Turkish example sentences with "rağmen"

Learn how to use rağmen in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bütün serveti ve şöhretine rağmen, o mutsuz.
Translate from Turkish to English

Zengin olmasına rağmen mutlu değil.
Translate from Turkish to English

Haritaya güvenmeme rağmen o hatalıydı.
Translate from Turkish to English

Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.
Translate from Turkish to English

Genç olmasına rağmen çok dikkatlidir.
Translate from Turkish to English

Genç olmasına rağmen beyaz bir sakalı var.
Translate from Turkish to English

Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.
Translate from Turkish to English

Onun için bütün yaptıklarıma rağmen o hiç teşekkür etmedi.
Translate from Turkish to English

Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Translate from Turkish to English

Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
Translate from Turkish to English

Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
Translate from Turkish to English

Bütün servetine rağmen o mutlu değildir.
Translate from Turkish to English

Bütün servetine rağmen hâlâ mutsuzdu.
Translate from Turkish to English

İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
Translate from Turkish to English

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
Translate from Turkish to English

Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi.
Translate from Turkish to English

Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.
Translate from Turkish to English

Birçok Avrupalı ​​araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
Translate from Turkish to English

O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
Translate from Turkish to English

Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
Translate from Turkish to English

Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
Translate from Turkish to English

Ben onun hatalarına rağmen onu seviyorum.
Translate from Turkish to English

Tüm hatalarına rağmen, herkes onu seviyor.
Translate from Turkish to English

Tüm hatalarına rağmen o popülerdir.
Translate from Turkish to English

Tüm hatalarına rağmen, o iyi bir adam.
Translate from Turkish to English

Hatalarına rağmen onu daha çok seviyorum.
Translate from Turkish to English

Ben onun hatalarına rağmen, ona hayranım.
Translate from Turkish to English

Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.
Translate from Turkish to English

Onun bazı hataları var ama buna rağmen ben onu seviyorum.
Translate from Turkish to English

Yorgun olmama rağmen, elimden geleni yaptım.
Translate from Turkish to English

Joan zor bir çocukluk geçirmesine rağmen büyük bir aktris oldu.
Translate from Turkish to English

Bütün dehasına rağmen, o her zaman olduğu kadar bilinmiyor.
Translate from Turkish to English

İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
Translate from Turkish to English

Tom yüksek proteinli olmalarına rağmen solucanları yemek istemiyordu.
Translate from Turkish to English

O, çabalarına rağmen işinde başarısız oldu.
Translate from Turkish to English

Öfkesine rağmen, sabırla beni dinledi.
Translate from Turkish to English

Uykunun önemine rağmen, onun amacı bir sırdır.
Translate from Turkish to English

O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
Translate from Turkish to English

Kaba olmamasına rağmen, çok nazik değildir.
Translate from Turkish to English

Biz sıkı çalışmamıza rağmen, Jane'i yenemedik.
Translate from Turkish to English

Öğretmenler bir sürü tavsiye vermelerine rağmen, öğrenciler her zaman onu almazlar.
Translate from Turkish to English

Biz yağmura rağmen dışarı çıktık.
Translate from Turkish to English

Ben garip bir şey olduğunu hissetmiş olmama rağmen, ben sadece onun ne olduğunu bilmiyordum.
Translate from Turkish to English

Yağmur yağmasına rağmen ben dışarı çıktım.
Translate from Turkish to English

Yağmura rağmen dışarı çıktım.
Translate from Turkish to English

Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum.
Translate from Turkish to English

Onun tecrübe eksikliğini kabul etmeme rağmen, hâlâ daha iyi yapması gerektiğini düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Onun planları bazı beğenilmemelere rağmen kabul edildi.
Translate from Turkish to English

Sam, yaptığı tüm hatalarına rağmen hâlâ çok sevimli bir kişidir.
Translate from Turkish to English

İnsanlar onun hatalarına rağmen onu daha da çok sevdiler.
Translate from Turkish to English

Hasta yeni ilaçlar almasına rağmen daha iyi hissetmiyor.
Translate from Turkish to English

Hasta ilaçları almasına rağmen kötü hissediyordu.
Translate from Turkish to English

Yerli bir konuşmacı olmana rağmen etkili bir casus olmak için sınavı geçebilmek zorunda olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English

Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.
Translate from Turkish to English

Tabakta birçok kurabiye bulunmasına rağmen, sadece üç tane yedim.
Translate from Turkish to English

Fen bilgisinde iyi olmasına rağmen, Tom bir doktor olmak istemiyor.
Translate from Turkish to English

Tom küçük bir kasabada yetişmesine rağmen Boston'da yaşamaya çalıştı.
Translate from Turkish to English

Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.
Translate from Turkish to English

Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.
Translate from Turkish to English

Tom Mary ile yemeği ummasına rağmen tek başına yedi.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary ikiz olmasına rağmen, onlar çok benzer görünmüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye gitmemesi için yalvarmasına rağmen, o, çocuklarla birlikte ayrıldı ve annesiyle birlikte yaşamaya gitti.
Translate from Turkish to English

Şirket politikasına ters olmasına rağmen, Tom ve Mary her karşılaşmada öpüşür ve birbirlerine sarılırlardı.
Translate from Turkish to English

O, 1000 sayfanın üstünde büyük bir kitap olmasına rağmen, onun tamamını gelecek hafta bu zamana kadar okumuş olacağım.
Translate from Turkish to English

Tom kötü havaya rağmen gitmeyi planlıyor.
Translate from Turkish to English

Tom etmemesi gerektiğini bilmesine rağmen, arabasını yangın musluğunun önüne parketti.
Translate from Turkish to English

Tom oldukça çok yemesine rağmen zayıf kalabiliyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom bütün hafta onu aramaya çalışmasına rağmen, Mary ile konuşamadı.
Translate from Turkish to English

O, hastalığına rağmen çalışmaya gitti.
Translate from Turkish to English

O, hastalığına rağmen toplantıya katıldı.
Translate from Turkish to English

Ona kullanmamasını söylemesine rağmen, Tom Mary'nin bilgisayarını kullanmaya karar verdi.
Translate from Turkish to English

Ebeveynleri istememesine rağmen Tom Mary ile evlenmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom ödemek için söz vermesine rağmen, Mary'yi faturayla sıkıştırdı.
Translate from Turkish to English

Tom istememesine rağmen, Mary'yi partisine davet etmeyecek kadar çok kibardı.
Translate from Turkish to English

Ona yapmamasını söylememe rağmen o düşüncesine yapışmış.
Translate from Turkish to English

Her şeye rağmen onu becerdin.
Translate from Turkish to English

Tüm yaptığı yanlışlarına rağmen, herkes tarafından saygı duyulur.
Translate from Turkish to English

Mike işini çok sevmesine rağmen, iyi para getirmiyor.
Translate from Turkish to English

Onun hikayesi düzmece görünebilir fakat her şeye rağmen gerçektir.
Translate from Turkish to English

Hiromi korkmasına rağmen, bungee-jumpingi göze almaya karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bob'ın üzerine fazla gitmeyin.Bilirsiniz, o, son zamanlarda zor bir sürece rağmen devam etmektedir.
Translate from Turkish to English

Herkes ona karşı çıktı fakat her şeye rağmen Mary ve John evlendi.
Translate from Turkish to English

İkiz olmalarına rağmen, onların çok az ortak ilgi alanları var.
Translate from Turkish to English

Sağanak yağmura rağmen başladılar.
Translate from Turkish to English

Kendime rağmen kahkaha attım.
Translate from Turkish to English

O, kötü havaya rağmen geldi.
Translate from Turkish to English

O, bitişikte yaşamasına rağmen, bize selam bile vermez.
Translate from Turkish to English

O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.
Translate from Turkish to English

O, fakir olmasına rağmen, tatmin olmuştur.
Translate from Turkish to English

Herkes ona karşı çıktı fakat buna rağmen Sally ve Bob evlendiler.
Translate from Turkish to English

O, çok yaşlı olmasına rağmen, o sağlıklıdır.
Translate from Turkish to English

Yemek yemek istememe rağmen, yemek yiyecek yeterli zamanımın olmadığını fark ettim.
Translate from Turkish to English

Yağmura rağmen, dışarı çıktım.
Translate from Turkish to English

Şiddetli kara rağmen o geldi.
Translate from Turkish to English

Ona gelmemesini söylememe rağmen geldi.
Translate from Turkish to English

O, çok çalışmasına rağmen bir şey değişmedi.
Translate from Turkish to English

O, babasını öldürdürmesine rağmen onu affetti.
Translate from Turkish to English

O, yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Translate from Turkish to English

Yağmur yağmasına rağmen, herkes iyi vakit geçirdi.
Translate from Turkish to English

Bütün zenginliği ve şöhretine rağmen o mutsuzdur.
Translate from Turkish to English

Körlüğüne rağmen koşmaya karar verdi.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: neredeyiz, büyükanneler, KGB'den, ulaştım, çevirmenim, tercümanım, Babamın, gitmedim, ayrıl, km²'lik.