Learn how to use ki in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
Translate from Turkish to English
John o kadar sesli konuştu ki ikinci kattan bile duyabildim.
Translate from Turkish to English
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
Translate from Turkish to English
Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.
Translate from Turkish to English
Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
Translate from Turkish to English
İyi ki doğdun Muiriel!
Translate from Turkish to English
Büyük bir hataydı ki, o caydı.
Translate from Turkish to English
İyi ki doğdun!
Translate from Turkish to English
"İngilizce ödevime yardım edecek misin?" "Tabii ki de."
Translate from Turkish to English
Tabii ki, Rusya da tüm devlet özniteliklerine sahiptir.
Translate from Turkish to English
Görünen o ki kız başarısız oldu.
Translate from Turkish to English
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
Translate from Turkish to English
Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
Translate from Turkish to English
Nasıl çalışmadan borçlarımı ödeyebilirim ki!
Translate from Turkish to English
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Translate from Turkish to English
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
Translate from Turkish to English
Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:"Sen kedi çalıyorsun!".
Translate from Turkish to English
Korkarım ki koliyi hatalı şekilde adresledim.
Translate from Turkish to English
Öyle bir patlamaydı ki çatı uçtu.
Translate from Turkish to English
Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik.
Translate from Turkish to English
Öyle görünüyor ki sen Hindistanlısın.
Translate from Turkish to English
Tabii ki sana yardım edeceğim.
Translate from Turkish to English
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
Translate from Turkish to English
Babam o kadar yaşlı ki çalışamaz.
Translate from Turkish to English
Michelangelo Sistine Kilisesinin tavanına bazı figürler çizebilsin diye, Shakespeare bazı konuşmaları ve Keats şiirlerini yazabilsin diye, bana öyle geliyor ki sayısız milyonlarcasının yaşamış olmalarına ve acı çekmiş olmalarına ve ölmüş olmalarına değer.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki yanında sadece beş dolar vardı.
Translate from Turkish to English
İyi ki doğdun, Muiriel!
Translate from Turkish to English
Tom işle o kadar doluydu ki yemek yemeyi unutacaktı.
Translate from Turkish to English
Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni fark etmedi.
Translate from Turkish to English
Konuşması o kadar uzun zaman sürdü ki bazı insanlar uyumaya başladı.
Translate from Turkish to English
Bahse girerim ki sen sapıkça bir şey düşünüyordun.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki neredeyse hiç Almanca konuşamıyorum.
Translate from Turkish to English
Linda'nın hayal kırıklığı öylesine fazlaydı ki gözyaşlarına boğuldu.
Translate from Turkish to English
Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır.
Translate from Turkish to English
Tom her zaman öyle kısık sesle konuşur ki ne söylediğini ben zar zor anlayabiliyorum.
Translate from Turkish to English
O kadar korktular ki bir santim hareket edemediler.
Translate from Turkish to English
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
Translate from Turkish to English
O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum.
Translate from Turkish to English
O kadar fakir doğdu ki hiç okul eğitimi almadı.
Translate from Turkish to English
O kadar yorgunum ki ders çalışamıyorum.
Translate from Turkish to English
" O tekrar olmayacak. "Fortunatus kendi kendine söyledi, ve tekrar birbirlerine at sürmeye başladılar. Bu defa Fortunatus'un mızrağı düşmanına o kadar güçlü rastladı ki o atından bir top gibi uçtu ve yerde ölü yatıyordu.
Translate from Turkish to English
Bana öyle geliyor ki biz onu yanlış anlıyoruz.
Translate from Turkish to English
Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
Translate from Turkish to English
Korkarım ki o, ricamı geri çevirecek.
Translate from Turkish to English
Korkarım ki paydos etmek zorunda kalacağım.
Translate from Turkish to English
Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
Translate from Turkish to English
Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki o yatakta hastaydı.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki o, temelli gitti.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki, onu yanınızda getiremezsiniz.
Translate from Turkish to English
O gitar o kadar pahalı ki onu satın alamam.
Translate from Turkish to English
Ben çocukla konuştum, ki o kızdan daha yaşlı görünüyordu.
Translate from Turkish to English
O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar.
Translate from Turkish to English
O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
Translate from Turkish to English
Çorba o kadar çok sıcak ki onu içemem.
Translate from Turkish to English
Korkarım ki iyi bir aşçı değilim.
Translate from Turkish to English
Tabii ki caz müziğine aşina idi.
Translate from Turkish to English
Öyle yorgunum ki!
Translate from Turkish to English
O kadar heyecanlıydım ki uyuyamadım.
Translate from Turkish to English
Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
Translate from Turkish to English
Gerçek şu ki, biz hava olmadan yaşayamayız.
Translate from Turkish to English
Gerçek şu ki onun babası işten dolayı New York'ta yalnız yaşıyor.
Translate from Turkish to English
O, inanıyorum ki, sözünün adamıdır.
Translate from Turkish to English
O öyle büyük bir sanatçı ki hepimiz ona hayranız.
Translate from Turkish to English
Farz et ki işten atıldın, ilk olarak ne yaparsın?
Translate from Turkish to English
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
Translate from Turkish to English
İkizler o kadar benziyorlardı ki birbirinden ayırt etmek zordu.
Translate from Turkish to English
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt edemiyorum.
Translate from Turkish to English
Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English
Bir insanın hayatında beş trajedi vardır. Ne yazık ki, onların hangileri olduğunu bilmiyorum.
Translate from Turkish to English
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English
Tren o kadar kalabalıktı ki Osaka'ya giden bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda bırakıldık.
Translate from Turkish to English
Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Translate from Turkish to English
Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.
Translate from Turkish to English
Tabii ki!
Translate from Turkish to English
Otobüs o kadar kalabalıktı ki istasyona kadar ayakta tutuldum.
Translate from Turkish to English
O kadar çok işim var ki, bir saat daha kalacağım.
Translate from Turkish to English
O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık.
Translate from Turkish to English
Neyse ki o ölmedi.
Translate from Turkish to English
Kitaplar o kadar değerliydi ki onlara büyük bir titizlikle bakıldı.
Translate from Turkish to English
Bu geyik türlerinin yakalanması o kadar zor ki yabanda şu ana kadar sadece iki tanesinin resmi çekildi.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki telefon bozuk.
Translate from Turkish to English
Neyse ki, seni konuşturdum.
Translate from Turkish to English
O kadar yorgunum ki eve varır varmaz yatacağım.
Translate from Turkish to English
Bu o kadar ağır bir kutu ki onu taşıyamam.
Translate from Turkish to English
Adam bana kim olduğumu sordu. Ki bu soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmedim.
Translate from Turkish to English
Korkarım ki sana bir yük olacağım.
Translate from Turkish to English
Neyse ki Tom, Mary'yi görmedi.
Translate from Turkish to English
Gerçek şu ki, ben bir yazar olmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Gerçek şu ki, Ellen seni dünyalar kadar sevdi.
Translate from Turkish to English
Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
Translate from Turkish to English
Korkarım ki bir hata yapacak.
Translate from Turkish to English
Ne yazık ki çakma kapıların modası geçiyor.
Translate from Turkish to English
Sabah güneşi o kadar parlak ki ben onu göremiyorum.
Translate from Turkish to English
Hiçbir kuş gereğinden çok yükseğe uçmaz, eğer ki kendi kanatlarıyla uçuyorsa.
Translate from Turkish to English
Tom, ki o naziktir, benim için herhangi bir şey yapmaktan memnunu olacaktır.
Translate from Turkish to English
Tom işine o kadar daldı ki yemek yemeği unuttu.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: eşitlikle, olmalıdır, ihtimam, haizdir, evlilik, doğsunlar, korunmadan, faydalanırlar, kendisi, gerekse.