Turkish example sentences with "kaldığını"

Learn how to use kaldığını in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.

Tom Mary'ye neden geç kaldığını sordu.

Tom Mary'nin niçin o kadar geç kaldığını merak etti.

Tom Mary'ye sonunda onu yapmadan önce kaç kez odasını temizlemesini söylemek zorunda kaldığını merak etti.

Tom Mary'nin nasıl zayıf kaldığını bilmediğini söylüyor.

Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.

Tom Mary'nin nerede kaldığını biliyor.

Tom niçin geç kaldığını açıklaması gerektiğini hissetti.

Tom neden geç kaldığını açıkladı.

Tom'un nerede kaldığını biliyor musunuz?

Tom'un niçin her zaman geç kaldığını anladım.

Tom'un niçin geç kaldığını sana söyleyemem.

Onun neden geç kaldığını merak ediyorum.

Onun niçin geç kaldığını bilmiyorum.

O, niçin geç kaldığını ona açıkladı.

John'un her zaman okula niçin geç kaldığını merak ediyorum.

Niçin geç kaldığını bana tekrar söyler misin?

O, partiye niçin geç kaldığını ona açıkladı.

Niçin geç kaldığını açıklayabilir misin?

Nerede kaldığını bana bildir.

Tom Mary'nin niçin geç kaldığını bilmiyor.

Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.

Bay Inoue'nin o otelde kaldığını duydum.

Bu otelde kaldığını bilmiyordum.

Eminim, Tom senin geç kaldığını bile fark etmedi.

Ne kaldığını gördüm.

Tom'un niçin geç kaldığını anlamıyorum.

Tom'un nerede kaldığını bilmiyorum.

Tom'un niçin geç kaldığını sordum.

Cennetten bir Ruhun bir güvercin olarak geldiğini ve onda kaldığını gördüm.

Ruhun geldiğini ve kaldığını gördüğün adam Kutsal Ruhla vaftiz edecek olandır.

Ne kadar zamanımız kaldığını düşünüyorsun?

Tom ne kadar şarap kaldığını görmek için şişeyi kaldırdı.

Tom neden geç kaldığını söylemedi.

Tom'un niçin geç kaldığını düşünüyorsun?

Tom'un nerede kaldığını söyledin?

Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum.

Tom neden geç kaldığını kimseye söylemedi.

Tom, ne kadar yolumuz kaldığını biliyor musun?

Tom'a neden geç kaldığını sordun mu?

Tom neden geç kaldığını hiç sana söyledi mi?

Tom Mary'nin neden Boston'da kaldığını merak ediyordu?

Tom Mary'nin işini neden bırakmak zorunda kaldığını anlayamadı.

Tom neden geç kaldığını bana söylemedi.

Tom Mary'nin geç kaldığını umursuyor gibi görünmüyordu.

Tom'un neden her zaman geç kaldığını merak ettin mi?

Tom bu sabah geç kaldığını söyledi.

Tom bir yabancıyla bir otel odasını paylaşmak zorunda kaldığını söyledi.

Tom neden geç kaldığını Mary'ye söyledi.

Bana nerede kaldığını bildir, tamam mı?

Tom yapmak istemediği bazı şeyleri yapmak zorunda kaldığını söyledi.

Tom'un bütün gece nasıl ayakta kalabildiğini ve sonra işte nasıl uyanık kaldığını anlamıyorum.

Onun size kaldığını söylüyorlar.

Tom Mary'nin neden geç kaldığını merak ediyordu.

Tom'un neden geç kaldığını merak ediyorum.

Trenin neden geç kaldığını merak ediyorum.

Otobüsün neden geç kaldığını merak ediyorum.

Dolapta ne kaldığını merak ediyorum.

Tom Mary'nin neden geç kaldığını biliyordu.

Tom'un neden geç kaldığını biliyorum.

Tom neden geç kaldığını asla açıklamadı.

Tom neden geç kaldığını bana söyledi.

Neden geç kaldığını bilmek istiyorum.

Tom otobüsünün geç kaldığını söyledi.

Neden geç kaldığını Tom'a söyledin mi?

Tom bir tane kaldığını söyledi.

Birkaç dakika kaldığını biliyorum ama işte nerede buluşabileceğimize dair birkaç öneri.

Tom pazartesi günü dişçiye gitmek zorunda kaldığını söyledi.

Tom saatine baktı ve öğle yemeği vaktine sadece beş dakikası kaldığını gördü.

Fazla ömrüm kaldığını sanmıyorum.

Tom'un fazla ömrü kaldığını sanmıyoruz.

Tom'un yatakta kaldığını gör.

2.30'a kadar kaldığını söylediğini düşündüm.

Tom kesinlikle ağzı açık kaldığını söylüyor.

Tom Mary'ye neden böyle geç kaldığını sordu.

Tom Mary'ye neden onun partisine geç kaldığını söyledi.

Tom'un evinde kaldığını düşündüm.

Akşam yemeği için kaldığını umuyorum.

Kaldığını umuyorum.

Tom'un nerede kaldığını biliyor muydun?

Tom'un hayatta kaldığını umuyorum.

Onun nefes nefese kaldığını duydum.

Tom kaldığını oteldeki hizmetten memnun değildi.

Tom neden geç kaldığını kesinlikle bana söylemez.

Kaç işi kaldığını görelim.

Tom karısına geç saatlere kadar çalışmak zorunda kaldığını söyledi.

Tom'un neden geç kaldığını bilmiyorum.

Tom'un nasıl hayatta kaldığını düşünüyorsun?

Dün gece yine geç vakte kadar çalışmak zorunda kaldığını görüyorum.

Mary'nin neden gitmek zorunda kaldığını anlamak için muhtemelen çok gençsin.

O neden geç kaldığını açıkladı.

Savaş kimin haklı olduğuna belirlemez- sadece kimin kaldığını.

O, Mary'ye neden onun doğum günü için geç kaldığını açıkladı.

Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.

Tom'a neden geç kaldığını soralım.

Tom Mary'nin neden geç kaldığını bilmiyordu.

Tom'un neden geç kaldığını öğrendim.

Ben bir çocukken, annemin erkek kardeşimin eve gelmesini beklerken bütün gece uyanık kaldığını hatırlıyorum.

Tom neden geç kaldığını Mary'ye söylemedi.

Leyla, Sami'yi öldürmek zorunda kaldığını söyledi.

Tom onu yapmak zorunda kaldığını söyledi.

Also check out the following words: Tanıştığımıza, memnun, oldum, Yakında, baba, çoğunluğu, değişimi, duyamazlar, Kredi, kartıyla.