Turkish example sentences with "mutsuz"

Learn how to use mutsuz in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bütün serveti ve şöhretine rağmen, o mutsuz.

Bazıları mutlu, diğerleri mutsuz.

Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.

Olmayı hayal ettiğimiz kadar mutlu ya da mutsuz değiliz.

O mutsuz insanlarla aynı fikirdeydi.

Biz asla düşündüğümüz kadar çok mutlu, nede mutsuz değiliz.

Biz asla düşündüğümüz kadar mutlu ya da mutsuz değiliz.

Mutsuz geçmişini unutmaya çalışmalısın.

Tom ne hakkında o kadar mutsuz?

Tom Mary'ye John'un niçin çok mutsuz olduğunu sordu.

Tom Mary'yi o kadar mutsuz görmeye dayanamıyor.

Tom Mary'nin ne kadar mutsuz olduğunu bilmiyordu.

O mutsuz görünüyor.

O, mutsuz bir hayat yaşadı.

O, ne hakkında çok mutsuz?

Fakirler her zaman mutsuz değillerdir.

O mutsuz bir hayat yaşıyor.

O mutsuz bir hayat yaşadı.

Onun çok sayıda mutsuz deneyimleri oldu.

Mutsuz olmama rağmen intihar etmeyeceğim.

Niçin mutsuz olduğunu bilmek istiyorum.

Kedisi öldüğünden beri mutsuz.

Mutluluğu aramak seni sadece mutsuz eder.

Tom mutsuz.

Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile mutsuzluğunu kendine göre yaşar.

O kalbini kırdığım insanların kalbini kazanmadan ölürsem mutsuz ölmüş olacağım.

Mutsuz insanlar diğer insanların da mutsuz olmalarını isterler.

Mutsuz insanlar diğer insanların da mutsuz olmalarını isterler.

Ben mutlu karşımdaki mutsuz olursa olmaz ikimizin de evlilik kurumu içinde mutlu olmamız lazım değil mi?

Kimsenin mutsuz olmadığı bir dünya neden olmasın?

Neden mutsuz olduğumu bilmeden beni yargıladınız değil mi?

Daha fazla mutsuz olmak ve mutsuz etmek istemiyorum.

Daha fazla mutsuz olmak ve mutsuz etmek istemiyorum.

Onu mutsuz etmek istemiyorum.

Beni ezerek bana geçmişimi hatırlatarak beni mutsuz etmeye çabalayarak mı beni mutlu etmeye çalıştınız?

Onunla mutsuz bir hayat yaşamaktansa bekar kalmayı tercih ederim.

Onun ölmesine ve mutsuz olmasına engel olmalısınız.

Tom mutsuz görünüyor.

Tüm mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aile kendi yolunda mutsuzdur.

Tom biraz mutsuz.

Tom çok mutsuz.

Tom'un mutsuz olduğunu biliyorum.

Tom Mary'nin mutsuz olduğunu fark etti.

Tom açıkça burada olmaktan mutsuz.

Tom açıkça mutsuz.

Tom Mary'nin mutsuz olduğunu fark etmedi.

Tom Mary'ye niçin mutsuz olduğunu sordu.

Mutsuz olduğuna dair hiçbir fikrim yok.

Tom mutsuz olduğunu düşünüyordu.

Çok mutsuz hissediyorum.

Beni çok mutsuz ettin.

Mutsuz çocukluğu hayata bakışını etkiledi.

Çirkin ve mutsuz bir dünyada, en zengin adam çirkinlik ve mutsuzluktan başka bir şey satın alamaz.

Çok mutsuz ve acı içindeyim.

Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.

O mutsuz görünüyordu.

Tom bunun hakkında mutsuz.

Tom seninle çok mutsuz.

Tom bir şey hakkında her zaman mutsuz görünüyor.

Beni uzun süre mutsuz kıldınız değil mi?

Beni mutsuz kıldın.

Mutluluğumu istiyorsanız, neden beni mutsuz kılmak için elinizden gelen çabayı gösterdiniz?

İnsanları mutsuz görmeye dayanamıyorum.

Mary'yi o kadar mutsuz görmek üzücü.

Tom'un burada mutsuz olduğuna oldukça eminim.

Mutlu ve mutsuz insanlar var.

Gözyaşlarına boğulmuş mutsuz bir kadın, hikayesini anlattı.

Tom'un mutsuz olduğunu düşünüyorum.

Bence Tom mutsuz.

Başarısız insan mutsuz olur.

Mutsuz olduğumu düşünmeni istemiyorum.

Eğer hayatınıza bir çekidüzen vermezseniz kendinizi yaşlı, mutsuz, yalnız, üzgün, şişman, biçare, sarhoş ve beş parasız bir şekilde, yüzüstü kaldırımda yatarken bulursunuz.

Tom'un mutsuz olduğunu biliyor muydun?

Arkadaşımı mutsuz yaptın.

Tom mutsuz olabilir.

Neden mutsuz olduğunu biliyorum.

Tom'u mutsuz yaptın.

Mutsuz olduğunu biliyorum.

Tom hâlâ çok mutsuz.

Neden mutsuz olduğumu biliyor musun?

Tom muhtemelen burada mutsuz olduğumu düşündü.

Tom'un sonuçlar yüzünden mutsuz olacağını biliyordum.

Sonuçlar yüzünden mutsuz olacağını biliyordum.

Sen hiç Tom'un ne kadar mutsuz göründüğünü fark ettin mi?

Gerçekten bu kadar mutsuz oldun mu?

Tom hâlâ mutsuz görünüyor.

Tom mutsuz olan tek kişiydi.

Tom Mary'yi neyin bu kadar mutsuz ettiğini merak ediyordu.

Tom mutsuz görünüyordu.

Tom'a mutsuz olduğumu söyledim.

Tom biraz mutsuz görünüyor.

Birlikteyken yaşadığımız tüm mutsuz zamanları unuturum.

John mutsuz öldü.

Mutsuz olmanı istemiyorum.

Onların mutsuz olmasını istemiyorum.

Onun mutsuz olmasını istemiyorum.

Onun mutsuz olmasını istemiyoruz.

Onları mutsuz ettin.

Onu mutsuz ettin.

Burada mutsuz olduğunu bilmiyordum.

Tom burada mutsuz olduğunu söylediğinde şaşırdım.

Also check out the following words: Roy, sevglisi, aradığında, olur, 1941'de, savaş, başladığında, evine, döndü, toprak.