Turkish example sentences with "yirmi"

Learn how to use yirmi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.

On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.

Kedi yirmi günlüktür.

Yirmi dört yaşındayım.

Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür.

O, en fazla sadece yirmi dolar ödeyebilir.

Şair, yirmi küsur yıl burada yaşadı.

Cumhuriyet Bayramı yirmi altı Ocakta kutlanır.

İstasyondan okula yürümek yirmi dakika sürer.

2030'a kadar onun nüfusunun yüzde yirmi biri altmış beş yaşından büyük olacak.

Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.

Bir günde yirmi mil yürüdü.

Tom yirmi dört yaşına kadar sürücü belgesini almadı.

O, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.

O, yirmi yaşına kadar beş kez evlenme teklifi aldı.

O yirmi yaşında, bir öğretmen oldu.

Onun yaklaşık yirmi yıldır bir oyuncu olduğu söyleniyor.

O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.

O, yirmi beş yaşındayken evlendi.

Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir.

Turnuvaya yirmi takım girdi.

Vadi yirmi mil genişliğinde.

Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir.

Hangi yolu izlersen izle, şehre gidiş yirmi dakikadan fazla zamanını almaz.

Tom yirmi ve otuz yaşları arasındadır.

Bunun bizim yirmi yıl içerisinde yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.

Tom yirmi dakikadan daha az bir sürede oraya varmayı başardı.

Sadece yirmi yedi kişi hayır oyu verdi.

Oy yirmi sekiz lehte ve yirmi aleyhteydi.

Oy yirmi sekiz lehte ve yirmi aleyhteydi.

Tom hapishanede yirmi yıla mahkûm edildi.

O, her sabah yirmi şınav çeker.

Tom'un yirmilik dişleri yirmi dört yaşında diş hekimi tarafından çekildi.

Tom yirmi yaşındayken giydiği aynı beden pantolonu hâlâ giyebiliyor.

O yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.

Yangında yirmi kişi can verdi.

Toplam olarak yirmi yumurtaya ihtiyacımız var.

Ben yirmi yılı aşkın bir süredir arkadaşımı görmemiştim.

O her hafta yirmi kadar çok sayıda kitap okur.

Benimle onu yapamayacağıma yirmi dolara bahse girdi.

Linda on altı yaşındaydı fakat yirmi olarak kabul edilmesi için sorun yoktu.

Tom yirmi şınav yaptı.

Tom yirmi yaşına kadar trombon çalmaya başlamadı.

Tom'un yirmide yirmi görüşü var.

Burada yirmi aile yaşar.

O yirmi olarak kabul edildi.

Sayfa yirmi beşteki haritaya bak.

O, en fazla yirmi yaşındadır.

O yirmi yıl sürdü.

Bir gün yirmi dört saattir.

Biletlerin her biri yirmi yen.

O yaklaşık yirmi dolardı.

Yirmi yıl uzun bir süre.

Günde yirmi mil yürürüm.

Saat onu yirmi geçiyor.

Yirmi iki Haziran 1974'te doğdum.

Yirmi yıldan daha fazla bir süredir onunla tanışıyoruz.

Muiriel yirmi yaşına girdi.

O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.

Yirmi kişi partiye katıldı.

Yirmi yıldır öğretmenlik yapmaktadır.

Yirmi demir yolu kapatıldı.

Yirmi dakika içinde tekrar arayacağım.

Partiye yirmi arkadaşı davet ettim.

Bina yirmi kat yüksekliğinde.

Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?

Onun çiftliği yirmi mil karedir.

Sınıfımızda yirmi beş erkek ve yirmi kız var.

Sınıfımızda yirmi beş erkek ve yirmi kız var.

Yaklaşık yirmi dakika içinde döneceğim.

Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.

Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.

Tren yirmi dakika geç kalacak.

Yirmi yıldır aileye hizmet etti.

Bu kitabı yirmi yaşında yazdı.

Tren yirmi dakika geç kaldı.

Yirmi mil yürümek için uzun bir mesafe.

Laurie yirmi yaşındadır.

Yirmi yaşındayken bir öğretmen oldu.

Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.

Okulumuz toplam olarak yirmi dört sınıfa sahiptir.

Annem yirmi yaşında evlendi.

Gelecek doğum günümde yirmi yaşında olacağımı söyledim.

Bu, yirmi yıl içinde en soğuk kıştı.

Tom yirmi kişiye servis etmek için yeterli çorba yaptı.

Tom biletini yirmi dakika önce aldı.

Yirmi saatten daha az bir sürede yolculuğu tamamladı.

Televizyon istasyonları günde yirmi dört saat yayın yapar.

Otobüs bilet ücretleri yüzde yirmi yükselmiştir.

Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.

John Brown yaklaşık yirmi adamla birlikte saldırdı.

Tom Mary'den yaklaşık yirmi dakika uzakta yaşamaktadır.

Onun odasına girdiğimde, golf oynadığı yirmi yıl süresince kazandığı çok sayıda kupayı bana gösterdi.

Yirmi öğrenciden sadece bir tanesi kitabı okumuş.

Bence sen yirmi yaşındasın.

Sizi yirmi dakika içinde arayabilir miyim

Beş kere beş yirmi beştir.

Yirmi yaş dişin gerçekten ağrıyor mu?

Hatırladığım kadarıyla köyde yirmi kişi kaldı.

Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.

Onlardan yaklaşık olarak yirmi tane var.

Also check out the following words: Bulaşık, makinesinin, nasıl, çalıştığını, anlatabilir, misin, Zor, durumlarla, başa, çıkamıyor.