Turkish example sentences with "hoşlanmaz"

Learn how to use hoşlanmaz in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.

O, bu konserden hoşlanmaz.

Tom peynirden hoşlanmaz.

Tom evinde koyu renklerden hoşlanmaz.

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.

Tom şiddet filmlerini izlemekten hoşlanmaz.

Tom istenmemiş tavsiyeden hoşlanmaz.

Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.

Tom bu tür filmden hoşlanmaz.

Tom ne yapacağının söylenilmesinden hoşlanmaz.

Tom tuvalet kapağını açık bıraktığında Mary bundan hoşlanmaz.

Tom bundan hoşlanmaz.

O, tenisten hoşlanmaz.

Babam müzikten hoşlanmaz.

Hiç kimse kendisine gülünmesinden hoşlanmaz.

Tom pokerden hiç hoşlanmaz.

Tom burada çalışmaktan hoşlanmaz.

Tom klasik müzikten hoşlanmaz.

Tom pokerden çok hoşlanmaz.

Tom rahatsız edilmekten hoşlanmaz.

Tom evde kalmaktan hoşlanmaz.

Tom saat takmaktan hoşlanmaz.

Tom hata yapmaktan hoşlanmaz.

Tom hava yoluyla seyahat etmekten hoşlanmaz.

Annem benim TV izlememden hoşlanmaz.

Kimse herkesin önünde alay edilmekten hoşlanmaz.

Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.

O ondan hoşlanmaz.

Tom senin vasat erkeğin değil. O birçok erkeklerin hoşlandığı şeylerden hoşlanmaz ve birçok erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmaktan hoşlanmaz.

Tom senin vasat erkeğin değil. O birçok erkeklerin hoşlandığı şeylerden hoşlanmaz ve birçok erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmaktan hoşlanmaz.

Bill babasının çok sigara içmesinden hoşlanmaz.

Tom her gün küçük ofisinde tıkılı kalmaktan hoşlanmaz.

Tom sigara içen insanlarla takılmaktan hoşlanmaz.

Tom bir kedi ve kediler suya girmekten hoşlanmaz.

Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.

Hayır. O, sudan hoşlanmaz!

Tom hiçbirimizden hoşlanmaz.

Tom bundan çok fazla hoşlanmaz.

Tom yüzme turlarından gerçekten hoşlanmaz.

Halkın önünde konuşmaktan hoşlanmaz.

Kedim ıslanmaktan hoşlanmaz.

Birçok çocuk ıspanak yemekten hoşlanmaz.

Tom siyaset hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.

Tom soğan yemekten hoşlanmaz.

O, vanilyadan hoşlanmaz.

Tom Boston'da yaşamaktan hoşlanmaz.

Mary benden hoşlanmaz.

O, şehir merkezinde yaşamaktan hoşlanmaz.

Tom bekletilmekten hoşlanmaz.

İnsanlar ona hayır dediğinde Tom bundan hoşlanmaz.

Geç kalırsan Tom bundan hoşlanmaz.

Dan benden de hoşlanmaz.

Tom kavga etmekten hoşlanmaz.

Hiç kimse, tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalışan tiplerden hoşlanmaz.

Tom risk almaktan hoşlanmaz.

Tom aptal denilmesinden hoşlanmaz.

Tom politikadan hoşlanmaz.

Tom, sigara içilmesi yasak yerlerde sigara içen insanlardan hoşlanmaz.

Tom kirli giysilerini yere bıraktığında Mary bundan hoşlanmaz.

Tom ne zaman yatacağının söylenmesinden hoşlanmaz.

Tom odasının temizlenmesinin söylenmesinden hoşlanmaz.

Dakik olmayan insanlardan hoşlanmaz.

Tom spor hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.

"Peki Mary'den hoşlanıyor musun?" "Hoşlanmaz olur muyum? O inanılmaz bir kadın."

Tom onun hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.

Tom kesinlikle Mary'den hoşlanmaz.

O, losyondan hiç hoşlanmaz.

Onlardan hiçbiri benden hoşlanmaz.

Benim on iki yaşındaki oğlum beyzbol oynamaktan hoşlanmaz.

Mary, Tom'a benzeyen erkeklerden hoşlanmaz.

Tom bu tür bir şey hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.

Tom sorunları hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.

Mary, Tom gibi düşünen erkeklerden hoşlanmaz.

Mary, Tom gibi konuşan erkeklerden hoşlanmaz.

Mary, Tom gibi yılda 100.000 dolardan az kazanan erkeklerden hoşlanmaz.

Mary, Tom gibi davranan erkeklerden hoşlanmaz.

Emet o kadından hoşlanmaz.

Tom paylaşmaktan hoşlanmaz.

Tüm Almanlar bira içmekten hoşlanmaz.

Liisa yılanlardan hoşlanmaz.

Tom satrançtan hoşlanmaz.

Annem egzersiz yapmaktan hoşlanmaz.

Öğretmenimiz, ders anlatırken öğrencilerinin soru sormasından hoşlanmaz.

Annem televizyon izlemekten hoşlanmaz.

Annem televizyondan hoşlanmaz.

Tom poker oynamaktan hiç hoşlanmaz.

Tom araba kullanmaktan hoşlanmaz ki.

Hiç kimse para kaybetmekten hoşlanmaz.

O ne zaman olursa olsun, bir otobüse binmekten hoşlanmaz.

Tom balık tutmaktan hoşlanmaz.

Mary yalnız uyumaktan hoşlanmaz.

Birçok üniversite fakültesi üniversite başkanından hoşlanmaz.

O, okul müdüründen hoşlanmaz.

O, futboldan hoşlanmaz.

Tom kendini tekrarlamaktan hoşlanmaz.

Tom duygularıyla ilgili konuşmaktan hoşlanmaz.

O, çalışmaktan hoşlanmaz.

Tom duygulardan konuşmaktan hoşlanmaz.

Sana bunu söylemekten nefret ediyorum ama Tom gerçekten senden hoşlanmaz.

O, okula gitmekten hoşlanmaz.

Çoğu insan bundan hoşlanmaz.

Also check out the following words: nedense, geceleri, hissediyorum, Ummak, strateji, değildir, Amcamlarda, yedik, dolara, Merhaba.