Turkish example sentences with "yürüyerek"

Learn how to use yürüyerek in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

İstasyondan yürüyerek eve gitmek yalnız beş dakika.

İstasyondan eve yürüyerek gitmek sadece beş dakika alır.

Bazı öğrenciler otobüsle, diğerleri ise yürüyerek gittiler.

Okula genellikle yürüyerek giderim.

Çoğu öğrenci okula yürüyerek geliyor.

JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?

Tom caddeyi yürüyerek geçti.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

Tom hemen hemen her zaman işe yürüyerek gider.

Masako okula genellikle yürüyerek gider.

O yürüyerek evin yanından geçti.

Viyana'ya yürüyerek gitmek ne kadar sürer? Üzgünüm, buranın yabancısıyım.

O, bahçeden yürüyerek geçti.

Bazı insanların caddeyi yürüyerek geçtiğini görebiliyorum.

İşe bazen yürüyerek bazen de bisikletle gidiyorum zira yaşadığım yer işime çok yakın.

Okula yürüyerek gitmek yarım saatimizi alıyor.

Köpek yürüyerek caddeyi geçti.

Bir müddet yürüyerek göle geldik.

Babam her zaman işe yürüyerek gitmez.

Ofisine yürüyerek giderdi.

Onlar yürüyerek büyük kıtayı geçtiler.

Öğretmenin caddeyi yürüyerek geçtiğini gördüm.

Öğrencilerin çoğu okula yürüyerek gider.

Yürüyerek eve geldik.

Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.

Nehir burada sığ. Yürüyerek geçebiliriz.

Ben yürüyerek gittim.

Vienna'ya yürüyerek varmak ne kadar sürer?

Bu noktadan itibaren yürüyerek gideceğiz.

Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.

Okulum istasyondan yürüyerek yaklaşık on dakikadır.

Tom ve Mary derin suyu yürüyerek geçti.

Eve yürüyerek gidebilirim.

Tom yürüyerek geçip gitti.

Uzun zaman önce insanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.

Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsun?

Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsunuz?

Yürüyerek giderim.

Tom işe yürüyerek gider.

Merdivenlerden yürüyerek yukarı çıktılar.

Tom köşede duran üç polisin önünden yürüyerek geçti.

Bazı konuklar arabayla geldi, diğerleri yürüyerek.

Eve yürüyerek gitti.

Okula yürüyerek mi yoksa bisikletle mi gidersin?

Okula arabayla gitmek istiyorum, yürüyerek değil.

Otobüsle, metroyla veya yürüyerek gidebilirsin.

Onlar Tom'a doğru yürüyerek geri döndü.

Tom yürüyerek podyuma geri döndü.

Tom işe yürüyerek giderdi.

Tom bazen işe yürüyerek gider.

Buradan yürüyerek çıkmama izin vereceklerini söylemiştin.

Paris'e yürüyerek bundan daha çabuk gideriz.

Sanırım yürüyerek geri döneceğim.

İnsanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.

Daha önce, firmaya yürüyerek giderdi.

Biz yürüyerek gittik.

Okula yürüyerek mi yoksa bisikletle mi gidiyorsun?

Tom bir şey söylemeden yürüyerek beni geçip gitti.

Okula her gün yürüyerek mi gidersin?

Gençken okula yürüyerek gidiyordum.

Onlar yürüyerek Tom'u geçmeye çalıştı.

Her gün işe yürüyerek giderim.

Yürüyerek on beş dakika.

Tom her zaman okula yürüyerek gider.

Senin yaşındayken, okula yürüyerek gitmek zorundaydım.

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra tek başına yürüyerek gitmemesi gerektiğini söyledi.

Biz yürüyerek geri gidebiliriz.

Hepimiz eve yürüyerek gidebiliriz.

Bütün hafta okula yürüyerek gidemedim.

Tom ve Mary birlikte yürüyerek eve geri döndüler.

"Kocanız işe yürüyerek mi gider?" - "Evet, o yürümeyi sever."

Buradan işe yürüyerek gidebilirim.

Oraya yürüyerek gidebilirim.

Ben işe yürüyerek giderim.

Yürüyerek beş dakikada parka vardık.

Tom okula yürüyerek gider.

Tom yürüyerek Mary'nin yanından geçti.

Tom, parmak uçlarında yürüyerek sessizce odadan çıktı.

Yürüyerek mi gideceksin yoksa otobüsle mi?

Giderken yürüyerek gittim.

Bazı öğrenciler otobüsle geldiler, bazıları da yürüyerek.

Onlar işe yürüyerek giderler.

O buraya yürüyerek geldi.

O, eve yürüyerek gitti.

Son otobüsü kaçırdım ve eve yağmur altında yürüyerek gitmek zorunda kaldım.

İstasyona yürüyerek gitmek bir saat sürer.

Tom ve ben birlikte yürüyerek okula gideriz.

Tom bu sabah okula yürüyerek gitmedi.

Oradan yürüyerek yoluma devam ettim.

Ben yürüyerek gidiyordum.

Yağmur yağmadığında Tom hep okula yürüyerek gider.

Okula her gün yürüyerek mi gelirsin?

Tom ve Mary neredeyse her gün beraber okula yürüyerek giderler.

Buradan senin evine yürüyerek gitmek ne kadar sürer?

Bu sıcakta işe yürüyerek gitmek kötü bir fikir.

Tom ve Mary zıt yönlerde yürüyerek uzaklaştı.

Bu sıcakta yürüyerek işe gitmek iyi bir fikir değil.

O bana veda öpücüğü verebilirdi ama vermedi ve sadece yürüyerek uzaklaştı.

Tom yürüyerek adliyeye gitti.

Genellikle yürüyerek okula giderim.

Ben nadiren işe yürüyerek giderim.

Also check out the following words: öğrencileri, dışında, pek, bilinmiyor, Mahjong, taşları, güzeller, genellikle, oynanan, oyun.