Turkish example sentences with "senden"

Learn how to use senden in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Ben senden daha güzelim.

Senden oldukça memnunum.

Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.

Fark bu: o senden daha çok çalışıyor.

Senden utanıyorum.

Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.

O genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlıdır.

Benim senden başka gerçek arkadaşım yok.

Benim senden başka arkadaşım yok.

Ken senden daha hızlı koşar.

Senden iğreniyorum.

Senden başka hiçbir şey düşünmüyorum.

Ben senden daha iyiyim.

Sanırım Tom senden hoşlanıyor.

Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.

Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.

Ben senden daha heyecanlı değilim.

O senden daha fazla bir aptal değil.

O senden daha aptal değildir.

Sen aradığında biz de tam senden bahsediyorduk.

Aslında, senden bir iyilik istiyorum.

Ken'in senden daha fazla kitabı vardır.

Senden dolayı Tom eve erken gitmeye karar verdi.

O senden daha uzun olabilir.

Senden hoşlanıyorum.

Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.

Senden bir iyilik isteyebilir miyim?

Ben senden daha kısayım.

O, senden nefret ediyor gibi görünüyor.

O senden daha güçlüdür.

Senden gerçekten çok hoşlanıyorum.

İp ucumu senden alacağım.

Senden çok daha gencim.

O senden çok daha uzun.

O, senden iki yaş daha büyüktür.

Ben senden hoşlanıyorum.

O, senden iki yıl daha yaşlıdır.

O, genç görünüyor fakat aslında o senden daha yaşlıdır.

Onlar senden daha uzun olabilirler.

O, senden biraz daha uzundur.

Senden haber almaya can atıyorum.

Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.

Onun senden daha genç olduğunu unutmamalısın.

Onlar senden korktular.

Senden sakladığım bir sırrım yok.

Senden bir iyilik yapmanı istiyorum.

O, senden on yaş daha büyüktür.

Benim kız kardeşim senden daha kısadır.

O senden daha yalancı değil.

Senden bir şey beklemiyorum.

Senden üç yaş daha gencim.

Senden başka hiç kimse beni mutlu edemez.

Sebebini bilmiyorum ama patronun senden pek hoşlanmıyor gibi.

Bir gün senden intikamımı alacağım.

Asla senden bir şey gizlemedim.

Kimsenin senden yararlanmasına izin verme.

Senden son kez bir şey yapmanı rica edeceğim.

Senden son kez benim için bir şey yapmanı rica edeceğim.

Senden onun resimlerini yırtmanı istiyorum.

Onlardan senden korktuğumdan daha çok korkuyorum.

Lütfen bana senden ve ailenden bahset.

Vazoyu kırdığım için senden özür dilemeliyim.

Herkes Jessie'nin senden hoşlandığını biliyor.

Senden nefret edenlere karşı nazik ol.

Senden küçük bir şey rica edebilir miyim?

Tom senden nefret ediyor.

Senden nefret edemiyorum.

Hâlâ senden nefret ediyorum.

Sanırım senden hoşlanıyorum.

Ben senden daha büyüğüm.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

Artık senden hoşlanmıyorum.

Senden yana çok hayal kırıklığına uğradım.

Ben senden daha zekiyim.

Tom senden nefret etmiyor.

Onu senden öğrendim.

Senden nefret ediyorum!

Senden korkmuyorum.

Benim kazandığımdan daha çok para kazanmana rağmen benim senden daha çok gelir vergisi ödemem bana çok mantıklı gelmiyor.

Kimse senin kabul etmeni istemedi fakat en azından senden farklı görüşlere sahip olan insanlar olduğunu kabul edemez misin?

Eğer insanlara biraz daha saygılı davranmaya başlamazsan, insanlar senden vebalı gibi kaçınmaya başlayabilir.

Senden borç istemeye cesaretim yok.

Senden emir almam.

Senden Tom'la konuşmanı istemedim.

Senden bütün kalbimle nefret ediyorum.

O, senden bile daha çalışkan.

Sanırım Tom senden korkuyor.

Senden daha fazla Tom'la konuşurum.

Senden kuşkulanmamalıydım.

Senden asla şüphelenmemeliydim.

Tom oldukça senden bahsetti.

Tom ve Mary senden hoşlanmıyor.

Fikrini istersem onu senden isterim.

Sen satranç oynarken hamlelerini uzun süre planlarsın ama ben yine de senden bir adım önde olurum.

O, senden daha az zeki.

Tom'un senden nefret etmediğinden eminim.

Dün gece senden haber aldım, Tom.

Tom'un senden nefret ettiğini duyuyorum.

Senden gizlim saklım yok.

Also check out the following words: kriz, Üşüyorum, kapatabilir, boşum, Larry, Ewing, vandaldır, İngilizceden, Japoncaya, kelimesi.