Turkish example sentences with "tür"

Learn how to use tür in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu tür evi sevmiyorum.

Sizin hangi tür şarabınız var?

Ne tür müzik seversin?

O ne tür bir filmdir? Popüler midir?

Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.

Bu tür bir kanepe satın almak istemiyorum.

Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.

Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.

O tür elbise şimdi moda.

O, ne tür bir oyundur?

Bu tür iş çok sabır gerektirir.

Bu tür köpek sadece Japonya'da bulunur.

Bu tür bir deneyim herkes için tanıdık.

Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.

Bu tür gelenek Asya ülkelerine özgüdür.

Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.

Ben sadece bu tür şeylerin ne sıklıkta olduğunu merak ediyordum.

Biz ne tür bir tehlikedeyiz?

O tür şeyi ne tip insan yapardı?

Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

Ben bu tür bir hayatı yaşamaktan usandım.

Biz yeni tür hastalıklarla karşı karşıyayız.

Müzikten bahsetmişken, ne tür müzik seversiniz?

Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.

Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.

O, bu tür müziği seviyor.

O bu tür işler yapamaz, ve o da.

Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.

O, ne tür İngilizce?

Ona o tür şey söylememeliydin.

Bu tür bir şey yapmak aptal görünmesini sağlar.

Bu tür şey olduğunda, Tom bundan hoşlanmıyor.

Ne tür bir rahatsızlığım var?

Sadece evde ne tür hayvanlarınızın olduğunu merak ediyordum.

Ben o tür bir hayat yaşayamam.

Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.

Tom gibi bir adamı ne tür bir kadın sevebildi.

Tom ne tür bir kişidir?

Tom ne tür bir bilgisayar kullanır?

Tom ne tür bir araba sürer?

Tom Mary'ye ne tür müzikten hoşlandığını sordu.

Tom Mary'ye ne tür filmlerden hoşlandığını sordu.

Tom Mary'ye ne tür yiyeceklerden hoşlandığını sordu.

Tom ve Mary her zaman aynı eski şeyler hakkında konuşurlar. Bu bir tür sıkıcıdır.

Tom genellikle ne tür yazılım kullanır?

Tom ne tür müzik sever?

Tom ne tür filmleri sever?

Tom ne tür bir evde yaşıyor?

Tom ne tür yiyecekten hoşlanır?

Tom bir tür yorgun görünüyor.

Ne tür baba olacağını düşünüyorsun?

Ben bu tür yiyecek yiyemem.

O ve ben tesadüfen aynı tür müziği seviyoruz.

Tom ne tür müzik dinler?

Tom ne tür kitaplar okur?

Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.

Tom Mary'nin istediği tür bilgisayar alabilmeyi diliyor.

Tom kendinin hoşlandığı aynı tür müziği herkesin sevmesini beklememeli.

Tom bu tür bir şeyin tekrar olmamasını sağlamak için gücü dahilinde her şeyi yapacağını söyledi.

Tom bu tür bir şey hakkında Mary'nin bildiğinden daha çok şey bilir.

Tom müzik söz konusu olduğunda, görünüşe göre bir tür dahidir.

Tom, Mary'nin sevdiği tür müzikleri dinlemekten bıktı.

Tom bu tür filmden hoşlanmaz.

Tom herhangi bir tür çiğ balığı sevmez.

Tom'un o tür parası yok.

Tom kesinlikle o tür cezayı hak edecek bir şey yapmadı.

Tom'un o tür bir bilgisayara gücü yetmez.

Tom bu tür bir sorunun tekrar olmayacağına bana güvence verdi.

Bu tür şey burada asla olmazdı.

Sadece bu tür bir iş için biçilmiş kaftan değilim.

Üniversite bu tür sınavı kaldırmaya karar verdi.

Ne tür yerleri görmek istiyorsun?

En çok hangi tür insanları seversin?

Bu tür şeyler olur.

O tür sözler size yakışmıyor.

Bu tür sırlar her zaman sonunda ortaya çıkar.

Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.

Adam bu tür yarayı tedavi etmeye alışkındı.

O tür bir şeyi yapmaya ancak Tom'un cesareti vardı.

Keşke Tom'un söylediğini dinleseydim, başım bu tür bir belada olmazdı.

Bu tür şeylere tamamen yabancıyım.

Bu tür içkiden fazla hoşlanmam.

Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.

Asla bu tür bir kuş görmedim.

Pyongyang ve Washington arasında bir tür uzlaşmaya varılması zorunludur.

Tom o tür bir restoranda yemek yemeği göze alamaz bu yüzden başka bir yere gidelim.

Tom'un o tür bir sorunla ilgilenmek için yeterli deneyimi yoktu.

Tom o tür şey yapmayı sevmez.

Tom bu tür şeyleri bilmez.

Tom Mary'nin ne tür bir insan olduğunu bilmiyor.

Ben bir tür anlıyorum.

O bir tür portakal.

O ne tür bir adamdı ?

Bu tür oyuncakların çocuklar üzerinde kötü bir etkisi var.

Ne tür iş yapıyorsun?

Bu yeni bir tür kavun.

Ne tür iş yapıyorsunuz?

Ne tür biralar içersin?

Köpek o tür yiyecekten hoşlanıyor.

O, bu tür şeyde iyidir.

Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.

Also check out the following words: Ummak, strateji, değildir, Amcamlarda, yedik, dolara, Merhaba, nasılsın, İyi, akşamlar.