Turkish example sentences with "çıkardı"

Learn how to use çıkardı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

John cebinden bir anahtar çıkardı.

General Motors 76.000 çalışanını işten çıkardı.

Pasaportunu çıkardı.

Çantadan bir şey çıkardı.

O, cinayet davası ilgili gerçeği ortaya çıkardı.

Güçsüz bir prens olan Eric Danimarkalılar arasında büyük hoşnutsuzluğa sebep olan kötü bir para sistemi çıkardı.

Herkes onu göklere çıkardı.

Linda, dilini dışarı çıkardı.

O, onu çamurdan çıkardı.

Pat elbiselerini çıkardı ve içeri daldı

Firma beş kişiyi işten çıkardı.

Polisi büyük bir uyuşturucu operasyonunu ortaya çıkardı.

Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

Tom Cumartesi akşamı kız arkadaşını dışarı çıkardı.

Tom Mary'nin söylediğini açığa çıkardı.

O, yaz aylarında uzun bir yürüyüş için dışarı çıkardı.

Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.

Tom paltosunu çıkardı çünkü onu giymek için çok sıcaktı.

Tom paltosunu çıkardı ve onu yere attı.

Tom paltosunu ve eldivenlerini çıkardı.

Tom elbiselerini çıkardı ve duşa girdi.

Tom cüzdanını cebinden çıkardı.

Tom kimse bakmıyorken vazodan bir çiçek çıkardı.

Tom Mary'yi kefaletle hapishaneden çıkardı.

Tom yaşlı köpeği ahırın arkasına çıkardı ve onu vurdu.

Tom hol dolabından paltosunu çıkardı ve onu giydi.

Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.

Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.

Tom ceketinin cebinden bir el feneri çıkardı.

Tom buzdolabından iki bira çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.

Onun söylediği onu çileden çıkardı.

Tom nikah yüzüğünü çıkardı.

Tom yanan arabadan Mary'yi çıkardı.

Yüzüğünü çıkardı ve ona fırlattı.

Tom kancayı balığın ağzından çıkardı.

Tom kravatını çıkardı.

Tom ayakkabılarını çıkardı.

Tom ceketini çıkardı ve astı.

Tom şapkasını çıkardı.

Tom ayakkabılarını kapıda çıkardı.

Tom mutfakta bir çekmeceden bir bıçak çıkardı.

Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Tom ilaç şişesinden kapağı çıkardı.

Tom kutudan kapağı çıkardı.

Tom'un bir yıl içinde yatırımını iki katına çıkardı.

Tom arabasını park yerinden çıkardı.

Tom arabasını garajdan çıkardı.

Modern DNA analizleri, ABD'de birçok kişiyi temize çıkardı.

Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

Çocuk elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

O, bir kitap çıkardı ve onu okumaya başladı.

Hava daha da ısındığı için Tom bir kat elbise daha çıkardı.

Tony gömleğini çıkardı ve onunla piyanoyu ile temizledi.

O, Jane'i akşam yemeğine çıkardı.

Mary yumurtaları tek tek çıkardı.

Onu çıkardı.

O onu baştan çıkardı.

Tom yüzümü kara çıkardı.

O, bisiklete binmenin keyfini çıkardı.

O, kalemini çıkardı.

Şapkasını çıkardı.

O paltosunu çıkardı.

O onunla çıkardı.

O ceketini çıkardı.

Tom, Mary ile çıkardı.

O biraz para çıkardı.

O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.

O, gözlüğünü çıkardı.

Tom silahını kılıfından çıkardı.

Kabiliyeti onu zirveye çıkardı.

Çocuk kepini çıkardı.

O, paltosunu çıkardı.

Tom çöpü dışarı çıkardı.

O benimle kavga çıkardı.

O, gece dışarı çıkardı.

O, onu arabayla gezdirmek için dışarı çıkardı.

Tom Mary'yi akşam yemeğine çıkardı.

O, mendilini çıkardı.

O, bir parça kağıt çıkardı.

Tom, Mary ile kavga çıkardı.

Tom öfkesini Mary'den çıkardı.

O, yumurtaları birer birer çıkardı.

Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı.

O, cebinden bir madeni para çıkardı.

O, gömleğimi çıkardı.

Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.

O, bir yumurta çıkardı.

O, sırrını açığa çıkardı.

Tom bir şey içmek için Mary'yi dışarı çıkardı.

Cebinden bir kalem çıkardı.

Tom Mary'ye dilini çıkardı.

Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.

Ondan sonra gözlüklerini çıkardı.

Cebinden madeni bir para çıkardı.

Mary piyanosunu satışa çıkardı.

Başını pencereden çıkardı.

Cebinden bir şey çıkardı.

Cüzdandan bir dolar çıkardı.

Polis suçlunun nerede yaşadığını ortaya çıkardı.

Tom Mary'yi bataklıktan çıkardı.

Also check out the following words: Etli, pilav, yuan, Vejetaryen, Fare, Git, de, kediyi, çağır, Aşçı.