Turkish example sentences with "okuma"

Learn how to use okuma in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.

Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.

Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.

Onun yüzsüzce meydan okuma hareketi neredeyse hayatına mal oluyordu.

Okuma odasında konuşma.

Tom bir meydan okuma ile karşı karşıya.

Tom'un okuma gözlüklerine ihtiyacı var.

Niçin böyle bir kitabı okuma ihtiyacı duyuyorsun?

Bu odada okuma.

Kitaplar okuma ilginçtir.

Bunun gibi bir kitabı okuma.

O, okuma ve yazma öğretir.

Onun yemeklerde gazete okuma alışkanlığı vardır.

Okuma bir kez kazanıldığında asla kaybolmayan alışkanlık türüdür.

Okuma beni mutlu eder.

Okuma zihni geliştirir.

Mary okuma gözlüğünü kaybetti.

Nadiren okuma için zaman bulabilirim.

Okuma için her zaman vakit bulabiliriz.

Okuma için parlak bir ışığınız var mı?

Fransızca hakkında iyi bir okuma bilgisi var.

Tıp okuma kararını alkışlıyorum.

Tom Mary için mektubu tercüme etsede, o, tercümeyi okuma zahmetine katlanmadı.

Günlüğümü okuma.

Bu bir meydan okuma mı?

Okuma benim tutkum.

Hedef dilde okuma ve dinleme yeteneklerini artırmanın iyi bir yolu okumak ve haber dinlemektir.

Fransızca kelimeler öğrenmek için okuma fişleri kullanırım.

Bu cümleyi okuma.

Okuma gözlüklerimi nereye koydum?

Bu bir meydan okuma olacak.

Meydan okuma iki kişi arasında olur.

Bu bir meydan okuma olur.

Günlüğümü okuma!

Okuma yazma biliyor musun?

Okuma yazma biliyorsun hâlâ sinirleniyorsun.

Öncelikle okuma, yazma öğrenmem gerekli.

Okuma yazma da öğrenmek istiyorum.

Önce okuma yazma, sonra İngilizce ve Fransızca öğrenmem gerekli.

Zayıf ışık altında okuma, gözlerin bozulur.

Okuma yazma öğrenmem gerekiyor.

Babamın kahvaltıdan önce gazete okuma alışkanlığı var.

Genç bir oğlanken, dedektif hikayaleri okuma bağımlısıydım.

Ben okuma yazma bilmeyen biriyim.

Okumak istemiyorsan, o zaman okuma.

Yürürken okuma.

Tatoeba bir mini-LibriVox'tur. O, yüksek sesle büyük ölçekli okuma başlamadan önce sadece yazılması gerekiyor.

O yemek süresince gazete okuma alışkanlığına sahiptir.

Okuma birinin kendi kafası yerine başka birinin kafasıyla düşünmeye eşdeğerdir.

Gerçekten bir meydan okuma istiyorsan, rüzgar sörfünü denemelisin.

Okuma yazma bilmiyor musun?

Cenevre Üniversitesi Kütüphanesi'nin iyi bir okuma salonu vardır.

Ben okuma yazma bilmiyorum.

O tam bir meydan okuma.

Ben okuma gözlüklüğüme bağımlıyım.

Okuma gözlüğünü tak.

Okuma gözlüğünü takma.

Ben okuma gözlüğüme bağımlıyım.

İkinci sınıfta, öğrencilerin temel okuma ve yazma becerilerine sahip olması beklenmektedir.

Ben bir meydan okuma istiyorum.

Tom'un okuma sorunu var.

Okuma ve yazma biliyor musun?

Okuma ve yazma biliyor musunuz?

Hâlâ okuma bilmeyen insanlar var.

Tom okuma yazma bilmez.

Biraz okuma yapacağım.

Tom okuma gözlüğünü çıkardı.

Ben sadece okuma için gözlük takarım.

Bunlar benim okuma gözlüklerim.

Tom okuma gözlüklerini kaybetti.

O bir meydan okuma.

Bu büyük bir meydan okuma.

Yaratıcı bir meydan okuma için hazır mısın?

Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.

Ben okuma güçlüğü çekiyorum.

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmemektedir.

Bir milyar yetişkin, okuma yazma bilmiyor.

Bin milyon yetişkin okuma yazma bilmiyor.

Tom'un okuma yazması yok mu?

Okuma güçlüğü mü çekiyorsun?

Ben meydan okuma için hazırım.

O okuma yazma bilmiyor.

Sağlık kitapları okuma konusunda dikkatli olun. Bir baskı hatasından ölebilirsiniz.

O yemek yerken gazete okuma alışkanlığında.

Çizgi roman okuma genellikle çocukların eğlencesi olarak görülüyor.

Bu bir meydan okuma olmalı.

Okumak istemiyorsan, okuma.

Okumak istemiyorsan, öyleyse okuma.

Bu yıl benim için yeni bir meydan okuma.

Onun yemek yerken gazete okuma alışkanlığı vardır.

Ben aptal değilim! Ben okuma güçlüğü çekenim.

Bu meydan okuma hakkında heyecanlıyım.

Tom yerel eczaneden bir ucuz okuma gözlüğü satın aldı.

Bu ilginç bir meydan okuma olacak.

Hobilerim yemek pişirme ve okuma.

Bu bir meydan okuma olacak!

Bana maval okuma.

Mektubu herkesin önünde okuma.

Ben hızlı okuma kursu aldım ve yirmi dakika içinde Savaş ve Barışı okudum. Bu Rusya'yı içeriyor.

Tom okuma yazma bilmeyen değil.

Bir milyar yetişkin okuma yazma bilmez.

Also check out the following words: Devenin, belini, kıran, son, saman, çöpüdür, Bütün, insanlar, hür, haysiyet.