Turkish example sentences with "fotoğraf"

Learn how to use fotoğraf in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Fotoğraf çekmekten hoşlanırım.

Ben bu fotoğraf makinesini istiyorum.

Fotoğraf çekmeyi seviyor.

Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraf gösterdiler.

Bu yeni bir fotoğraf mı?

Ben fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum.

Fotoğraf çekmemelisiniz.

Burada fotoğraf çekebilir miyim?

Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.

Onun gösterdiği fotoğraf onun hikayesine renk kattı.

Bu fotoğraf Nara'da çekilmiştir.

Bu fotoğraf küçük bir gıda mağazası sahibi olan bir adamı gösteriyor.

Tom bize bu müzede fotoğraf çekmek için izin verilmediğini söyledi.

Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum

Bu kitap kırk fotoğraf içerir.

O ciddi olarak fotoğraf çekti.

Tom fotoğraf makineleri hakkında bir kitap satın aldı.

Tom geçen ay yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

Tom yeni bir fotoğraf makinesi aldı bu yüzden eski olanını sattı.

Tom yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

Tom fotoğraf makinesini benimki için ödediğimden daha azına satın aldı.

Benim yeni bir fotoğraf makinem var.

Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.

Benim fotoğraf makinem sugeçirmez.

Fotoğraf çekmek istiyorum.

Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.

İşte onların fotoğraf albümü.

Ben çok fotoğraf çekmedin.

O, fotoğraf çekmede iyidir.

O çok sayıda fotoğraf çekmedi.

Bana fotoğraf albümünü gösterir misin?

Bu fotoğraf çocukluk hatıralarımı yeniden canlandırdı.

Ben bir fotoğraf meraklısı değilim.

O, son zamanlarda çekilmiş bir fotoğraf mıdır?

Bana fotoğraf albümünü gösterdi.

Festivalle ilgili fotoğraf çekmedi.

Burada fotoğraf çekmek yasaktır.

Fotoğraf çekmekle ilgileniyorum.

Bu kitap çok sayıda fotoğraf içerir.

Tom Mary'ye fotoğraf albümünü gösterdi.

Çift fotoğraf için poz verdi.

Önceki gün bir fotoğraf makinesi kaybetmiştim.

Japonya çok sayıda iyi fotoğraf makineleri üretir.

Kızım için yeni bir fotoğraf makinesi alacağım.

Fotoğraf çekmek için parka gittik.

Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.

Tom bana fotoğraf albümüne baktırdı.

"Burada fotoğraf çekebilir miyim?" "Sadece dışarıda."

Fotoğraf çekebilir miyim?

Fotoğraf makinesine gülümseyin lütfen!

Fotoğraf makinen var mı?

Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.

Benim fotoğraf makinemi mi kullandın?

Benim fotoğraf makinemi kullandın mı?

Bu yer fotoğraf çekmek için çok gölgeli.

Bu fotoğraf kimin?

Bu fotoğraf bütün albümümden en güzeli.

Çok fotoğraf çekerim.

Bugün Tom ile fotoğraf çekimi yapıyorum.

333 genelde fotoğraf çekilirken söylenen bir sayıdır.

Bu Tom'un fotoğraf albümü.

Flaşlı fotoğraf çekmek bu noktadan itibaren yasak.

Lütfen bana fotoğraf albümünü gösterir misin?

Burada fotoğraf çekebilir miyiz?

Burada fotoğraf çekmek için iznimiz var mı?

Tom karton kutuya uzandı ve bir fotoğraf albümü çıkardı.

Mary çantasına uzandı ve bir fotoğraf çıkardı.

Bu fotoğraf üç yıl önce Boston'da çekildi.

Bu fotoğraf üç yıl önce çekildi.

Tom kamerasını çıkardı ve fotoğraf çekmeye başladı.

Tom Boston'da bir sürü fotoğraf çekti.

Lütfen bana iki fotoğraf makinesinden hangisinin daha iyi olduğunu söyle.

Bu fotoğraf arkadaşımdan çalındı.

Fotoğraf USB çubuğunda.

Başka bir fotoğraf da çektin mi?

Pasaportumdaki fotoğraf çok yeni.

Aslında kameramı ihmal etmedim. Sadece fotoğraf çekmek istemedim.

Bu fotoğraf, çocukluğumun birçok mutlu anısını hatırlattı.

Düğünde fotoğraf çektin değil mi?

Fotoğraf çekmeyi seversin,değil mi?

Tom fotoğraf çekmeyi sever.

Tom fotoğraf çekmekten hoşlanır.

Biraz fotoğraf çekelim.

Fotoğraf çekebilir misin?

Neredeyse hiç fotoğraf çekmedim.

Sana bir fotoğraf yolluyorum.

Bu eski bir fotoğraf.

Bu fotoğraf makinesinin garantisi 5 senedir.

Fotoğraf çekmek için yaptığın tüm şey şu butona basmaktır.

Yeni bir fotoğraf makinesi alacağım ama bu sefer dijital olanından.

Facebook'ta fotoğraf göndermeyi sevmiyorum.

Bir fotoğraf çekebilir miyim?

Şu fotoğraf makinesini alıp bana ver, ki ona bakabileyim.

Burada bir fotoğraf çekelim mi?

Tom, Boston'da fotoğraf makinesini kaybetti.

Tom, fotoğraf makinesini Boston'da kaybetti.

Yeni dijital fotoğraf makinemi nasıl kullanacağımı hemen öğrenmek istiyorum.

Fotoğraf onun favori eğlencesidir.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en kötü vesikalık fotoğraf.

Fotoğraf çektim.

Sana bir fotoğraf gönderdim.

Also check out the following words: Kalbim, ölen, acıdı, gitmeden, görmek, yazan, zamana, kardeşim, izliyor, bankada.