Turkish example sentences with "şişe"

Learn how to use şişe in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

John birçok şişe şarap içti.

Masanın üzerinde bir şişe şarap var.

Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.

Bir şişe salata yağı aldım.

Akşam yemeğinde bir şişe bira içer.

On bir şişe bira içtin!

Anne iki şişe portakal suyu aldı.

Ben bir şişe coca cola istiyorum.

Fabrika her ay binlerce şişe üretir.

Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.

Masanın üstünde bir şişe şarap var.

Ben iki şişe süt satın aldım.

Tom sarhoş olmadan bütün bir şişe viskiyi içebileceğini söylüyor.

Tom Mary'nin sabah sekizde onun bir şişe şarap açmasının çok erken olduğunu düşünüp düşünmediğini merak etti.

Dün onun evinde bir şişe viski açtı.

Partiye gidersem, birkaç şişe şarap alacağım.

Tom üç şişe üzüm suyu aldı.

Bana bir şişe şarap ver.

Onun hediyesi bir şişe şarap.

Onlar iki şişe şarap içti.

O bir şişe şarap içti.

Ben bir şişe soda istiyorum.

Bizim bir şişe meyve suyuna ihtiyacımız var.

Bir şişe viskim var.

Şişe parçalara bölündü.

O, üç şişe bira içti.

Onlar iki şişe şarap içtiler.

Bir şişe şarap daha, lütfen.

Şişe su ile doludur.

O, bir şişe sütü tamamen içti.

Son şişe birayı içmemeliydim.

O her gün bir şişe süt içer.

Sanırım bir şişe birayla başlayacağım.

O, 100 yen bozuk para değildi, o bir şişe kapağıydı.

Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.

Tom Mary'nin hastane odasına bir şişe viski kaçırdı

Git ve üç şişe kola al.

Bir şişe şarap daha istiyoruz.

Favori şişe biran nedir?

Bu şişe ne kadar su alır?

Akşam yemeğinde bir şişe kırmızı şarap içtiler.

Annem iki şişe portakal suyu aldı.

"Başka bir şişe ver", dedi.

"Bir şişe daha ver", dedi.

Bir şişe şarap almak için yeterli para var mı?

Toplantı odasına birkaç şişe su götür.

Şişe suyum var.

Tom yarısı boş bir şişe şarapla yalnız başına oturdu.

Sadece bir şişe kırmızı şarap kaldı.

Bir şişe Coca-Cola istiyorum.

Bir şişe kırmızı şarap açtım.

Bir şişe kırmızı şarap istediğini biliyorum.

Tom bir şişe şarap açmayı öneren kişiydi.

Tom bir şişe şarap açtı ve kendine bir bardak doldurdu.

Tom bir şişe bira taşırken odaya doğru sendeledi.

Tom bir şişe şarap çıkardı ve onu açtı.

Tom masasının çekmecesinden bir şişe burbon çıkardı.

Tom masa çekmecesini açtı ve küçük bir şişe çıkardı.

Tom'un çantasında bir şişe zehir vardı.

Tom üç şişe kırmızı şarap aldı.

Tom ve Mary akşam yemeğinden sonra bir şişe kırmızı şarabı paylaştı.

Eve gitmeden önce en az bir şişe bira daha içmek istiyorum.

Bodruma in ve bize birkaç şişe şarap getir.

Tom buzdolabının içine uzandı ve bir şişe bira çıkardı.

Tom Mary'ye bir şişe uzattı.

Mary Tom'u akşam yemeğine davet etti ve Tom bir buket çiçek bir şişe kırmızı şarap getirdi.

Tom bir şişe şarapla Mary'nin yanına gitti.

Tom bir şişe daha şarap açtı.

Tom üç şişe şarap taşıyarak odaya geldi.

Tom dolaptan bir şişe su aldı.

Tom bir şişe ucuz kırmızı şarap aldı.

Buzdolabında bir şişe beyaz şarap var.

Biraz ekmek, biraz jambon ve bir şişe de şarap al.

Boş bir şişe bulup suyla doldur.

Akşam yemeği için birkaç şişe şarap alacağım.

Tom, Mary'ye bir şişe hap verdi.

Buzdolabında bir şişe var.

Tom bir şişe şarap ısmarladı.

Yeniden Türkiye’ye gidecek olursan, bana bir şişe rakı getir.

Buzdolabında yarım şişe şarap var.

"Bana bir şişe daha ver." dedi.

Seni beklerken, yarım şişe şarapla sarhoş oldum bile.

Bir şişe su istiyorum.

Bunun bir şişe olduğunu düşündüm.

Bir şişe şarap getirmem gerektiğini unuttum.

İyi arkadaşlarla içilecek birkaç şişe iyi kırmızı şaraptan daha iyi bir şey yok.

Bir şişe öksürük şurubu istiyorum.

Birkaç şişe şarap getirdim.

Şişe açacağını nerede saklıyorsun?

Tom bir şişe şarabını tıpasını çıkardı.

Tom bütün bir şişe şarabın tümünü tek başına içti.

Tom bir şişe ucuz şarap satın aldı.

İki şişe süt aldım.

Tom bir şişe şarap tutuyordu.

İki şişe sipariş verelim.

Buzdolabında sadece bir şişe bira vardı.

Tom bir şişe bira tutuyor.

O bir şişe açacağı mı?

Şişe neredeyse dolu.

Bir şişe şarap açalım.

Bir şişe daha şarap almalıydık.

Also check out the following words: burayı, imzalayın, Zamanda, geçmişe, seyahat, etmenin, imkansız, olduğu, düşünülüyor, otobüs.