Geçen cumartesi parka gittim.
Translate from Turkish to English

Sabah kahvaltısından önce köpeğini parka götürür.
Translate from Turkish to English

Öğretmen ve partneri düğüne katılan insanları bir parka götürdü.
Translate from Turkish to English

Annem beni parka götürdü.
Translate from Turkish to English

Linda müzik dinlemek için parka gitti.
Translate from Turkish to English

Biz oynamak için parka gittik.
Translate from Turkish to English

Dün parka yürüdüm.
Translate from Turkish to English

Her iki yolla da parka ulaşabilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Bugün parka gitmiyor muyuz?
Translate from Turkish to English

Dün Mary ile parka gittim.
Translate from Turkish to English

Dün parka gittim.
Translate from Turkish to English

Tom pazar günü öğleden sonra parka gitti.
Translate from Turkish to English

Tom çocukları parka götürdü.
Translate from Turkish to English

Senin evin parka ne kadar uzakta?
Translate from Turkish to English

Parka gidin.
Translate from Turkish to English

Ben parka doğru yürüdüm.
Translate from Turkish to English

Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.
Translate from Turkish to English

Parka giden yolu bulmak kolay değildir.
Translate from Turkish to English

Yumi tenis oynamak için parka gider.
Translate from Turkish to English

Geçen pazar günü parka gittim.
Translate from Turkish to English

Ken ve Joe tenis oynamak için parka gittiler.
Translate from Turkish to English

Bill sık sık parka gider.
Translate from Turkish to English

Ken Yumi'yi karşılamak için parka gitti.
Translate from Turkish to English

Parka giderim.
Translate from Turkish to English

Ben parka gideceğim.
Translate from Turkish to English

Onun çalışma odası parka bakıyor.
Translate from Turkish to English

Onun parka girdiğini gördük.
Translate from Turkish to English

Bu yol parka gider.
Translate from Turkish to English

Oynamak için parka gittim.
Translate from Turkish to English

Biz parka kadar yürüdük.
Translate from Turkish to English

Evim parka çok yakındır.
Translate from Turkish to English

Onun eve parka yakındır.
Translate from Turkish to English

Beyzbol oynamak için parka gittik.
Translate from Turkish to English

O, parka giden bir otobüse bindi.
Translate from Turkish to English

Bu sabah bir parka gittim.
Translate from Turkish to English

Benim evim parka yakındır.
Translate from Turkish to English

O, onunla parka gitti.
Translate from Turkish to English

Dün beni parka götürdü.
Translate from Turkish to English

Bir sonraki sabah parka gittiler.
Translate from Turkish to English

Her sabah parka gider.
Translate from Turkish to English

Parka yakın bir yerde yaşar.
Translate from Turkish to English

Tenis oynamak için parka gittim.
Translate from Turkish to English

Çocuk beni parka kadar izledi.
Translate from Turkish to English

Fotoğraflar çekmek için parka gittik.
Translate from Turkish to English

Parka nasıl gidileceğini sana göstereceğim.
Translate from Turkish to English

Buradan parka iki mildir.
Translate from Turkish to English

Fotoğraf çekmek için parka gittik.
Translate from Turkish to English

Çiçekleri görmek için parka gittim.
Translate from Turkish to English

Hava iyi olursa, parka giderim.
Translate from Turkish to English

Kızlarımı parka getirmeyi severim.
Translate from Turkish to English

Genellikle köpeği ile birlikte parka gider.
Translate from Turkish to English

Dün parka gittin, değil mi?
Translate from Turkish to English

Babasıyla parka gitme konusunda ısrar ediyor.
Translate from Turkish to English

Parka gidiyorum.
Translate from Turkish to English

Parka gideceğim.
Translate from Turkish to English

Yarın muhtemelen parka gidecek.
Translate from Turkish to English

Kızlarımı parka getirmeyi seviyorum
Translate from Turkish to English

Tom parka gitti.
Translate from Turkish to English

Tom bizimle parka gelmek istemediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Geceleri bu parka gelmeyi seviyorum.
Translate from Turkish to English

Birkaç dakikalık yürüyüş beni parka getirdi.
Translate from Turkish to English

Tom arabayı parka çekti, emniyet kemerini açtı ve indi.
Translate from Turkish to English

Parka gitmek için her iki yolu da kullanabilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Tom arabayı parka koydu.
Translate from Turkish to English

Parka gitmedim çünkü yağış vardı.
Translate from Turkish to English

Bu yol sizi parka götürecek.
Translate from Turkish to English

Parka yürüyorum.
Translate from Turkish to English

Tom bile parka gitmek istemedi.
Translate from Turkish to English

Tom parka gitmek istemedi.
Translate from Turkish to English

Parka gidip orada oynadık.
Translate from Turkish to English

Tom çocuklarını parka götürdü.
Translate from Turkish to English

Tom dün öğleden sonra çocuklarını parka götürdü.
Translate from Turkish to English

Tom parka yakın bir yerde yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Bir parka yakın yaşardım.
Translate from Turkish to English

İstersen seninle parka gelirim.
Translate from Turkish to English

Yağmur yağsa bile yine de parka gideceğim.
Translate from Turkish to English

İlk tanıştığımız parka dönmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Bu sabah parka gittim.
Translate from Turkish to English

Bu öğleden sonra geç saatlerde parka gitmek ister misin?
Translate from Turkish to English

Tom tek başına parka gitti.
Translate from Turkish to English

Neden parka falan gitmiyoruz?
Translate from Turkish to English

Onları parka götürüyorum.
Translate from Turkish to English

Onu parka götürüyorum.
Translate from Turkish to English

Seni parka götürebilirim.
Translate from Turkish to English

Onları parka götürebilirim.
Translate from Turkish to English

Onu parka götürebilirim.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yle buluşmak için parka gitti.
Translate from Turkish to English

Tom köpeğiyle parka gitti.
Translate from Turkish to English

Gürültülü olmayan parka gidelim.
Translate from Turkish to English

Ben bugün gerçekten parka gitmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Kim parka gitmek istiyor?
Translate from Turkish to English

Tom kendisiyle parka gitmesi için Mary'ye ulaşmaya çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom arabasını parka koydu.
Translate from Turkish to English

Tom'u parka götürüyorum.
Translate from Turkish to English

Tom çocuklarla parka girer.
Translate from Turkish to English

O, Merkez Parka yakın lüks bir dairede yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Erkek kardeşim gençken onu sık sık parka götürürdüm.
Translate from Turkish to English

Yürüyerek beş dakikada parka vardık.
Translate from Turkish to English

Onlar parka otobüsle geliyorlar.
Translate from Turkish to English

Parka gidelim.
Translate from Turkish to English

Evvelsi gün Tom'la parka gittim.
Translate from Turkish to English