Turkish example sentences with "eski"

Learn how to use eski in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bunlar çok eski kitaplar.

Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.

Futbol eski bir oyundur.

Eski radyomuz için on dolar teklif etti.

Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.

Bu eski madeni paraları ondan aldım.

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü "₣" idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır.

Eski İtalyan para birimi liretti ve sembolü "₤" idi. Liret Türk lirasıyla alâkalı değildir.

Arjantin'in eski para birimi Austral'di. Sembolü "₳" idi.

Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.

Kara para skandalı, 11 Eylül, euronun yayılması, Eski Avrupa, IV. Hartz, Bayan Başbakan, vantilatör mili, iklim felaketi, mali kriz, enkaz primi ve kızgın vatandaş, Almanya'da yılın son 10 kelimesidir.

Eski ev kötü bir şekildeydi.

Nihayet o eski arkadaşı ile irtibata geçebildi.

Çantam çok eski. Yeni bir tane almalıyım.

Birçok eski gelenek yavaş yavaş ortadan kalkıyor.

Eski öğrenciyle tokalaştım.

Kahverengi şapka eski.

Onlarınki eski bir aile.

Eski binayı yıkmaya karar verdiler.

Hakimler için eski seçim süreci çok haksızdı.

Fabrika eski makineleri kaldırmayı düşünüyor.

Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.

Eski günlerde, kışın buz pateni yapmaya giderdik ama şimdi çok yaşlıyız.

Tom aldığı eski gitara yeni teller taktı.

Eski olanlarının yanı sıra çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında bilinmemektedir.

Birçok Avrupalı ​​araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.

Tom ve ben eski arkadaşız.

İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.

Babam, çok eski bir araba kullanıyor.

O siyasetçi eski bir tilki.

Niçin öylesine eski bir arabayı istiyorsun?

Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.

Ben New York'ta iken, tesadüfen eski arkadaşımla karşılaştım.

Eski alışkanlıklar zor biter.

Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.

Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.

Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.

Tanıştığımızdan beri uzun zaman oldu, bir ya da iki içki içelim ve iyi eski günlerden konuşalım.

Tepenin üstündeki eski kilise on ikinci yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Tepenin üstünde duran ev çok eski.

İstasyona giderken eski bir sınıf arkadaşıma rastladım.

İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

İstasyonda benim eski öğretmenime rastladım.

İstasyonda eski bir arkadaşımla karşılaştım.

Eski sınıf arkadaşını tanıdın mı?

Eski mobilyayı kaldırdık.

Herkes bu eski başkentte yeni bir şey olduğunu bilir.

Bu eski kitap oldukça demode.

Bu eski kitap 50,000 yen değer.

Tom, eski bir aile fotoğrafı sayısallaştırdı ve onu annesine e-postayla gönderdi.

Ben eski bir arkadaşa rastladım.

Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.

Eski arkadaşlar bana uğradı.

Eski arkadaşım evime uğradı.

Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.

Eski arkadaşlar resepsiyona davet edildi.

Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var.

Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.

Bay Suzuki, eski bir Başbakan, komitenin başkanı olacak.

Tam benim yeni spor arabamın arkasında park edilmiş eski bir külüstür vardı.

Eski sürümleri kontrol edin.

Eski şişelere yeni şarap koymayın.

Yeni bir tane almak için eski ehliyetini teslim etmen gerekir.

İstasyonun dışında eski bir arkadaşıma rastladım.

Onun hikayesi bana eski güzel günleri hatırlattı.

Eski arabamı elden çıkardım.

Bu eski posta pullarını nasıl elde ettiniz?

Tom köpeği kurulamak için eski havlu kullandı.

Onlar eski binayı iki gün içinde yıkacaklar.

Kurgu peri masalları ve mitler kadar eski.

Sheila ve ben eski arkadaşız.

Aynı eski sorun.

Yumi Ishiyama Lyoko Takımı'nın en eski üyesidir.

Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.

Tom Akdenizin eski medeniyetlerinin öğrenimini görüyor.

Tom'un çok eski bir otomobili var.

Tom eski bozuk paraları topladı.

Tom eski patronunu bir konferansta gördü.

Tom yeni Fransız kornasında eski bir İrlanda şarkısını çaldı.

Doğduğum kasaba eski kalesiyle ünlüdür.

O eski şarkılar söylemeye düşkündür.

Tom'un elbiseleri eski ama temizdi.

Tom eski arabasından kurtuluyor.

Tom ve Mary eski evlerini yıktırdı.

Tom ve Mary her zaman aynı eski şeyler hakkında konuşurlar. Bu bir tür sıkıcıdır.

Ben dün Charlie Chaplin'i anlatan eski bir film gördüm.

Dün partide eski bir arkadaşıma rastladım.

Ben dün beklenmedik bir şekilde otobüste benim eski bir arkadaşla karşılaştım.

Dün havalanında eski bir arkadaşımla karşılaştım.

Eski bir atasözü zamanın nakit olduğunu söylüyor.

Tom eski kamyonuna ne olduğunu merak etti.

Tom eski kitaplarını yatağın altına doldurdu.

Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.

Tom eski arabasından kurtuldu.

Tom eski kitaplarından kurtuldu.

Tom eski elbiselerinin çoğunu son zamanlarda rastladığı evsiz adama verdi.

Tom eski halat köprüyü geçmeye çalışmanın mantıklı olmayacağına karar verdi.

Tom kesinlikle o eski fagottan hoş bir ses çıkarır.

Tom ve Mary, çok eski arkadaşlar.

Tom o eski araba için oldukça çok fazla ödedi.

Bu kitap eski.

Also check out the following words: etme, Damlaya, sıcaklık, sıfırın, derece, boşsun, salonuna, yürümedi, Ayvaları, iyice.