Turkish example sentences with "kaldık"

Learn how to use kaldık in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bir geceliğine Hakone'de kaldık.

Yağmur yağdığı için evde kaldık.

Bildiğiniz gibi, şiddetli yağmurun sonucu olarak geç kaldık.

Biz ekonomik bir otelde kaldık.

Biz ağaçlarla çevrili bir otelde kaldık.

Onların ricasına boyun eğmek zorunda kaldık.

Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.

Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.

Tren olmadığı için, tüm yolu yürümek zorunda kaldık.

Otobüs servisi olmadığı için, biz, istasyona giden bütün yolu yürümek zorunda kaldık.

Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.

Biz istasyonun önünde bir otelde kaldık.

Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.

Trafik kazası nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

Zamanımız bitti, bu yüzden sunumumuzu kısa kesmek zorunda kaldık.

Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.

Acele et, Martin. Zaten geç kaldık!

Biz sessiz kaldık.

O ve ben otelde kaldık.

Borcu silmek zorunda kaldık.

Güzel gün batımına hayran kaldık.

Fuji Dağı'nın manzarasına hayran kaldık.

Fırtınadan dolayı evde kalmak zorunda kaldık.

On dakika onu beklemek zorunda kaldık.

Konferansın ortasında uyuya kaldık.

Sanırım çok geç kaldık.

Toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

Gölün kenarında bir otelde kaldık.

Üç ay boyunca orada kaldık.

Ölümle yüz yüze kaldık.

Şiiri ezberlemek zorunda kaldık.

Fırtınadan dolayı geç kaldık.

"Bu kadar erken yola çıkmamıza gerek var mıydı?" "Geç bile kaldık, ne erkeni!"

Yol boyunca yavaş sürmek zorunda kaldık.

Noel boyunca Hawaii'de kaldık.

Dört yıldır oda arkadaşı olarak kaldık.

Gitmek istemedik fakat zorunda kaldık.

Planımızdan vazgeçmek zorunda kaldık.

Manzaranın güzelliğine hayran kaldık.

Küçük bir odada kaldık.

Senin yüzünden geç kaldık.

Sadece konuşmak için gece yarısına kadar uyanık kaldık.

Hava çok soğuktu, bu yüzden evde kaldık.

Otobüsü bir süre beklemek zorunda kaldık.

Lezzetli yemekten memnun kaldık.

Mary ve ben yıllardır iyi arkadaş olarak kaldık.

Araba bozuldu, bu nedenle yürümek zorunda kaldık.

Küçük evimizi en iyi şekilde değerlendirmek zorunda kaldık.

Yolculuğun son etabında yürümek zorunda kaldık.

Hava çok soğuk olduğu için evde kaldık.

Tatil sırasında teyzemin evinde kaldık.

Bütün yaz boyunca onlarla birlikte kaldık.

Çok yorgunduk, bu yüzden evde kaldık.

Yağmurdan dolayı oyunu iptal etmek zorunda kaldık.

Hemen Amerika'ya hareket etmek zorunda kaldık.

Kasabada en pahalı otelde kaldık.

Geç kaldık.

Durmak zorunda kaldık.

Çok geç kaldık.

Yağmur yüzünden oyunu ertelemek zorunda kaldık.

Asansörde mahsur kaldık.

İçeride kaldık.

Açık kaldık.

Geride kaldık.

Güçlükle hayatta kaldık.

Biz zaten geç kaldık.

Karda mahsur kaldık.

Evde çakılıp kaldık.

Hayatta kaldık.

Erkek kardeşlerim gitti ve biz burada kaldık.

Dansa geç kaldık.

Yürümek zorunda kaldık.

Gelmek zorunda kaldık.

Tom ve ben üniversitede birlikte kaldık.

Biz çok âşık kaldık.

Dalağını almak zorunda kaldık.

Londra'da iki hafta kaldık.

Gerçekten geç kaldık.

Kız kardeşim ve ben tatilde Fuji Dağı'nın dibindeki ufak bir köyde kaldık.

Trafik sıkışıklığı nedeniyle buluşmaya geç kaldık.

Aslında cumartesi günü sinemaya gitmek istiyorduk ama düşüncemizi değiştirip evde kaldık.

Programda problem olduğu için yarının toplantısını iptal etmek zorunda kaldık.

Sosyal hizmetleri aramak zorunda kaldık. Bu apaçık bir çocuk ihmali olayıydı.

Trafik sıkışıklığı sonucu geç kaldık.

Yoğun kar yağışı nedeniyle geç kaldık.

Onları satın aldığımız mağaza, aşırı yüksek fiyat koymaya başladı, o yüzden başka bir mağaza bulmak zorunda kaldık.

Belki çok geç kaldık.

27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.

Otobüsü uzun süre beklemek zorunda kaldık.

Şehrin tam dışında küçük bir otelde kaldık.

Kıyıya gitme yerine gemide kaldık.

Neden çok uzun süre beklemek zorunda kaldık?

Biz yolda kaldık.

Akşam yemeğine geç kaldık.

Bunu çocuk eldivenleri ile ellemek zorunda kaldık.

Tom'a yardım etmek için geride kaldık.

Maalesef işimizde biraz geride kaldık.

Bir plan önermeye çalışırken bütün gece ayakta kaldık.

Diğer düzenlemeleri yapmak zorunda kaldık.

Beklenmedik sağlık giderlerini ödemek için tasarruflarımızı gözden geçirmek zorunda kaldık.

Also check out the following words: özledim, treni, kaçırıyordum, gece, kalmak, Mümkün, , ilginç, Japonya'ya, gidip.