Learn how to use ödünç in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
O bana iki kitap ödünç verdi, henüz hiçbirini okumadım.
Translate from Turkish to English
Lütfen bu kalemi bana ödünç ver.
Translate from Turkish to English
Arabanı ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
Translate from Turkish to English
Defterimi sana ödünç vereceğim.
Translate from Turkish to English
Bana bir zımba ödünç verebilir misiniz?
Translate from Turkish to English
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
Translate from Turkish to English
Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
Translate from Turkish to English
Bir banka bize faizle ödünç para verir.
Translate from Turkish to English
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
Translate from Turkish to English
Bana kurşun kalemini ödünç verir misin?
Translate from Turkish to English
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
Translate from Turkish to English
Sözlüğünü ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Bu CD'yi ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Kitabı bitirdiği zaman bana ödünç vereceğini söylüyor.
Translate from Turkish to English
Lütfen bana kitabını ödünç ver.
Translate from Turkish to English
Bu çizgi romanı onun kız kardeşinden ödünç aldım.
Translate from Turkish to English
Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.
Translate from Turkish to English
Ne ödünç alan, ne de ödünç veren ol.
Translate from Turkish to English
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
Translate from Turkish to English
Kitabı ondan ödünç aldı.
Translate from Turkish to English
Bana bir kalem ödünç verebilir misin?
Translate from Turkish to English
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
Translate from Turkish to English
İngilizce Fransızcadan gelen birçok ödünç kelimeye sahiptir.
Translate from Turkish to English
Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.
Translate from Turkish to English
Bir kitap ödünç verdin.
Translate from Turkish to English
İngilizcede, Japoncadan ödünç alınmış bazı kelimeler vardır.
Translate from Turkish to English
Onu sana ödünç vereceğim.
Translate from Turkish to English
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
Translate from Turkish to English
Her zaman bir kötümserden ödünç para al; o, geri ödenmesini beklemez.
Translate from Turkish to English
İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.
Translate from Turkish to English
Ben bu kitabı size ödünç vereceğim.
Translate from Turkish to English
O, son çare olarak babasından ödünç para aldı.
Translate from Turkish to English
Öyle bir kişiye ödünç para vermemeliydin.
Translate from Turkish to English
Eğer paraya ihtiyacın varsa, sana biraz ödünç veririm.
Translate from Turkish to English
Tam bu sabah, Tom Mary'den ödünç aldığı parayı ona geri ödedi.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'ye John'dan çok fazla ödünç para almamasını tavsiye etti.
Translate from Turkish to English
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
Translate from Turkish to English
Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi.
Translate from Turkish to English
Sadece Tom'dan değil aynı zamanda karısından da ödünç para aldım.
Translate from Turkish to English
Sizden üç yüz dolar ödünç alıp alamayacağımı merak ediyordum. Gelecek pazartesi size geri ödeyebilirim.
Translate from Turkish to English
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
Translate from Turkish to English
Osame Tezuka tarafından yazılmış kitapları bana yaklaşık bir haftalığına ödünç verir misin?
Translate from Turkish to English
Tom'un arabasını ödünç almamalıydın.
Translate from Turkish to English
Tom ödünç aldığı ve kaybettiği kameranın yerine koymak için Mary'ye yeni bir kamera satın aldı.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den biraz para ödünç aldı.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den büyük bir miktarda para ödünç aldı.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den bir kitap ödünç aldı.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye onun İngilizce ders kitabını ödünç alıp alamayacağını sordu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye onun bisikletini ödünç alıp alamayacağını sordu.
Translate from Turkish to English
Sözlüğü arkadaşımdan ödünç aldım.
Translate from Turkish to English
Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.
Translate from Turkish to English
Kral Charles William babasından ödünç para aldı.
Translate from Turkish to English
Sizden biraz para ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den ona biraz para ödünç vermesini istedi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye biraz para ödünç verebileceğini sandığını söyledi.
Translate from Turkish to English
O, babasına yardımcı olmak için değil ama ondan ödünç para almak için gitti.
Translate from Turkish to English
Biraz ihtiyacın varsa sana biraz ödünç para verebilirim.
Translate from Turkish to English
İsterseniz biraz para ödünç verebilirim.
Translate from Turkish to English
Tom hafta sonu boyunca okumak için kütüphaneden bazı kitaplar ödünç aldı.
Translate from Turkish to English
Lütfen bana bıçağını ödünç ver.
Translate from Turkish to English
Bu ayın kirasını ödemesi için Mary'ye ödünç para verdim.
Translate from Turkish to English
Lütfen bu kitabı birkaç günlüğüne bana ödünç verir misin?
Translate from Turkish to English
Sizlerden biri 20 dakikalığına bisikletini ödünç verir mi?
Translate from Turkish to English
Üzgünüm fakat gelecek hafta sana arabamı ödünç veremem.
Translate from Turkish to English
Gazeteni ödünç alabilip alamayacağımı merak ediyordum.
Translate from Turkish to English
Arabasını ödünç aldığın adamın adı nedir?
Translate from Turkish to English
Bana ödünç verdiğin dergi çok ilginç.
Translate from Turkish to English
Öyle bir insana ödünç para vermemeliydin.
Translate from Turkish to English
O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.
Translate from Turkish to English
O bana parayı oldukça istekli olarak ödünç verdi.
Translate from Turkish to English
Jane geçen hafta bu kitabını bana ödünç verdi.
Translate from Turkish to English
Yoshiki meteliksizdi ve Goro'nun ona 20.000 yen ödünç vermesini istedi.
Translate from Turkish to English
Tom ödünç aldığı kitabı getirmek için geldi.
Translate from Turkish to English
Arabanızı ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary'den video kamerasını ona ödünç vermesi için isteme cesareti yok.
Translate from Turkish to English
Ona bir CD ödünç verdim.
Translate from Turkish to English
Ben onu sana ödünç vereceğim.
Translate from Turkish to English
Bu kitapları bir haftalığına kütüphaneden ödünç alabilirsin.
Translate from Turkish to English
Bana bisikletini ödünç ver.
Translate from Turkish to English
Kameramı ona ödünç verdim.
Translate from Turkish to English
O bana iki kitap ödünç verdi.
Translate from Turkish to English
Ben senin kalemini ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Ben senin kalemini ödünç alabilir?
Translate from Turkish to English
Bu kalemi ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Ona bir dergi ödünç verdim.
Translate from Turkish to English
Bu kitabı ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Bana 10 sent ödünç verebilir misin?
Translate from Turkish to English
Bisikletini ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Lütfen arabanı bana ödünç ver.
Translate from Turkish to English
Radyonu ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Bıçağını ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
500 Yen ödünç verebilir misiniz?
Translate from Turkish to English
Ona benim kalemimi ödünç verdim.
Translate from Turkish to English
O, sana kitabını ödünç verecek.
Translate from Turkish to English
Bir kurşun kalem ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Arabam bozulduğunda, kendi arabasını ödünç verme nezaketini gösterdi.
Translate from Turkish to English
Lütfen kitabını bana ödünç ver.
Translate from Turkish to English
Silgini ödünç alabilir miyim?
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye kamerasını ödünç verdi.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: FIFA, Kupası'nın, maç, topudur, sayılardır, gidiyorsun, şiiri, dile, çevirmek, sandalyenin.