Turkish example sentences with "gazete"

Learn how to use gazete in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu iyi bir gazete, değil mi?

Gazete dağıtarak para kazandı.

Bu gazete gittikçe daha az kopya satıyor.

Bir gazete operasyon hakkında bir hikaye yazdı.

O, her sabah gazete okur.

Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.

Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.

Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.

O, gazete okumaktan vazgeçti.

Şu ikizler hakkındaki gazete makalesini hatırlattım.

Ben gazete okuyorum.

Hangi gazete için çalışıyorsunuz?

Ölümünü gazete okudum.

Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.

Bugünkü gazete bir tayfun geldiğini söylüyor.

Bugünkü gazete büyük bir tayfunun yaklaştığını söylüyor.

Bugünkü gazete nerede?

Ben üniversitede iken bir İngilizce gazete aldım.

Çünkü ben bir gazete muhabiri idim.

O her gün gazete okumayı asla kaçırmaz.

Karısı gazete okurken, Tom kahvaltı yaptı.

4 yıldır bu gazete için çalışıyorum.

Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.

Gazete nerede?

O gazete dağıtır.

Bu yerel gazete, haftada bir yayınlanır

O, bir gazete okuyordu.

Gazete ile işin bitti mi?

O, gazete okumayı sever.

Çok gazete okumam.

O, çok gazete okumaz.

Kocam sabah kahvaltısı yaparken gazete okur.

Onun yemeklerde gazete okuma alışkanlığı vardır.

Bu gazete ücretsizdir.

Bana gazete alın.

Gazete sizin yanınızda.

Sovyetler Birliği zamanında "Pravda" ve "Izvestia" olmak üzere iki büyük gazete vardı.

Her sabah gazete okur.

Gazete okumayı bıraktı.

Gazete hikayeyi nakletmedi.

Gazete okumaktan başka bir şey yapmadı.

Gazete ilanı bastı.

Gazete bayiinde sormak zorunda kalacaksın.

Şurada gazete okuyan adam benim amcam.

Şurada gazete okuyan adam benim dayım.

Çok iyi bir gazete, değil mi?

Gazete onun intihar ettiğini söylüyor.

Gazete okumayı bitirdin mi?

Birkaç gazete haberi yayınladı.

Bir gazete ya da bir dergi ister misiniz?

Babamın alışkanlığı kahvaltıdan önce gazete okumakdır.

İngilizce olarak yazılmış bir gazete aldım.

O dükkân gazete ve dergi satar.

Tom dün gazete okumadı.

Bir gazete alması için oğlunu dışarı gönderdi.

Pijamaları üstünde bir gazete okuyordu.

Bir gazete okuyan adam onun babası.

Birçok gazete muhabiri duruşmaya katıldı.

Babam her sabah gazete okur.

Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum.

Gazete muhabirlerine içeri girmesine izin verilmedi.

Orada gazete okuyan adam benim amcam.

Gazete tayfunun Kyushu'yu vurduğunu söylüyor.

Teyzem gazete okurken gözlük takar.

İyi bir gazete muhabiri herhangi bir kaynaktan öğrendiklerinden, hatta "küçük kuş ona öyle söyledi" türü kaynaktan bile yararlanır.

Sabahları gazete okuyacak zamanın oluyor mu?

O gazete okuyor.

Sen eskiden bana kitap arası gazete küpürleriyle haberler yollardın hatırlıyor musun?

Gazete haberlerinin hepsi doğru değilmiş demek.

Bugünkü gazete Esperantistlerin bir toplantısını nakletti.

Gazete okumaz mısın?

Tom bu sabah gazete okumak için zamanının olmadığını söyledi.

Tom her gün gazete okur.

Tom kahve kupasından içti ve gazete okudu.

Tom gazete okurken uykuya daldı.

Tom gazete okuyor.

Bu dünkü gazete. Bugünkü nerede?

Bu dünkü gazete. Bugünün gazetesi nerede?

Gazete, makalemizi henüz yayınlamadı.

Tom pijamasının içinde gazete okuyordu.

Mary içeriye girdiğinde, Tom gazete okuyordu.

Her gün gazete alırım.

Tom oturdu ve gazete okudu.

Bir gazete aboneliğimiz var.

Gazete aboneliğimi iptal ettim.

Babamın kahvaltıdan önce gazete okuma alışkanlığı var.

Son zamanlarda hiç gazete okumadım, bu yüzden bu yıl seçimlerde kimin aday olduğunu bilmiyorum.

Her gün en az bir gazete oku.

Bu haberi gazete okurken öğrendi.

Tom gazete büfesinin yanında.

Bazı insanlar gazete okurlar ve aynı zamanda TV izlerler.

Tom, Mary'ye eski bir gazete makalesi gösterdi.

Babam her zaman kahvaltıdan önce gazete okur.

Trene binmeden önce bir gazete almak için istasyona yeterince erken varacağımdan emin olmak istiyorum.

Tom her sabah gazete okur.

Tom sabah kahvaltısı yaparken genellikle gazete okur.

Tom bir gazete aldı.

Bu gazete altı yıl sonra ortadan kayboldu.

Gazete aldın mı?

Gazete satın aldım.

Tom verandada oturmuş, gazete okuyor.

Also check out the following words: boş, vaktimiz, sinemaya, gidelim, Saatlerdir, bekliyorum, davran, Faturayı, ödemediği, suyu.