Learn how to use yoktu in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
Translate from Turkish to English
Beklemekten başka çare yoktu.
Translate from Turkish to English
Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
Translate from Turkish to English
Son hafta 5 öğrenci sınıfta yoktu.
Translate from Turkish to English
Onun parası yoktu ve herhangi bir yiyeceği alamıyordu.
Translate from Turkish to English
Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
Translate from Turkish to English
Odada hiç kimse yoktu.
Translate from Turkish to English
Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.
Translate from Turkish to English
Başka seçeneğim yoktu.
Translate from Turkish to English
İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English
Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.
Translate from Turkish to English
Onların iyi bir ekipmanı yoktu.
Translate from Turkish to English
Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
Translate from Turkish to English
Ona hayran olmayan hiç kimse yoktu.
Translate from Turkish to English
Çiti boyamama gerek yoktu.
Translate from Turkish to English
Onun hastalığını tedavi edebilecek herhangi bir doktor yoktu.
Translate from Turkish to English
Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.
Translate from Turkish to English
Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
Translate from Turkish to English
Erken ilkbahardı, bu yüzden çok sayıda müşteri yoktu.
Translate from Turkish to English
Genç mühendisin deneyimi yoktu.
Translate from Turkish to English
O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
Translate from Turkish to English
Tom'un gayrimenkulunu bana bırakacağı konusunda bir fikrim yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
Translate from Turkish to English
Bu kadar erken gelmene gerek yoktu.
Translate from Turkish to English
Acele etmene gerek yoktu.
Translate from Turkish to English
Annemin elmas yüzüğünü satmaktan başka seçeneği yoktu.
Translate from Turkish to English
Onun için beklemekten başka yapacak bir şey yoktu.
Translate from Turkish to English
Evde kimse yoktu.
Translate from Turkish to English
O, hastalık nedeniyle okulda yoktu.
Translate from Turkish to English
O, hastalık nedeniyle yoktu.
Translate from Turkish to English
Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
Translate from Turkish to English
O günlerde Japonya'da hiç radyo yoktu.
Translate from Turkish to English
O zamanlar hiç radyo yoktu.
Translate from Turkish to English
Adada hiçbir yaşam belirtisi yoktu.
Translate from Turkish to English
Konuyu ona bırakmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
Translate from Turkish to English
Cenazeyi ona teslim etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yoktu.
Translate from Turkish to English
Onun memleketi terk etme düşüncesi yoktu.
Translate from Turkish to English
Çok trafik yoktu.
Translate from Turkish to English
Bir barış anlaşması üzerinde anlaşmak için İngiltere'nin hiç acelesi yoktu.
Translate from Turkish to English
Amerika Birleşik Devletleri'nin İngiltere ile hiçbir ticari bir anlaşması yoktu.
Translate from Turkish to English
Onun iş bulma şansı yoktu.
Translate from Turkish to English
Kapıyı açtığında TV dan başka açık bir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English
Olay yerinde bulunduğuna dair ona karşı herhangi bir kanıt yoktu.
Translate from Turkish to English
Bahçede hiç gül yoktu.
Translate from Turkish to English
Kapıya kadar onunla ilgilenmene gerek yoktu.
Translate from Turkish to English
Aşağı baktım ve kesinlikle söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un tek başına oraya gitmek için cesareti yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu.
Translate from Turkish to English
Onun yaptığında hiçbir kötü niyet yoktu.
Translate from Turkish to English
Bahçede kimse yoktu.
Translate from Turkish to English
Bizim çok fazla sorunumuz yoktu.
Translate from Turkish to English
Ne insanlar gördüm elbiseleri yoktu, ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu.
Translate from Turkish to English
Ne insanlar gördüm elbiseleri yoktu, ne elbiseler gördüm içinde insan yoktu.
Translate from Turkish to English
Bizim neredeyse kahvaltı için zamanımız yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un hastalığından dolayı hiç iştahı yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un öfkelenmek için hiçbir nedeni yoktu.
Translate from Turkish to English
O tekrar tekrar kapıyı çaldı, ama cevap yoktu.
Translate from Turkish to English
O, sorunu çözmek için çalıştı, ama şansı yoktu.
Translate from Turkish to English
Bu yıl haziran ayında çok yağmurlu günler yoktu.
Translate from Turkish to English
Ordunun Harpers Ferry yakınında hiç adamı yoktu.
Translate from Turkish to English
Ülkenin liderlerinin hiçbir seçeneğim yoktu.
Translate from Turkish to English
Yiyecek almak için hiçbir yer yoktu.
Translate from Turkish to English
Böylesine büyük bir ev almana gerek yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom son dilim ekmeği yedi bu yüzden Mary'nin yiyecek bir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
Translate from Turkish to English
Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary geri dönünceye kadar beklemeye niyeti yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un asla Mary'yi tekrar görmeye niyeti yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary'nin ona yapmasını söylediğini yapmaktan başka şansı yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary'ye ateş edecek cesareti yoktu.
Translate from Turkish to English
Malzemelerde hiçbir sorun yoktu.
Translate from Turkish to English
Lee'nin artık Petersburg'daki askerlerini ikmal edecek bir yolu yoktu.
Translate from Turkish to English
Kongre'nin parası yoktu.
Translate from Turkish to English
Yeniden yapmak için hiç para yoktu.
Translate from Turkish to English
Güneylilerin yeniden inşa etmek için hiç parası yoktu.
Translate from Turkish to English
Savaş Kongresi'nin hiç parası yoktu.
Translate from Turkish to English
Ailesinin çok parası yoktu.
Translate from Turkish to English
Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.
Translate from Turkish to English
Birçok Amerikalı'nın işi yoktu.
Translate from Turkish to English
Amerikalıların sadece savaşmak için herhangi bir arzusu yoktu.
Translate from Turkish to English
Yolda başka hiç kimse yoktu.
Translate from Turkish to English
Altın alanlarında çok sayıda doktor yoktu.
Translate from Turkish to English
Onların gidecek yeri yoktu.
Translate from Turkish to English
Onların yeteri kadar altını yoktu.
Translate from Turkish to English
Düne kadar haberim yoktu.
Translate from Turkish to English
Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
Translate from Turkish to English
Yanımda bir şemsiye almama gerek yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom asla vazgeçmek istemedi fakat seçeneği yoktu.
Translate from Turkish to English
Son otobüsü yakalamak için yeterince zaman yoktu.
Translate from Turkish to English
Çok zamanım yoktu bu yüzden makaleye sadece göz gezdirdim.
Translate from Turkish to English
Yeteri kadar zamanım vardı, bu yüzden acele etmeme gerek yoktu.
Translate from Turkish to English
Geleceğin hakkında fikrim yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom meşguldü ve öğle yemeği yeme fırsatı yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un söyleyecek bir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un dün yiyecek bir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un dün içecek bir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un yapacak bir şeyi yoktu, bu yüzden eve gitti.
Translate from Turkish to English
Tom'un dün yapacak bir şeyi yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un hırsızlıkla bir ilgisi yoktu.
Translate from Turkish to English
Tom'un çocuk kaçırmakla ilgisi yoktu.
Translate from Turkish to English