Turkish example sentences with "acele"

Learn how to use acele in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Acele işe şeytan karışır.

Acele ile menzil alınmaz.

Acele giden ecele gider.

Acele yürüyen yolda kalır.

Acele etmeyin. Acele yok.

Acele etmeyin. Acele yok.

Acele et!

Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.

Acele ediniz, bu acil.

Acele et! Çok zamanımız yok.

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.

Acele et. Okula geç kalacaksın.

Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.

Lütfen acele et!

Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.

Trene zamanında yetişmek için acele etti.

Niçin acele ediyorsun?

Acele etmene gerek yoktu.

Babalarını kurtarmak için acele ettiler.

Ne kadar acele edersen et, çaban sadece kovada bir damla.

Acele etsen iyi olur.

Biz, zamanında istasyona varmak istiyorsak acele etmeliyiz.

Acele et, ve treni yakalayabileceksin.

Acele et, ve treni yakalayacaksınız.

Acele et, ve zamanında okulda olacaksın.

O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.

Nick otobüsü yakalamak için acele etti.

O, oğlunu görmek için acele ediyordu.

Acele et, Tom.

Tom, yüzünde tatsız bir ifade, onların kapılardan acele ile girişini izledi.

Geç kalma ihtimaline karşın acele et.

Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.

Acele etmeyin, yoksa hata yapabilirsiniz.

Zamanı boşa harcamamak için acele edelim.

Acele etsek iyi olur, yoksa geç kalacağız.

Acele etmeye gerek yok. Çok zamanımız var.

Bana acele ettirdi.

Niçin öyle acele ediyorsun?

Onun acele ile gitmesine gerek yoktu.

Projeyi bitirmek için acele ediyor musunuz?

O bana cevap vermede biraz acele idi.

Acele et ve trenini hâlâ yakalayabilirsin.

Bob TV programını izlemek için acele ile eve gitti.

Acele et, Martin. Zaten geç kaldık!

Eğer acele ederse hâlâ onu zamanında yapabilir.

Acele edelim.

Ben acele ile eve gittim.

Acele etmeyin.

Acele etmelisin.

Ben acele bir öğle yemeği yedim.

Acele ile öğle yemeği yedim.

Acele etmene gerek yok.

Böyle acele etmeyin.

Acele etmeye gerek yok.

Acele etsek iyi olur.

Tom'un acele etmesine gerek yoktur.

Acele edersek, onu yaparız.

Acele et, yoksa geç kalacaksın.

Biz otobüse yetişmek için acele ettik.

Acele etmek zorunda değilsiniz.

Gerçekten acele etmeliyiz.

Acele etmemize gerek yok.

Sanırım acele edersek onu yapacağız.

Çok zamanım yok. Acele eder misin?

İlk treni yakalamak için acele ettim.

O, her zaman yaptığı her şeyde acele eder.

Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.

Acele etmeli miyim?

Acele edersen ona yetişeceksin.

Acele et ve yatmaya git.

Acele etmeyelim.

Öyleyse acele etsek iyi olur.

Acele et. Lütfen bana yardım et.

Eve gitmek için acele ediyordu.

Daha dikkatli ol.Her şeye acele etmek işlerini berbat edecektir.

Acele et, yoksa otobüsü kaçıracaksın.

Acele etme. Aceleye gerek yok.

Uçağa geç kalmamak için havaalanına acele ettim.

Eve gitmek için acele ediyorlardı.

Otobüse binmek için acele etti.

Otobüse yetişebilmek için acele edelim.

Annesini görmek için acele ediyor.

Babasını görmek için acele ediyordu.

Okula geç kalmamak için acele ettim.

Acele edin! Etmezseniz, geç kalırız.

Acele bir kahvaltı yaptım ve evden ayrıldım.

Acele ettim ve otobüsü yakaladım.

Treni kaçırmamak için acele ettim.

Kayıp zamanı telafi etmek için acele ettim.

Yeni bebeği görmek için acele ediyordu.

Treni kaçırmamak için acele etti.

Trene yetişmek için hepsi acele ediyor.

Acele etmezsen, treni kaçırırsın.

Eve acele et.

Onlarla birlikte gitmek istiyorsan acele etmelisin.

Acele et! Seni bekliyoruz.

O kadar acele ettim ki çantamı geride bıraktım.

Acele et.

Lütfen acele et.

Acele etmeliyim.

Acele nedir?

Also check out the following words: eyalet, kuşu, sivrisinektir, İngiliz, Belçikalı, Hollandalı, meyhaneye, girer, tezgahta, otururlar.