Turkish example sentences with "balık"

Learn how to use balık in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Balık tutmayı seviyorum.

Balık istiyorum.

Sıklıkla çiğ balık yeriz.

Yunuslar ve balinalar balık değildir.

Onlar balık tutabilirler.

Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.

Lütfen, balık ve eti dondurunuz.

Gölette birçok balık var.

Geçen pazartesi balık tutmaya gittim.

Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.

Mağazada yeni bir uzun balık oltası var.

Balık denizde yaşar.

Balık ve patates kızartması en ünlü İngiliz yiyeceğidir.

Thames nehrinde balık tuttum.

Balık yemekten hoşlanır mısın?

Avrupa Balık Haftası, 4 Haziran'da başlar.

Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.

Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.

En iyi balık bile üç gün içerisinde kokar.

Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece basit bir peluşum.

Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?

Her gün balık yemek sizin için zararlı mı?

Sizin için balık yemek faydalı mı?

Babamla birlikte balık tutmaya gitmek istiyorum.

Ben sık sık nehirde balık tutmaya giderim.

Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.

O, adeta, sudan çıkmış balık gibi.

O balık tatlı suda yaşar.

O balık grup olarak gezer.

Balık somon gibiydi.

Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.

Hava güzel olursa, nehirde balık tutmaya gideceğim.

Onun dün yakaladığı balık hâlâ canlı.

Benimle birlikte balık tutmaya gitmek ister misiniz?

O balık tutmayı sever.

Babam balık tutmaya gitti.

Kurutulmuş balık benim damak tadıma uygun değil.

Okuldaki diğer tüm çocukların zengin ebeveynleri vardı, ve o sudan çıkmış bir balık gibi hissetmeye başlıyordu.

Tom çoğunlukla nehirde balık tutmaya gider.

Balık yüzmeden olmaz.

Tom balık tutmaya gitti, ama bir şey yakalamadı.

Tom ve Mary birlikte balık tutmaya gitti.

Bu balık zehirli değildir.

Dün nehirde balık tutmaya gittim.

Dün beş balık yakaladım.

Dün büyük bir balık yakaladım.

Nehirde balık tutmaya gittim.

Dün yediğim balık bana dokundu.

Kedi mutfaktan bir parça balık aşırdı.

Kedi akşam yemeği için balık aldığında sevinçten heyecanlandı.

Tom balık yemez.

Tom sekiz yaşından önce bir balık gibi yüzebiliyordu.

Son kez balık tutmaya gittiğinde bir şey yakaladın mı?

Okyanusta balık doludur.

Eğer yarın balık tutmaya gitmezsen, ben de gitmem.

Tom balık gibi yüzebilir.

Tom büyük bir balık yakaladı.

Tom dün bir sürü balık yakaladı.

Ben balık severim.

Ben balık tutmaya gittim.

Birçok balık öldü.

Bir balık yüzebilir.

Balık sever misiniz?

O balık tutmayı seviyor.

Bu balık iyi pişmiş.

Tom balık tutmayı seviyor.

Balık bugün ucuz.

O balık sevmez.

O üç balık yakaladı.

O bir balık gibi içer.

Bir sürü balık öldü.

Bugün'kü akşam yemeği balık.

Tom çok balık yer.

Onlar balık ve et satarlar.

Balık hâlâ canlı mı?

Onlar balık ve et satıyorlar.

Benim balık pişirme şeklim budur.

O bir balık gibi yüzebilir.

Bu balık hâlâ canlı mı?

Neredeyse hiç balık yakalamadım.

Taze balık yemek istiyorum.

Balık kaçmak istiyor.

Onlar cuma günleri balık yerler.

O sık sık balık tutmaya giderdi.

Biz genellikle pişmiş balık yeriz.

Ben onunla birlikte balık tutmaya gidiyorum.

O, balık tutmada uzmandır.

Balık temiz sudadır.

O, benim için biraz balık pişirdi.

Ben sık sık onlarla birlikte balık tutmaya giderim.

Nasıl balık pişireceğini biliyor musun?

Erkek kardeşim büyük bir balık yakaladı.

Hiç çiğ balık yedin mi?

Tom, balık yemeği sevmez.

Balık suyun dışında yaşayamaz.

Neredeyse balık kılçığı yutacaktım.

O mağaza et ve balık satar.

Balık burada paundla satılır.

Balık tutmaya gitmemizi önerdim.

Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsin.

Also check out the following words: Otogarı'na, Yemeğimiz, ucuz, başına, Etli, pilav, yuan, Vejetaryen, Fare, Git.