Turkish example sentences with "genç"

Learn how to use genç in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
Translate from Turkish to English

"O genç mi?" "Evet, genç."
Translate from Turkish to English

"O genç mi?" "Evet, genç."
Translate from Turkish to English

Genç adam bir doktordur.
Translate from Turkish to English

O sağlam genç bir adam.
Translate from Turkish to English

O genç ama deneyimli.
Translate from Turkish to English

Onun saçı sarı ve genç görünüyor.
Translate from Turkish to English

Onlar genç iken evlendiler.
Translate from Turkish to English

Xavier, Paris Üniversitesi'ndeki genç bir ekonomi öğrencisidir.
Translate from Turkish to English

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.
Translate from Turkish to English

Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.
Translate from Turkish to English

Onun romanları genç insanlar arasında popülerdir.
Translate from Turkish to English

Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Şarkıcı, genç insanlar arasında popülerdir.
Translate from Turkish to English

Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
Translate from Turkish to English

Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü.
Translate from Turkish to English

Genç olmasına rağmen çok dikkatlidir.
Translate from Turkish to English

Jolanta, Bronisław'ın üniversitesinden gelen, çok güzel bir genç kızdır.
Translate from Turkish to English

Genç olmasına rağmen beyaz bir sakalı var.
Translate from Turkish to English

Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.
Translate from Turkish to English

Genç insanlar öyle düşünmeye eğilimlidir.
Translate from Turkish to English

Genç insanlar o şekilde davranmaya eğilimlidir.
Translate from Turkish to English

Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.
Translate from Turkish to English

Genç insanlar boşa zaman harcamaya eğilimlidir.
Translate from Turkish to English

Genç insanlar genellikle yaşlılardan daha fazla enerjiye sahiptir.
Translate from Turkish to English

Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir.
Translate from Turkish to English

Genç insanların özgürlükçü görüşünü al.
Translate from Turkish to English

Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
Translate from Turkish to English

Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
Translate from Turkish to English

Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
Translate from Turkish to English

Genç çift çok kısa sürede birbirlerine âşık oldu.
Translate from Turkish to English

Genç çift, eğlenmek için Kyoto'ya gitti.
Translate from Turkish to English

Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
Translate from Turkish to English

Bazı genç Japonlar, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
Translate from Turkish to English

Alçak gönüllülük genç bir kıza yakışıyor.
Translate from Turkish to English

O, genç olduğu için, hasta büyük annesine özveriyle hizmet etti.
Translate from Turkish to English

Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.
Translate from Turkish to English

Sevdiği genç onunla konuşmak için geldiğinde, o telaşlandı.
Translate from Turkish to English

Genç mühendisin deneyimi yoktu.
Translate from Turkish to English

O genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlıdır.
Translate from Turkish to English

Xavier, Paris Üniversitesi'nde ekonomi okuyan genç bir öğrencidir.
Translate from Turkish to English

Ben, adı Tom olan genç bir adamla tanıştım.
Translate from Turkish to English

O, benim kadar genç.
Translate from Turkish to English

Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.
Translate from Turkish to English

Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.
Translate from Turkish to English

O genç adam bizim öğretmenimizdir.
Translate from Turkish to English

Siz genç erkeksiniz.
Translate from Turkish to English

Manzara beni daha genç günlerime geri götürdü.
Translate from Turkish to English

O genç görünüyor, ama gerçekte o, 40 yaşın üzerinde.
Translate from Turkish to English

Müzik alanında hiç kimse bu genç kadın eşit değildir.
Translate from Turkish to English

Ondan daha genç misin?
Translate from Turkish to English

Ben genç olsam, yurtdışına giderim.
Translate from Turkish to English

Tom genç yaşta öldü.
Translate from Turkish to English

Bana sırnaşmayın genç bayan!
Translate from Turkish to English

Sen benim genç kızımın oğlun ile aynı yaşta olduğunu biliyorsun.Onların nişanlanmalarına karar vermemin nedeni budur.
Translate from Turkish to English

İki genç kız mutlu bir şekilde gülümsedi.
Translate from Turkish to English

Cesur genç insanlar dağcılığı seviyorlar.
Translate from Turkish to English

Ben, utangaç genç adama güzel kıza aşkını ilan etmesini tavsiye ettim.
Translate from Turkish to English

Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler.
Translate from Turkish to English

Şu genç çocukların polislerden daha hızlı koşabileceğine inanmak saçmadır.
Translate from Turkish to English

Genç bir çocuğun küçük bir kelime haznesi vardır.
Translate from Turkish to English

Ben bir genç kızın yardım çağrısı yaptığını duydum.
Translate from Turkish to English

Evlilik genç insanları ilgilendiren bir konu değildir.
Translate from Turkish to English

Onun yeni saç-yapımı daha genç görünmesine neden oldu.
Translate from Turkish to English

Doktor genç. Pilot da genç mi?
Translate from Turkish to English

Doktor genç. Pilot da genç mi?
Translate from Turkish to English

Trafik kazası, genç adamı görme yeteneğinden mahrum etti.
Translate from Turkish to English

O genç mi? Evet.
Translate from Turkish to English

Ben, eskisi kadar genç değilim.
Translate from Turkish to English

Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
Translate from Turkish to English

Tom genç kız kardeşi Mary ile bir odayı paylaştı.
Translate from Turkish to English

Önceki kadar genç olmadığını unutma.
Translate from Turkish to English

Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.
Translate from Turkish to English

Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.
Translate from Turkish to English

Yaşlı olanlar genç olanlara göre her zaman daha fazla bilmiyorlar.
Translate from Turkish to English

Tom bira içmek için hâlâ çok genç.
Translate from Turkish to English

Tom göründüğünden çok daha genç.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye en genç kızı için ne zaman bir çift yeni ayakkabı alacağını sordu.
Translate from Turkish to English

Mary daha genç bir adamla çıkıyordu.
Translate from Turkish to English

Bence Tom ve Mary evlenmek için çok genç.
Translate from Turkish to English

Bence Mary makyaj yapmak için çok genç.
Translate from Turkish to English

Bence Mary kulaklarını deldirmek için çok genç.
Translate from Turkish to English

Genç askerin kafası karıştı.
Translate from Turkish to English

Yeğenim hâlâ genç olduğu için cezadan kurtuldu.
Translate from Turkish to English

Tom bir elma soyamayacak kadar çok genç.
Translate from Turkish to English

Tom hâlâ genç ve deneyimsiz.
Translate from Turkish to English

Tom, gelecek vaat eden genç bir müzisyen.
Translate from Turkish to English

Savaşta pek çok insan genç yaşta öldü.
Translate from Turkish to English

Tom genç olduğu zaman hakkında çok konuşmaz.
Translate from Turkish to English

Tom kesinlikle Mary'den daha genç görünüyor.
Translate from Turkish to English

Bu kitap genç okurların kapasitesi dahilinde.
Translate from Turkish to English

Beş yaşından büyük olması mümkün olmayan, genç bir çocuk Tom'a postaneye nasıl gideceğini sordu.
Translate from Turkish to English

Bu kitap niçin genç insanlar tarafından seviliyor?
Translate from Turkish to English

Genç ölmek onun kaderiydi.
Translate from Turkish to English

Bu özellikle genç insanlar için tasarlanmıştır.
Translate from Turkish to English

Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.
Translate from Turkish to English

Sorun senin çok genç olmandır.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: kızlarıdır, karda, kaybolduk, madeni, paraları, Trafik, uymalıyız, Baban, uzakta, Spor.