Learn how to use kalmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
Translate from Turkish to English
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Alain çocukluğuna bağlıdır, her zaman doğum yerinde kalmak istiyor.
Translate from Turkish to English
Daha uzun kalmak zaman kaybıdır.
Translate from Turkish to English
Bunda anonim kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Bu gibi durumlarda sakin kalmak en iyisidir.
Translate from Turkish to English
Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English
Bir hafta boyunca hastanede kalmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Sağlıklı kalmak istediğim için egzersiz yapıyorum.
Translate from Turkish to English
Evde kalmak sıkıcıdır.
Translate from Turkish to English
Akşam yemeğine kalmak ister misiniz?
Translate from Turkish to English
Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.
Translate from Turkish to English
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
Translate from Turkish to English
Sadece sessiz kalmak zorundasın.
Translate from Turkish to English
Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir.
Translate from Turkish to English
Sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.
Translate from Turkish to English
Japonya'da ticari bir otelde kalmak daha az pahalıdır.
Translate from Turkish to English
Hangisini tercih edersin, bir sinemaya gitmek ya da evde kalmak?
Translate from Turkish to English
Tom bugün evde kalmak zorunda mı?
Translate from Turkish to English
Tom'un gerçekten yapmak istediği evde kalmak ve televizyon izlemekti.
Translate from Turkish to English
Canın dışarı çıkmak istiyor mu? Pekala çıkamazsın; Çocukla birlikte her zaman burada kalmak zorundasın.
Translate from Turkish to English
Ben bir süre yatakta kalmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English
Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.
Translate from Turkish to English
Tom amacının geç kalmak olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom üç hafta boyunca hastanede kalmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti o kadar geç kalmak değildi.
Translate from Turkish to English
Tom bu gece adamlarla içmek için dışarı çıkamaz. O evde kalmak ve annesine bakmak zorunda.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary çocukların iyiliği için evli kalmak zorundalar.
Translate from Turkish to English
Ben bir gece kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin kalmak için eve geri döndüğünü duyduğunda kulaklarına güçlükle inandı.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye yardımcı olmak için evde kalmak zorunda değil.
Translate from Turkish to English
Ben burada kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Ben evde kalmak zorundayım.
Translate from Turkish to English
O yatakta kalmak zorunda kaldı.
Translate from Turkish to English
Evde kalmak eğlenceli değildir.
Translate from Turkish to English
Burada kalmak güvenli midir?
Translate from Turkish to English
Burada kalmak daha güvenlidir.
Translate from Turkish to English
Yalnız kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Burası kalmak için çok sıcak.
Translate from Turkish to English
Evde kalmak zorunda değilsin.
Translate from Turkish to English
Tom geç kalmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Artık kalmak istiyor musun?
Translate from Turkish to English
O, kuzeni ile birlikte kalmak için gitti.
Translate from Turkish to English
Fırtınadan dolayı evde kalmak zorunda kaldık.
Translate from Turkish to English
Hastanede kalmak zorunda mıyım?
Translate from Turkish to English
Orada kalmak için onun nedenleri var.
Translate from Turkish to English
O kalmak için buradadır.
Translate from Turkish to English
Tam burada kalmak daha güvenlidir.
Translate from Turkish to English
İçeride kalmak için çok güneşli.
Translate from Turkish to English
Formda kalmak için ne yaparsın.
Translate from Turkish to English
Bütün gün evde kalmak zorundaydılar.
Translate from Turkish to English
Burada kalmak için nedenimiz yok.
Translate from Turkish to English
Bu gece burada kalmak istiyoruz.
Translate from Turkish to English
İki gün yatakta kalmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English
Orada iki gün daha kalmak istedim.
Translate from Turkish to English
Laurie pizzayı çok sevmesine rağmen zayıf kalmak ister.
Translate from Turkish to English
Zayıf kalmak için Laurie'nin uyguladığını sen de uygulamalısın.
Translate from Turkish to English
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
Translate from Turkish to English
Gitmek ya da kalmak senin kararın.
Translate from Turkish to English
Tom bir hafta hastanede kalmak zorundaydı.
Translate from Turkish to English
Sadece yalnız kalmak istediklerini söylediler.
Translate from Turkish to English
Tom seninle dövüşmek zorunda kalmak istemiyor.
Translate from Turkish to English
Şiddetli havalarda, evde kalmak en iyisidir.
Translate from Turkish to English
Bu sabah çok erken kalmak zorunda mıydın?
Translate from Turkish to English
Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır.
Translate from Turkish to English
Niçin bu sıcakta Londra'da kalmak zorundasın?
Translate from Turkish to English
Kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Kalmak için çekinmeyin.
Translate from Turkish to English
Tam havasına girerken, bir trafik kazasının içindeydim ve iki ay hastanede kalmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English
Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
Translate from Turkish to English
Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.
Translate from Turkish to English
Ama sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.
Translate from Turkish to English
Hangi odada kalmak istersiniz?
Translate from Turkish to English
Genç olmak, okula gitmek zorunda kalmak demektir.
Translate from Turkish to English
Sanırım kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Anonim kalmak istiyorsun.
Translate from Turkish to English
Tom kalmak istemedi.
Translate from Turkish to English
Kalmak istemiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom'a yardım etmek için arkada kalmak zorundaydım.
Translate from Turkish to English
Tom'la özel olarak konuşabilmek için arkada kalmak zorundaydım.
Translate from Turkish to English
Evde kalmak için zorlandım.
Translate from Turkish to English
Arkada kalmak zorundaydım.
Translate from Turkish to English
Tom kalmak zorunda.
Translate from Turkish to English
Barıştıysak eğer, artık yalnız kalmak hoşuma gitmiyor.
Translate from Turkish to English
Her daim genç kalmak güzel olur.
Translate from Turkish to English
Kalmak zorundayız.
Translate from Turkish to English
Ben daima senin yanında kalmak isterim.
Translate from Turkish to English
Kalmak ve izlemek istiyorum.
Translate from Turkish to English
Bu konuda anonim kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Sessiz kalmak için akıllı olabilirsin.
Translate from Turkish to English
Kalmak isteyenler kalabilirler.
Translate from Turkish to English
Eve gitmek ve ofiste işte kalmak arasında tereddüt etti.
Translate from Turkish to English
Olduğumuz gibi kalmak istiyoruz.
Translate from Turkish to English
Sessiz kalmak için Dasein'in söyleyecek bir şeyi olmalı.
Translate from Turkish to English
Sessiz kalmak amaçsız konuşmaktan daha iyidir.
Translate from Turkish to English
Gerçekten burada kalmak istemiyorsun, değil mi?
Translate from Turkish to English
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
Translate from Turkish to English
Tom, seninle kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Evde kalmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Geç kalmak istemeyiz.
Translate from Turkish to English
Geç kalmak istemiyoruz.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: akıllı, arabayla, Susuz, yaşayamazsın, deneyimli, Bilmeliyiz, bileceğiz, çocuğun, annesi, sunucu.