gitmek istemiyorsan, gitmek zorunda değilsin.

Jane ile partiye gitmek için söz verdim, ve onun yüzünü kara çıkaramam.

Partiye gel.

Herkes partiye zamanında geldi.

O, partiye katılmak istiyor.

Bu gece bir partiye davet edildim.

Jim de partiye geliyor.

Tom da partiye geliyor.

O, niçin partiye gelmedi?

Onun partiye gitmesine izin verdim.

Partiye Jim de geliyor.

Yirmi kişi partiye katıldı.

Bu gece partiye gidecek misin?

Partiye gitmemeye karar verdi.

Şu işe bak ki Tom bizim partiye Mary'yle geldi.

Partiye katılamadı.

Also check out the following words: komşudur, Sinüs, kosinüs, fonksiyonları, alır, dahil, Çiçekler, koparıldıkları, solarlar, konuşur.