Turkish example sentences with "yaşlı"

Learn how to use yaşlı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam "Kedi mi?" diye sordu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.
Translate from Turkish to English

Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.
Translate from Turkish to English

Annem babamdan daha yaşlı.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam yalnız yaşıyor.
Translate from Turkish to English

Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü.
Translate from Turkish to English

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.
Translate from Turkish to English

O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
Translate from Turkish to English

Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir adam ağacın gölgesinde dinleniyordu.
Translate from Turkish to English

Bu mektup yaşlı bayanadır.
Translate from Turkish to English

O şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
Translate from Turkish to English

Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
Translate from Turkish to English

Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.
Translate from Turkish to English

Ben yaşlı bir adamı arıyorum.
Translate from Turkish to English

Karşıya geçen yaşlı bayanı izledim.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam doksanın üzerinde.
Translate from Turkish to English

Babam o kadar yaşlı ki çalışamaz.
Translate from Turkish to English

Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
Translate from Turkish to English

O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
Translate from Turkish to English

O olayı hatırlaman için çok yaşlı olmana gerek yok.
Translate from Turkish to English

Tom yaşlı bir köpeğe yeni hileler öğretemeyeceğinizi her zaman bize söyledi.
Translate from Turkish to English

Ken Seiko'dan daha yaşlı.
Translate from Turkish to English

Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
Translate from Turkish to English

Hiç kimse öğrenmek için çok yaşlı değildir.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam çok nazik.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adama bir araba çarptı ve derhal hastaneye götürüldü.
Translate from Turkish to English

Tom, yaşlı bir kadınla evlendi.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam hızlı bir koşuşturmayla yola çıktı.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir adam geldi ve Lincoln'la tokalaştı.
Translate from Turkish to English

Ben çocukla konuştum, ki o kızdan daha yaşlı görünüyordu.
Translate from Turkish to English

Ben otuzlu yaşlarda aptal yaşlı bir hizmetçiyim.
Translate from Turkish to English

O bir araba sürecek kadar yaşlı.
Translate from Turkish to English

Siz yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz.
Translate from Turkish to English

Sanki yaşlı bir adammış gibi, niçin onun hakkında konuşuyorsun?
Translate from Turkish to English

Yaşlı ayı derin uykuda.
Translate from Turkish to English

O, yaşlı annesine baktı.
Translate from Turkish to English

O yaşlı bir bayana yer açtı.
Translate from Turkish to English

O, yaşlı bir adamın yolu geçmesine yardım etti.
Translate from Turkish to English

O, yaşlı adamı odasına götürdü.
Translate from Turkish to English

O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.
Translate from Turkish to English

O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.
Translate from Turkish to English

Tom yaşlı bir bayana koltuğunu verdi.
Translate from Turkish to English

Jane'nin hayali kendine yaşlı ve zengin bir sevgili bulmaktı.
Translate from Turkish to English

Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
Translate from Turkish to English

O otuzlu yaşlarında, ama yaşına göre yaşlı görünüyor.
Translate from Turkish to English

Bir bankta oturan yaşlı bir adam var.
Translate from Turkish to English

Adam yaşlı adamın çantasını soydu.
Translate from Turkish to English

Amerika'daki yaşlı insanlara diğer birçok ülkede aldıkları saygı aynı derecede verilmez.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir adamla tanıştıklarında çok uzaklaşmamışlardı.
Translate from Turkish to English

"Kedi? ", yaşlı adam merak etti.
Translate from Turkish to English

Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Translate from Turkish to English

Benim başka bir bebek için çok yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Translate from Turkish to English

Yaşlı çift yan yana oturdu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
Translate from Turkish to English

Tom daha yaşlı bir kızla evlendi.
Translate from Turkish to English

Tom senin kadar yaşlı değildir.
Translate from Turkish to English

Tom daha yaşlı bir kadınla evlendi.
Translate from Turkish to English

Yaşlı olanlar genç olanlara göre her zaman daha fazla bilmiyorlar.
Translate from Turkish to English

Yaşlı insanlar Kennedy suikastını hâlâ hatırlıyorlar.
Translate from Turkish to English

Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor.
Translate from Turkish to English

Evdeki yaşlı anne-babanı düşünmen gerekir.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı ebeveynlerini düşünmelisin.
Translate from Turkish to English

Tom çok yaşlı.
Translate from Turkish to English

Tom yaşlı bir adam gibi konuşur.
Translate from Turkish to English

Tom benden çok daha yaşlı.
Translate from Turkish to English

Tom göründüğünden çok daha yaşlı.
Translate from Turkish to English

Tom yaşlı köpeği ahırın arkasına çıkardı ve onu vurdu.
Translate from Turkish to English

Tom yaşlı adamı tanıdı fakat onun adını bilmiyordu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam herkes tarafından seviliyordu.
Translate from Turkish to English

Odadaki en yaşlı kişi Tom'du.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den çok fazla yaşlı değildi.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam küçük tilkiyi tuzaktan kurtardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin araba süremeyecek kadar yaşlı olduğuna ikna etmenin zor olacağını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom okula gitmek için yeterince yaşlı değildir.
Translate from Turkish to English

Tom kaya tırmanışı için çok yaşlı olduğuna karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom kesinlikle yaşlı bir adam.
Translate from Turkish to English

Tom Mary kadar yaşlı bir kız çocuğuna sahip olmak için yeterince yaşlı olamaz.
Translate from Turkish to English

Tom Mary kadar yaşlı bir kız çocuğuna sahip olmak için yeterince yaşlı olamaz.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir bayan Tom'a Charles Darwin'e benzediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

O benim kız kardeşim kadar yaşlı değildir.
Translate from Turkish to English

Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
Translate from Turkish to English

Kapıdaki yaşlı bayanı tanıyor musun?
Translate from Turkish to English

Jane benim kadar yaşlı.
Translate from Turkish to English

John erkek kardeşim kadar yaşlı.
Translate from Turkish to English

O, Ken'den çok daha yaşlı.
Translate from Turkish to English

Carlos adında bir adam o yaşlı adamı arayarak bir dağ köyüne geldi.
Translate from Turkish to English

O, Mary kadar yaşlı değil.
Translate from Turkish to English

O, Mary'den iki yıl daha yaşlı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den çok daha yaşlı olamaz.
Translate from Turkish to English

O çok yaşlı.
Translate from Turkish to English

Çok yaşlı olabilirim.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir kadınla tanıştım.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: etmemin, politikaya, ilgisi, siyasete, Beynin, fonksiyonu, hızla, yapmadığını, söyledim, Betty'ye.